Bölüm 20

22 3 0
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 20

Kim Karia:

Giydiğim Hanboka uzun uzun baktım. Bir gece zorla bir baloya katılacaksın, baloda bir kez daha zehirleneceksin ve uyandığında hayatında hiç tanımadığın biri ile evliliğin anlaşılacak, tanımadığın bir adamı hayatının tam ortasına sokacaksın bütün ailen tanıyacak, sevecek; sen de kendini ona kaptırmaya başlayacaksın bir bakmışsın evleniyorsun deseler kahkahalarla güler, güzel şaka derdim.

Güzeldi ama şaka değildi,

Neden halka açık bir tören yapmamız gerektiğini bilmiyordum ama yapacak bir şey yoktu. Dedelerim karar vermiş ve içten içe istemişlerdi.
Alain ve şuan takıldığı kız, Jungkook'un eski partneri, henüz gitmemişti. Alain nasıl bir yüzsüzlüğe sahipti bilmiyordum ama sinir bozucuydu. Düğünümde eski sevgilimin olması değildi sinir bozucu olan, eski sevgilimin sanki iyi bir ayrılık yaşayıp dost olmuşuz gibi davranmasıydı.

Delirtmek üzereydi beni. Yalnızca bana olan lüzumsuz cana yakınlığı değil ağabeyim de dahil herkese karşı samimiydi.

İşin saçma bir tarafı daha vardı. O da, Jungkook'un eski partneri zamanında bana kıskançlıktan kudurmuş gibi bakan kadının şimdilerde can ciğer kuzu sarması gibi davranması hatta sadıçım olmayı teklif etmesi olmuştu.

Bu saçmalığa katlanamadığını dile getiren Nari ortamı terk etmiş bana da kibarca bu teklifi reddetmek kalmıştı. Çok uzun boylu değildi, yalnızca bir kaç saat önce saçlarımı yaptırırken yaşanmıştı ve o an yalnızca şok olmakla kalmıştım.

Dedem, aşırı kıskanç bir adam, koluma girip beni sahiplenemediği kadar sahiplendiğinde ki tören boyu yalnızca beni izlemiş arada gözlerini silmekle uğraşmıştı. Jungkookla yalnızca tören başında karşılaşmam şokunu bünyem almıyordu. Dedem en başında beni evlendirmek için çırpındığı adamdan beni kaçırmak için dört dönen bir hale gelmişti. Babam bile yalnızca duygulu gözlerle etrafı izlerken dedemin bu kadar dişli olması beni şaşırtıyordu.

Herkesin sarhoş olmak üzere olduğu ortamda kibarca sake içerken göz göze geldiğim Alain ise içkisini bana doğru uzatıp gülümsemekle yetinmişti.

Tanrım, delirmek üzereydim.

" Bu ne iş allasen?" Volkanın söylediği son kelimeyi anlayamasam da Nari anlamış gibi duruyordu.

"Tanrının belası gibi bir adam." diyerek Volkan'a yanıt verdiğinde kafamı sallamakla yetindim. Delirmeden şu geceyi atlatırsak belki Volkan'ın aşırı ısrar ettiği kına işini düşünebilirdim.

"Kına nasıl yakılıyor?" diye sordum Volkan'a dönüp gözlerinin parladığına şahit olmuştum " İşte yüksek yüksek tepelere, diye şarkı söylenir. Kına hazırlanır eline koyulur." diyerek göstere göstere anlattığı şeyleri pür dikkat dinlerken dedemin başımızda dikildiğini fark etmedim bile. Nari şiddetle beni dürttüğünde ona baktım. Sonra baktığı yere dikildi gözlerim. Dedem, gerçekten Volkan'dan haz etmiyor olmalıydı. O bakışları çok iyi bilirdim.

Apocalyptica ☾ Jungkook ☽Where stories live. Discover now