1.2

632 76 20
                                    

"Yaparsınız, yapabilirsiniz. Size güveniyorum."

Minho gerilmekten kaskatı kesilmiş Felix'in omuzlarını ovarken Hyunjin kulislerinde zıplayıp duruyordu. "Resmen zamanı geldi, şimdi gideceğiz. Aaaaa!"

Minho Hyunjin'e bakarak güldü. Danslarında Yin ve Yang'ı temsil eden bu dansçılar gerçekten de Yin ve Yang gibilerdi.

Felix yine gerilmişti, Hyunjin ise hiçbir şey umurunda değilmiş gibi heyecanlıydı.

Felix başını kaldırıp Minho'ya baktı. "Bu arada koç, o çocuklara ne oldu?"

Minho'nun yüzünü yeniden sinir olmuş bir ifade kapladı. "Diskalifiye edildiler haklı olarak. Şu halinize bakın."

Üzüntüyle Felix'in dudağına dokundu.

"Bizim Lix'imizin dudağı patlattıkları için hala şiş ve yaralı. Tüm fotoğraflarda dudağın sanki iki saniye önce yiyişmişsin gibi şişik çıkacak."

Hyunjin alay edercesine gelip "En azından dudağında doğal bir kırmızılık var, estetik durur." dedi.

Ters ters bakan Felix oturduğu yerden bir tekme savurdu. "Kapa çeneni. Senin morluklarını da zor kapattık."

Hyunjin gözlerini devirerek el bileğini ovaladı.

Çocuklardan birisi kavga anında bilinçli olarak dikkatinin dağıldığı bir anı beklemiş, elini tersine çevirmiş ve bileğini incitmişti. Hyunjin engelleyemese kırık bile olabilirdi.

Felix'i korumaya çalışırken az daha bileğini incitecekti. Hyunjin kendine inanamazmış gibi başını salladı.

Aniden Minho sanki artık oyalanma zamanı bitti der gibi ciddi bir ifade takındı, Hyunjin'i zorla bir yere oturttu ve konuşmaya başladı.

"Bakın çocuklar. Sizin kazanmanızın benim açımdan sadece ünvan ve gurur olarak getirir ama sizin için getirisi daha büyük. Eğer birinci olursanız, dünya çapında yarışabiliriz. Bir dansçı olarak hayal ettiğiniz her şeyi yapabilirsiniz."

Karşısındaki gençlerin gözleri parladı. Hyunjin kendinden emin bir ifadeyle kolunu Felix'in omzuna attı.

"Merak etmeyin koç, bu yarışmanın birincisi çoktan belli zaten."

Felix başıyla gülümseyerek onayladı. Diğerlerinin ne kadar iyi oldukları fark etmezdi, zirvede zaten çoktan Felix ve Hyunjin vardı.

Kahve kısa saçlı bir kız başını odalarına sokup gülümseyerek sıranın onlara geldiğini haber verdi. Minho neşeyle öğrencilerine döndü.

"Hadi koçlarım, güveniyorum size."

Hyunjin ve Felix, yüzlerinde kendinden emin gülümsemeleriyle kalkıp sahnenin arka girişine gittiler. Seyirci koltukları tıklım tıklımdı, bu ünü her yana yayılmış yarışmayı izlemek için yüzlerce kişi gelmişti.

Ve bu yarışmanın asıl önemli tarafı, ajanslardan çalışanlar da buradaydı. Eğlence ajansları, dans ajansları, modellik ajansları... Ünlü bir sürü ajansın birer temsilcisi kalabalığın arasında gizliydi, katılımcıların arasındaki pırlantaları keşfetmek için yarışıyorlardı.

Felix neşeyle Hyunjin'e baktı. Genelde sahneden önce gergin olan Felix olurdu ama bu sefer Hyunjin gergin gözlerle sahneye bakıyor ve bileğini ovuşturuyordu.

Felix, Hyunjin'in bileğini incittiğini fark etmişti. Sıcak bir gülümsemeyle Hyunjin'in ovuşturmaktan kızarttığı bileğine götürdü elini.

you ain't worth my love | hyunlix ✓Where stories live. Discover now