BÖLÜM 19

163 39 16
                                    

İYİ OKUMALAR

Unutuldum, unutuldum,
Kurutulmuş güller gibi.
Yosun tutmuş duvarlara,
Yazılmış günler gibi.
Gece bitmez, gündüz bitmez.
Bu yalnızlık hiç bitmez.
Ne kavgam bitti ne sevdam,
Ömür geçer, gönül geçmez.
Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma.
Benden selam söyleyin bütün aşklarıma.
Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma.
Benden selam söyleyin bütün aşklarıma.

Mırıl mırıl söylediğim şarkının devamını hatırlayamazken bir an duraksadım. Neydi devamı ya? Hah hatırladım.

Çiçeklerim dökülür her mevsim,
Sonra yeniden açar.
Ümidimin boynu bükülür,
Sonra deniz bin defa taşar, bin defa taşar.
Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma.
Benden selam söyleyin bütün aşklarıma.
Her ayrılık bir vurgun, değmeyin yaşlarıma.
Benden selam söyleyin bütün aşklarıma.

Oturduğum beton zeminde rahatsızca kıpırdanırken şarkı mırıldanmayı sürdürüyordum. Nezarethanenin soğuk zemini birazdan buzullaşmama sebep olacaktı. Yatta yeterince üşümüşken birde burada ekstra üşümem hiç iyi olmamıştı. Çok kötü hastalanacağıma emindim.

Yata yapılan polis baskını sonrası hepimiz apar topar karakola getirilmiştik. Tamay'ı bulamamıştım. Yol boyunca ekip arabasında ve geldiğimden beri buradaki herkesi darlıyordum Tamay nerede diye ama bana cevap veren kimse yoktu. Artık konuşmamın bir fayda etmediğini fark ettiğimde bulunduğum yere çökmüş ve bir süre ağlamıştım. Şimdiyse ağlamam sona ermiş bir vaziyette şarkı mırıldanıyordum.

Kiralık gelin ve yatta bulunan birkaç kadınla beraber aynı parmaklıkların ardındaydık. Arada ters bakışlarım üstüne düşüyordu ama kendimi sakin tutmaya çalışıyordum. Hepsi onun yüzündendi. Ve birazda Tamay'ın.

O neredeydi acaba? Umarım aynı karakoldayızdır. Kendimi fazlasıyla yalnız ve korkmuş hissediyordum. Bilmediğim bir şehrin bilmediğim bir karakolundaydım. Ben İstanbul'da hiç Ares'siz bir yere gitmemiştim ki! En kötü yanımda Tamay oluyordu ve şimdi o da yoktu yanımda. Tamay'a uyan benliğim şu anda pişmanlıktan kavruluyordu.

Elimdeki çantalara da el koymuşlardı. Ares'i aramak için telefonumu istemiştim ama vermemişlerdi. Beni herhangi bir yetkiliyle de görüştürmüyorlardı ki ona Ares'i çağırmasını söyleyeyim! Onun tanınırlığının işime yarayabileceği bir andaydım ama bunu kullanamıyordum.

Yan tarafımda sıkıntıyla oflayan kiralık geline ters ters bakmayı sürdürürken onunda bakışları bana döndü. Birde utanmadan oflayıp pufluyordu. Bu kızın elimde kalmasına az kalmıştı. Sabrım tükeneli çok olmamıştı, alacaktım ayağımın altına. Zaten bir buçuk metre boyu vardı!

"Niye öyle bakıp duruyorsun ya?" derken sesi oldukça mahzun çıkan kiralık gelinin konuşması bana oldukça sahte gelirken oturduğum yerden ayaklandım.

"Birde yüzsüz gibi nedenini mi soruyorsun!" Ses tonum istemsizce yükselirken kiralık gelinin yüz şekli değişti karşımda. Buruşturduğu yüzüyle onun kafasını duvarda sektirme isteğim bir tık daha arttı.

"Evet, sanki ben bir şey yaptım."

Küstahça konuşması cinlerimin tepemde bir halay kurmasına sebep olurken hınçla yanına kadar gidip dibine kadar girdim.

"Biraz daha böyle konuşmaya devam edersen asıl ben bir şey yapacağım." dedim dişlerimin arasından.

Konuşmamla birkaç adım geriye giderken kiralık gelin hızla konuşmaya başladı. "Ya tatlım ben nereden bileyim kocişkomun sevgilisiyle basılacağını. Hem ayrıca benim görevim bu değil ki ben işimi yapıp gidecektim."

LÂL -EHVENİŞER-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin