Rapunzel

|12| #BULGAZ

Sabah gözümü açtığımda çok enerjiktim. İlk önce ablamı çağırıp kafamdaki banttan kurtuldum. Ardından duşa gireceğimi söyleyip bütün bandajları çıkardı.

Misler gibi duşumu aldığımda bornozumla giyinme odama girdim. Dolapları karıştırıp hafif göbeği açık kahverengi omuzları açık küçük beyaz çiçeklerle dolu bir bluz giyip altıma ise siyah bir kot geçirdim. (Medya)

Saçlarımı ise kurutup salık bıraktım. Baya uzamıştı saçlarım. İlk babam gilin evine geldiğimde kalçamın 2-3 parmak altındaydı, şimdi ise neredeyse diz kapağıma geliyordu.

İşlerim bittiğinde hemen ablamı çağırdım bu sefer sadece omzumu sarıp kol askımı takmamı söyledi. Karnıma ise yine pansuman yapıp sardı. Sargı kotun içinde olduğu için belli olmuyordu.

Ablam ile birlikte aşağı indiğimizde avluda babamın elinin Bulutun omzunda olup sıktığını gördüm. Bulutun yüzüne bakılırsa ise çok acıyordu. Hemen yanlarına gidip babamın yanağını öptüm. Kafasını bana çevirip gülümsedi ama omzumdaki sargıyı görünce gülümsemesi yavaş yavaş soldu.

Babam tekrar eski gülümsemesine dönüp mavilerini benim mavilerim ile buluşturdu. "Bir sorun olursa hemen ara kızım tamam mı?" dedi. Sonra Buluta dönüp elini omzundan çekti. "Sende kızıma dikkat et bir şey olursa direk senden sorarım hesabını." dedi kaşlarını çatarak. Bulut korkudan sadece baş sallamakla yetindi.

Babama dönüp "Tamam babacım hadi biz çıktık." diyerek Bulutu kolundan tuttuğum gibi dışarı çıkardım yoksa Bulutun kıpırdayacağı yoktu. Konağın dışına çıktığımızda babamın bize ayarladığı arabaya bindik. Bulut bana dönüp "Konu sen olunca baban çok korkunç." dediğinde gülüp başımı salladım.

Bulut arabayı çalıştırdığında merakıma yenik düşüp "Nereye gidiyoruz?" dedim. Bulut gözünü kısa süreliğine yoldan çekip bana bakıp sırıttı "Öpersen niye söylemeyeyim sevgilim?" dediğinde kaşlarımı çatıp vücudumu ona döndürdüm "Fırsatçı." dedim.

Bulut gülerek "Bu fırsatçılık değil bebeğim. Hem biz sevgiliyiz seni öpmek istemem normal." dedi. Tekrar yola dönüp "O zaman gideceğimiz yere kadar sana öpücük yok." dedim. Bulutun tekrar gülme sesini duydum ama yoldan gözümü çekmedim.

Yaklaşık on dakika sonra küçük bir piknik parkına geldik. Park, küçük bir gölün yanındaydı. Hemen arabadan inip etrafı incelemeye başladım. Kahvaltı yapmak için gelen tek tük insan vardı. Bazı gençler ise top oynuyordu. Birde bizden başka kimse yoktu.

Bulut yanıma geldiğinde beni belimden kendine çekip dudaklarımızı birleştirdi. Öpüşüne karşılık verdikten sonra ayrılıp kollarımı boynuna sardım. "Bulut burası harika teşekkür ederim." dedim neşeyle. Bulut da kollarını belime dolayıp "Bende öpücük için teşekkür ederim." dedi ve boynuma öpücük bıraktı. Şuan midemde kelebeklerin olması doğal mı?

Bulut ile bir kamelyaya geçtiğimizde ne zaman aldığını bilmediğim sepetten örtü çıkartıp serdi. Kamelyanın oturama yerine oturduğumda Buluta bakıp "Bütün günü planladın değil mi?" dediğimde mavilerimin en derinlerine bakıp "Evet planladım çünkü seninle bir günüm benim için çok önemli dolu dolu yaşamak istiyorum." dedi ve örtünün üstüne çeşit çeşit yemekler koymaya başladı.

Buluta gülümseyip yemeklere ağzımın suyunu akıtacak şekilde baktım. Yemeklerden gözümü çekmeden "Yine döktürmüşsünüz Bulut şefim." dedim gülerek. Başımda bir baskı hissedince Buluta dönmüştün. Başımdan öpmüştü... Buluta gülümseyip çatalımı aldım ve en sevdiğim yumurta salatasından bir çatal alıp ağzıma attım. Gözlerimi kapatıp bu ağzımdaki mükemmel şeyin tadını çıkardım.