are u mine? // minsung

10; Tonight you killed me with your smile

Ajda Pekkan - O Benim Dünyam

Reamonn - Tonight

Öylesine güçlü, öylesine güzel
Böylesine benim olan.
O benim dünyam.

***

Karakolun çiğ, beyaz ışığı altında otururken durmadan bacağını sallayan Minho yanında tırnaklarını yiyen Hyunjin'e korkunç bakışlar atıyordu.

Bunun nedeni ise tam karşısındaki sandalyelerden birinde oturan Jeno'ydu.

Her şey şöyle gelişmişti:

Minho eve geldikten çok kısa bir süre sonra polisler de gelmiş, Jisung'u ifadesini almak için karakola çağırmışlardı. Minho hala tam olarak şoktan çıkamamış olan Jisung'u kendi arabasıyla karakola getirirken eve yeni gelmiş olan Hyunjin korkudan çıldırmış bir şekilde henüz ne olduğunu anlamasa da peşlerine takılmıştı.

Hyunjin o telaşla arka koltukta otururken diğerlerine ve menajerlerine haber vermiş, Jeno'nun da haklı olarak bu durumu bilmesi gerektiğini düşünerek ona da mesaj atmıştı. Yağmurdan dolayı hava serinlediğinde Minho'nun pijamaları üzerine giydirdiği kabanın içine gömülmüş olan Jisung hiç konuşmadan önüne bakıyor, avuçlarının arasına aldığı Minho'nun elini sıkı sıkıya tutuyordu.

Minho rahatlaması için elinin altındaki bacağını okşasa da Jisung bir an bile olsa onu bırakmasından çok korktuğu için daldığı yerden çıkıp telaşla tekrar parmaklarını Minhonunkilere geçiriyordu.

Karakola geldiklerinde birkaç polis memuru Jisung'u sorgulamak için ofislerinden birine almışlar, bariz bir şekilde çok korkmuş olan çocuğa sıcak çay ikram etmişlerdi. Dakikalarca henüz yarım saat önce yaşadığı travmatik olayı tekrar tekrar anlatırken Jeno koşarak karakola girmişti.

Hyunjin ayağa kalkarak onu yanlarına çağırmış ve olayı kısa bir şekilde anlatmıştı. Jisung hemen Minho'yu aradığı için şükürler eden Hyunjin'in dediğiyle bakışlarını oturan Minho'ya çeviren Jeno öfkelenmişti.

İkisi de aralarındaki gerginliğin nedeninin gayet farkında olarak yarım saattir karşı karşıya oturuyorlardı. Birbirlerine selam vermemişler, tek bir kelime bile etmemişlerdi.

"Hyung şu an sinirlisin biliyorum ama sevgilisinin de durumu bilmesi gerekiyordu."

Hyunjin konuşurken Minho ona o kadar sert bir bakış atmıştı ki Hyunjin yutkunarak arkasına yaslandı. Jeno bakışlarını sanki bir etkisi varmış gibi Minho'ya dikmişken ofisin kapısı açılmış ve iki polis memuru dışarı çıkmıştı.

"Bay Han'ı alabilirsiniz. Bir müddet iletişim halinde olacağız unutmayın lütfen." Üçü de ayağa kalkarak memurlara teşekkür ettikten sonra hem Jeno hem Minho Jisung'un yanına gitmek için odaya yönelmişti.

"Hyung." Hyunjin Minho'yu kolundan yakalayarak durdurduğunda Jeno hızla içeri girip kapıyı arkasından kapatmıştı.

"Hyunjin ne yapmaya çalışıyorsun?" Minho küfür ederek kolunu çektiğinde Hyunjin sesli bir şekilde ofladı ve Minho'yu zorla da olsa yerine oturttu.

"Ya bir dursana sen! Jisung'u zor durumda bırakacaksın." Minho derin bir nefes alarak ellerini yüzüne bastırarak dizlerine doğru eğildiğinde Hyunjin önünde eğildi.

"Çocuk bir de senin hareketlerini mi açıklamaya çalışsın? Çıkacak zaten şimdi, nolur sabret." Hyunjin hiçbir şey bilmediği için kendince mantıklı konuşuyordu ama sinirlenen Minho ellerini yüzünden çekerek büyümüş gözlerini Hyunjin'e dikti.