Rehin

940 121 290
                                    

Elimdeki silahla ona birkaç adım attım ve önünde durdum.Masasını işaret ettiğimde bana öylece bakıyordu.

Silahla sandalyesini gösterdim.

"Otur."

"Ne?"

"Sana otur dedim!"

Yerinde sıçradıktan sonra az önce kalktığı sandalyesine oturdu.Parşömen parçalarına baktığımda notaların yazılı olduğunu gördüm.

Etrafa bakındım,piyano hala buradaydı.Önüme dönüp silahı kafasına yaklaştırdım.

"Yazmaya başla."

Hareket etmediğinde kafasına bastırdım."Başla!"

Divit kalemi mürekkebe batırdı ve boş bir parşömen aldı.Elini parşömene yaklaştırdığında bir süre düşündüm.

"Yaz,eski dostum Seokjin."

Eli duraksadı.Silahı kafasına daha çok bastırdım."Eski dostum Seokjin!"

Yazmaya başladığında devam ettim.

"Siyah incim ve ganimetlerimi verdiğinde ben de biricik kardeşini vereceğim."

Duraksayıp bana baktı.Silahla kafasına tekrar baskı uyguladığımda önüne döndü.Divit kalemi parşömene yaklaştırarak yazmaya devam etti.

"Anlaşma için sana yer bildireceğim.Yalnız ve silahsız geleceksin.Bir oyun oynamaya kalkarsan,kardeşine veda edersin."

Son cümleyi yazarken eli titredi.Korkması gerekiyordu,korkmalıydı da.

"Red head."

İsmimi de yazdığında etrafa bakındım.Onunla beraber bu odadan yürüyerek çıkmaktan başka yol yoktu.Tekrar ona döndüm.

"Ayağa kalk."

Ayağa kalkıp arkasını döndü.Silahla kapıyı gösterdim.

"Yürü."

Yavaş adımlar attığında sinirlenmeye başladım."Sabaha kadar seni bekleyemem Prens Min."

Bir anda arkasını döndü ve tuttuğu diviti elime sapladı.Silah elimden düştüğünde kapıya koşup açtı ve bağırmaya başladı.

"Yardım ed-"

Ona yetişip elimle ağzını kapattım ve diğer elimle boynuna sarıldım.Elimi ısırdı.Acıyla ağzından çektiğimde bir daha bağırmaya çalıştı.

"Yardım-"

Elimle ağzını tamamen kapatıp geriye doğru birkaç attım ve yere düşen silahımı aldım.Ellerimden kurtulmaya çalışırken debeleniyordu.Silahın kabzasını gösterdim.

"İyi uykular Prens Min."

Ensesiyle kafası arasında bir yere vurduğumda elleri gevşedi ve gözleri kapandı.Yere düşeceği sırada tuttum.Odanın kapısı tıklatıldığında bekledim.

"Prens Min?"

Etrafa baktım.Odadan çıkabileceğim tek yer pencereydi.2.kattan baygın prensle nasıl inebileceğimi düşündüm.

"Prens Min,sesinizi duydum.İyi misiniz efendim?"

Hafifçe öksürüp sesimi incelttim.

"İyiyim,sabaha kadar kimse beni rahatsız etmesin."

"Emredersiniz efendim."

Prensi yere bırakıp kapıya ilerledim.Adım sesleri uzaklaştığında kapıyı aralayıp baktım.Koridor boştu.Kapıyı kapatıp tekrar içeri girdim.Pencereye gidip açtım ve aşağı baktım.

Fire and rose | SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin