Bölüm 19

29 4 0
                                    


Bölüm 19

Jeon Jungkook:

Şu sıralar hayatımın en yoğun günlerini yaşıyordum. Her şey beklemeyeceğim kadar güzel sonuçlandığı için mutluluğumu sürekli gülümseyerek ifade ediyordum. Öyle ki hyunglarımın hepsi bu hallerime gülüyor, benim adıma seviniyordu.

Birinden hoşlanıyordum, o kişi de bana karşı boş değildi. Onunla evleniyorduk. Eğlenceli, sıradışı bir aileye sahipti ve o ailenin her ferdiyle çok yakındım. Kedi Lou bile beni seviyordu. Harika ağabeylerim vardı bana her konuda yardımcı oluyorlardı. Birazcık deli bir baldızım vardı, kafası şirket işlerine basıyordu. Bütün insanları imrendiren bir gülüşe sahip biri vardı hayatımda. O gülümsediğinde varlığımı unutuyordum, gözlerinde kayboluyordum.

Her şey mükemmeldi.

İki gün sonra düğünümüz vardı, her şeyimiz hazırdı, çekimleri tamamlamıştık. Kıyafetler tamamdı, şimdi tek yaptığımız şey bekarlığa veda partimde ağabeylerimle vakit öldürmekti.

"Kim derdi ki en küçüğümüzün bu kadar beklenmedik bir şekilde evleneceğini." Diyen Namjoon Hyung'a 32 diş gülümsedim. Taehyung bu hareketlerime kusmak üzereymiş gibi duruyordu. Nari'nin partimde ne işi vardı bilmiyordum ama Volkan'la Volkan'ın 'çiftetelli' dediği bir dansı yapmaya çalışıyorlardı.

"Sizin Karia'nın yanında olmanız gerekmiyor mu?" diye sordu Jin hyung. Nari durdu önce Volkan'a baktı sonra Jin hyunga sonra güldü "Yo! Volkan bana halay diye bir şey gösterecek." Dediğinde güldüm.

Taehyung ise bir anda ayağa kalkıp "Ben de öğrenmek istiyorum." Dediğinde ben ve Jin Hyung hariç masadaki herkes bıyık altından gülüyordu. Hoseok hyung da meraklanıp ayağa kalkınca kahkahalar birbirine karıştı.

Kar da olsa, güzel olurdu.

Onun başı şuan çok kalabalık olmalıydı. Ağlayan bir baba, ağlayan bir teyze, ağlamak üzere olan bir dede ve içine ağlayan bir dadı ile veda partisi yapıyordu.

Nari halayı bırakıp çalan telefonuna bakmak için dışarı çıktığında surat ifadesi değişmiş bir halde geri dönmüş Jin Hyung'a bakmıştı. Daha sonra eşyalarını alıp apar topar mekândan ayrılmıştı. İçimdeki sese ne olursa olsun kulak vermeyecektim.

Kötü bir şey olmasının ihtimali yoktu. Bunu büyüklerle konuşmuş, her ihtimalin önlemini almıştık. Düğün üç gün olacaktı. İlk gün geleneksel bir kutlama yapılacaktı. Kar'ın yanında sivil korumalar olacak, içtiği içeceğe kadar önlem almıştık. Büyükbaba ve Levi Amca eğer bir şeyin olma ihtimali varsa ilk gün olabilir diye düşünmüşlerdi. Çünkü ilk gün halka açık bir tören olması planlanmıştı.

2. gün gelinlik giyeceği gündü, bu konuda fazlasıyla heyecanlıydım çünkü teyzesi gelince beni es geçmişti. Bu konuda ona kızamazdım. Her şeye bir kulp bulmam ve güzelliği örtmek istemem benim suçum değildi. 2. Gün gelin odasına zaman gelene kadar yalnızca tanıdıkları alacakları şekilde korumaları görevlendirmiştim. Babası gelene kadar gözlerini dört açmalarını söylemiştim. Babası gelecek kızını bana teslim edecekti. Tipik bir kilise düğünü olacaktı, Kar abartılı bir düğün taraftarı değildi. 3. Gün ise düğünden sonra yakınlarımız arasında düzenlediğimiz bir parti gibi olacaktı. Yalnızca eğlence olsun diye ayarlanmıştı. Yine de Kar'ın yakınında birkaç koruma görevlendirmiştim.

Bir şeyin olma ihtimali olmama ihtimalinden daha düşüktü.

Yine de balodaki gibi olursa diye deli gibi korkuyordum. O an tanımadığım bir kadının ölüm döşeğine bırakışımdı. İlk kez öyle bir duruma sahip olmuş bedenimin aksine ruhum pek yorulmamıştı bile. Eğer balodaki yaşananlar tekrarlanırsa...

Apocalyptica ☾ Jungkook ☽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin