are u mine? // minsung

2; Yakala beni, sana aşık oluyorum.

Suho - Decanting

It's just that i fell in love with a war, and nobody told me it ended.

***

Pratik odasının içinde yankılan adım sesleri ve yüksek müzik arasında dans eden adamlar yedinci tekrarlarını yaparken Jisung yorgunluktan ölmek üzereydi.

"Jisung dikkat et!" Son yarım saattir odada yankılan tek cümle bu olmalıydı.

Uykusuzluktan dağılan odağı ve ağrıyan vücudunu ne kadar denge içinde tutmaya çalışsa da insan olduğu için normalden daha fazla hata yapan Jisung'un omurgasına sanki elektrik veriliyormuş gibi hissettiren şey bu uyarıların sürekli Minho'dan gelmesiydi.

"Özür dilerim." Sessizce söyledikten sonra dansa bir önceki adımdan devam ederken nefes nefeseydi.

İçinden ritmi sayarken gözleri aynadan Minho'nun sanki sekiz saat uyku ve güzel bir kahvaltının ardından buraya gelmiş gibi görünen bedenine kaydı.

Kusursuzdu.

Siyah tişörtü ve siyah şapkasıyla o kadar mükemmel görünüyordu ki Jisung acımasızca onu azarlayan bu adama ne olursa olsun sinirlenemiyordu. Minho gerçekten de Jisung'u avuçlarının içinde tutuyordu.

Minho'nun her birinin hareketlerinde hata arayan keskin gözleri sertçe Jisung'un üzerinde durduğunda aniden elini kaldırdı ve herkesin dansı bırakmasını sağladı.

Jisung yiyeceği azarı bir gram bile umursamayarak kendini yere atarak oturduktan sonra soluklanmak için derin derin nefesler almaya başladı.

Minho iki parmağıyla burun kemerini sıkarak gözleri kapadıktan sonra sakince arkasını dönerek Jisung'un yanına ilerledi.

Felix ve Jeongin birbirlerine bakarak endişeyle yanaklarının içlerini dişlemeye başladıklarında Minho Jisung'a elini uzattı.

Yardım ettiği görüntüsü veren bu hareket çoğunun bildiği bir şeydi. Minho dans konuşunda kesinlikle hata kabul etmiyor, kendisinin sürekli uyarıda bulunmasından hiç hoşlanmıyordu ve belli ki bu günkü kurban Jisung olacaktı.

"Kalk hadi." Jisung başını kaldırmadan elini yakaladığında Minho onu çekerek ayağa kalkmasını sağladı. "İyi misin?" Sesi her zamanki ilgili hyung sesiydi.

Ne olursa olsun her zaman arkadaşlarının iyiliğini düşünen Minho bu soruyu şimdi Jisung'a soruyordu.

Jisung bütün gece uyumamış olmanın, üstelik saatlerce ağlamın verdiği şiş gözlerle ona baktığında Minho kaşlarını kaldırarak bir cevap bekledi.

"İyiyim hyung. Sadece pek uyuyamadım, o yüzden kafamı toparlayamıyorum." İkisi arasında geçen bu saçma sapan konuşma Jisung'u germeye başladığında koluna dokunan elle sağına döndü.

"Bir sorun mu var Jisung, neden uyuyamadın?" Chan endişeli gözlerini ona dikip kollarını omzuna sardığında Jisung gülümseyerek bir eliyle koluna sarılı elinin üzerine vurdu.

"Bir sorun yok gerçekten. Bu aralar böyleyim nedense." Her zamanki gibi koca bir şekilde gülümseyerek Bangchan'ı rahatlatmaya çalışırken gözleri istemsizce hala karşısında bekleyen Minho'ya döndü.