0.2

57 6 5
                                    

Yatağımda bir o yana, bir bu yana dönerken uyumaya çalışmıyordum bile. Uyuyamayacağım konusunda neredeyse emindim ve vaktimi boşa harcamak yerine Harry'nin şu anda neler yaptığını düşünüyordum. Henüz eve gelmemişti, ancak ben arabasının sesini duymak için sabırsızlanıyordum.

Telefonum titrediği zaman kalbim teklemişti. Bu titreşim beklenmedikti, çünkü gecenin bir yarısı kimseden mesaj beklemiyordum.

Harry: özleidn mi

Birbirine karışmış harflerin oluşturduğu bu iki kelimeyi görmemle yüzüme bir gülümseme yayılmıştı. Ya bu mesajı aceleyle yazmıştı, ya da kör kütük sarhoş olmuştu. Tüm paramı ikinci ihtimale yatırıyordum.

Telefonun dokunmatik ekranı üzerinde titreyen parmaklarımı gezdirdim.

Louis: neyi?

Vereceği cevap için beklemeye koyuldum. Bir ergen gibi telefonun başında bekliyordum. Bulunduğum pozisyon belimi ve sırtımı tamamen ağrıtmıştı, ancak cevap gelene kadar neredeyse nefes bile almak istemiyordum.

Geçen birkaç dakikanın ardından boşuna beklediğimi anlamıştım. Cevap vermeyecekti. Muhtemelen mesajımı okuduğunda, öncesinde bana ne yazdığını hatırlamayacak kadar sarhoştu. Bir kadının üzerindeydi ve o kadına cenneti yaşatıyordu.

Umarım bir kadındır.

Yataktan çıktım ve odada turlamaya başladım. Bu turum pencerenin tam yanında son bulmuştu. Ay ışığının deniz üzerinde bıraktığı yakamoz manzarasını izlemeye koyuldum.

Buraya birlikte gelmiştik. Erkek erkeğe geçirilecek 3 aylık tatilden söz ederken Harry fırsat buldukça başka kadınları otel odasında ağırlıyordu, Zayn ise tanıştığı kadınları tuttuğumuz evde ağırlamaktan çekinmiyordu. Kendimi bazen yapayalnız hissettiğim bu tatilde yine de halimden şikayetçi değildim.

Çünkü aşık olduğum adamla beraberdim.

Harry ile her zaman en yakın arkadaşlardık, ama zaman zaman cinsel gerilimler yaşadığımızı da inkar edemezdim. Harry bana dokunmayı çok severdi. Hatta gruptakiler, senelerdir onun bana karşı bir temas bağımlılığı olduğunu düşünüyorlardı. Her türlü ortamda, eli bir şekilde bana değerdi. Ya kolunu omzuma atardı, ya parmaklarını hafif hafif bedenimde gezdirirdi ya da bana sürekli sarılır, omzunu omzuma yaslardı.

"Harry, tanrı aşkına şu çocuğu biraz rahat bırak. Devamlı sülük gibi yapışıp duruyorsun!"

Liam'ın seneler önce söyledikleri kulağımda yankılanırken gülümsedim. Başlarda bizimkiler bu duruma çok takılsalar da, zamanla hepimiz alışmıştık ve hayatımızın bir normali haline gelmişti.

Yaklaşık 5 aylık bir süre için aynı evde yaşadığımız dönemde, bir gece grupla halı saha maçı yaptıktan sonra eve gelip odamdaki yatağa yayılmıştık. Aynı yatakta uzanmak o zamana kadar çok doğal, çok normal bir şeydi. Çünkü o Harry'di, ben de Louis'ydim. Birlikte uzanmamız kadar normal bir şey daha yoktu.

Harry, ne kadar yorgun olduğumu bildiği için bana masaj yapmak istemişti. Buna itiraz edemedim ve tişörtümü çıkarıp yüzüstü uzandım. Belimin hemen altına, kalçalarımın üzerine oturdu ve omuzlarımdan başlayarak bana dokunmaya başladı.

"Lou?"

Adımı söylediği zaman duyduğum heyecanı, bugün bile kalbimin en derininde hissediyordum.

"Harry?"

Elleri hâlâ üzerimdeyken kafasını bana doğru eğdiğini hissetmiştim.

"İyi hissediyor musun?"

HAVING (Y)OUR BABY | L.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin