-Bölüm 4-

173 26 80
                                    

Biz geldik canlar❤️

Kızların başlarına neler neler geldi ve arkasından da bakın yine kim çıkageldi🤭

Lafı uzatmadan sizi bölüme davet ediyor ve aradan çekiliyorum.
Oyları ve yorumları ihmal etmeyin lütfen.

Hepinize kucak dolusu sevgiler, kocaman öpücükler ❤️💋
* ** *** ****

Bölüm 4; Kendin Yap Videoları Çekenler, Çok Biliyorsunuz Siz!

Alışverişleri takip eden birkaç gün mükemmel geçti çünkü bu işin hayaller kısmındaydık. Ellerimizde kovalar, bezler, deterjanlarla şarkılar söyleyerek temizlik yaparken keyfimiz yerindeydi. Masaları kaplar, duvarları süsler, ampulleri değiştirip ışıklandırmayı ayarlarken her şey rüya gibiydi. Kolaydı, eğlenceliydi, tam da bize göreydi çünkü...

Henüz tamir işine girmemiş, hatta elden geçirmeyi gerektiren tüm alanlardan uzak durmuştuk. Hayalleri yaşamış, hayatlar kısmını ertelemiştik. Böylece asıl filmi görmemiş, fragmanda da olayın yalnızca iyi taraflarının olduğunu unutmuştuk. Gün, öğrenme günüydü.

Erken çıkan yol alır, diyerek sıkı bir kahvaltı yaptık ve Liya'nın babasından kalan devasa alet çantası, matkap, şarjlı tornavidayı kapıp önceden hazırladığımız malzemelerin yanına indik. Tuvaletlerdeki muslukların sensörlü olanlarla değişmesi, ömrünü tamamlamış olan tuvalet kağıdı ve havlu kağıt dispenserlerinin yenileriyle değiştirilmesi, bozuk sifonların iç aksamının yenilenmesi, mutfaktaki lavabo giderinin hortumunun değiştirilmesi, parkelerin cilalanması ve bir de fayans derzlerinin yenilenmesi gerekiyordu.

Günlerdir tekrar tekrar izlediğimiz kendin yap videolarını ezberlemiştik. Tıpkı onların yaptığı gibi çocuk oyuncağı olmalıydı artık. Olur sanıyorduk. Çok masumduk.

Birbirimizi yeterince gaza getirdiğimizden ve evren de bize oyun oynamaya karar verdiğinden olacak derzler, parke cilası gibi işler sandığımızdan da çabuk bitti. Hâl böyle olunca hepimiz baş parmaklarımızı salopetlerimizin bellerine takıp gururla ikinci aşamaya geçmeye hazırlandık. Artık çok iş biliyoruz ya, usta olduk!

Çöp çekerek yeniden iş bölümü yaptık, benim bahtıma lavabonun gider hortumu düştü. Sonun başlangıcı da bu oldu çünkü yaklaşık iki saat sonra kasabanın yarısı başımıza toplanmıştı. Göz açıp kapayıncaya kadar da hastanedeydik.

Kolumuz kanadımız, başımız ayağımız sargılar içinde bahçeye çıkarılmamız ve paşabahçe bardağı gibi yan yana bir banka sığdırılışımız da bir sonraki saate tekabül ediyordu.

Karşımıza dikilen Marketçi amca, gülmeden ya da kızmadan konuşabilecek kadar kendini toparlayıp kollarını göğsünde birleştirdi. "Evladım birbirinizi öldürmeye niyetlenmediyseniz, evin içinde nasıl bu hâle geldiğinizi bir anlatsanız mı artık?"

"Marketçi amcam, vallahi her yanımız sızlıyor. Hem benim ayağımı yüksekte tutmam lazım, doktor öyle söyledi ya hani! Sonra şey yapsak biz onu?" diyen Liya'nın yırtma çabasına tutunduk hep birlikte.

"Oğlum, otur yere. Ablanın bacağını koy dizlerinin üzerine, yüksekte kalması lazım. Şimdi şey yapıyoruz!" Marketçi amca, serserilik ediyor diye ensesinden tutup her yere sürüklediği ergen oğlunu tabure yapınca çabalar suya battı.

"Ama sizi işinizden alıkoyuyoruz saatlerdir. Gidelim biz, değil mi?" Nil bir kez daha şansımızı denerken Efsun ve beni gösterdi eliyle. "Hem bu ikisinin kavgası yeni bitti, yeniden başlatmasak... Bir sakinleşseler?"

Ellerini beline dayayan Marketçi amcayı döndüremeyecektik baş koyduğu yoldan. Yüzünden belliydi inat ettiği. "Hiç zorlamayın evladım, anlatmadan şuradan şuraya gidemezsiniz. Hem işimizden de kaldık. Haydi artık, değil mi? Sağ baştan başlayın!"

KOR - Beşinci Element: Aşk I Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin