-Bölüm 17 (Part I)-

59 12 18
                                    

Merhaba Canlar,

Benim çok eğlendiğim, sevimli ve bol tripli bir bölüm getirdim size.
Umarım keyifle okursunuz.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Kalpten sevgiler, kocaman öpücükler❤️💋

* ** ***

Bölüm 17; Hiç Sınanmamışım Ki Böylesiyle Nereden Bileyim Yanmayı...

Bütün bir akşamı ve hatta geceyi her beş dakikada bir başa sardığım, "Bi' gidip bakayım ya valla görünmem! Göreyim, bi' kontrol edeyim hemen geri gelirim söz!" demeler eşliğinde geçirdim.

Başımda nöbet tutan, kapılara barikat kuran, türlü ikna denemeleri kesmeyince gün yüzü görmemiş tehditlere başvuran kız kardeşlerimin üstün çabaları beni evde tutabildi. Hayatımda ilk defa sahnedeyken bile tam olarak aklım başımda sayılmazdı. Olmaz olası, varlığı bünyelerden silinesi merak ve kıskançlık ikilisi yok muydu? El birliğiyle ziyan ediyorlardı aldığım nefesi.

Hayır, aslında bana bu zulmü eden bizzat Aynı Dertten Yollarıma Düşesi Komiser kişisiydi ama kendim ettim kendim buldum meseleleri yüzünden bir şey de yapamıyordum ki!

Kızların nihayet kapıdan çıkabileceğime karar vermeleri, Komiserin en az bir beş dakika ağaç olmasından sonraydı. Ben sabahı nasıl ettiğimi biliyordum, arkamda dizilmiş üç kadın da ilk elden şahittiler ama karşımda duran darmadağınık, uykusuz ve derbeder Komiserin bu hâle nasıl geldiğini kim biliyordu?

"Günaydın Cemre," derken bile neredeyse esnedi esneyecekti. Üstelik Kor da değildi, Cemre'ydi!

"Eyvahlar olsun! Cemre demeyeydin iyiydi Komiserim a canım, büyük sıçtın..." diye mırıldandı arkadan biri. Tahminimce Efsun'du ama tepemde tüten dumanlarla karıştırıyor olmam da ihtimaldi.

Gözüm dönünce tek kaşım gerçekten diğerinden epeyce yükseklere tırmanabiliyordu. Tahminimce an itibariyle de öyleydi. "Gün bana bile aymış ama sende bir 'aman sabahlar olmasın' etkisi bırakmış Komiser."

Şişmiş gözlerini, yorgun hâlini başka zaman görsem dizime yatırıp uyuyana kadar sevesim gelirdi ama şu an, kendimi koyversem 'Anlat çabuk, dün gece yemek dışında ne halt yedin' diye yakasına yapışırdım ancak. Dağınık saçlarını eliyle iyice bir dağıtarak, kirpiklerinin arasından bakışları ve yandan gülümsemesiyle kalbime oynaması bile kurtarmazdı.

"Düşündüğümden daha yoğun bir akşamdı, geceye de sarktı. Hâliyle etkisi kaldı," dedi cinayi hislerime yürüdüğünden habersiz.

Nil telaşlı, olanca saçmalamasıyla araya giriverdi. "Ee, günaydın Komiserim ama şey mi yapsak? Daha doğrusu siz mi yapsanız? Olmayacak çünkü böyle! Olursa da sanıyorum ki sonu kanlı bitecek..."

Şişmiş gözlerini iyice bir kıstı, yüzünde tuhaf bir ifade güldü gülecek. "Nil, başka bir zaman belki olurdu ama bugün inan imalarından bir şey çıkarabilecek gibi değilim ben. Dümdüz söylesen mi?"

"Nil de pek uyumadı dün gece o yüzden bu anlatamamaları. Ben mealini çok etkili bir şekilde açıklarım sana Komiser, yola bir düşelim de!" dedim demesine ama belimi saran kız kardeşim salmıyordu ki dışarı adım atayım.

"Ben gideyim de paspas, süpürge, vileda hatta çatal bıçak çekmecesi dâhil ne bulursam kilitleyeyim. Yoksa kızılım katil olacak, Komiserime de yazık olacak," diye mırıldanan Efsun'un çenesi durmuyordu ama bir şey kaçırır korkusuna da gidemiyordu.

"Olur öyle uyanamadığımız sabahlar ve bunun da birçok mantıklı sebebi, açıklaması olabilir. Değil mi Komiserim? Nil diyor ki zorlamamak lazım böyle günleri, erteleseniz mi acaba? Hem eve dönüp uyursunuz biraz, zihniniz açılır, afyonunuz patlar, sağlığınıza faydalı olur..."

KOR - Beşinci Element: Aşk I Место, где живут истории. Откройте их для себя