Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
...
Kendime inanıyorum; sırtım, kanatlarımın filizlenmesini sağlamak için ağrıyor
...
Genç adam son kez güneşine yazıp telefonu kapattı. Bugün kavuşacaktı ona... nefes alamıyordu artık. Ona ihtiyacı vardı ama o yoktu. Tıpkı onun kendisine ihtiyacı olduğunda kendinin de orada olmadığı gibi...
Belki duyar diye o gittikten sonra yaptığı şarkılar yeni biriyle tanışmasını sağlamıştı.
Diğerlerine yaptığı gibi bakmayacaktı mesajlara. Sevmezdi ki o konuşmayı. O sadece güneşi için yaptığı şarkıyı atar ve çıkardı. Ama o gece güneşi rüyasına girmiş ve "onu kurtarabilirsin" demişti.
O gece girmiş ve bakmıştı mesajlara. Sonra da kendine engel olamamış ve cevap vermişti. Nereden bilebilirdi ki onun güneşinin aynısı olduğunu? Resmen tanrı güneşinin ruhunu başka bir bedende tekrar karşısına çıkarmıştı.
Güneşini koruyamamıştı... Onu da koruyamamaktan deli gibi korkuyordu...
Güneşine yazmadan önce Felix'in yazdığı mesajları okumuştu genç adam ama cevap verecek gücü kalmamıştı. Her sözü güneşini hatırlatıyordu ona...
Bir hıçkırık kaçtı genç adamın boğazından. Nefes alamıyordu. Telefonunu rastgele yatağa bırakıp yatağın yanında ki komidinin üzerinde bulunan suya uzandı.
Sürahiyi kemikli parmakları ile tuttu ve sürahinin yanında duran bardağa biraz su katıp sürahiyi geri yerine koyup bardağı aldı fakat titreyen elleri bardağı taşıyamadı ve bardağın yere düşüp gürültü ile dağılmasına sebep oldu.
Genç adam kırıkları toplamak için yataktan kalkmaya çalıştığında ayakları taşımadı yorulmuş bedenini ve kırıkların üzerine düştü.
Ama acımadı canı...
Kalbi cam kırıklarının kestiği vücudundan daha çok acıyordu...
¤¤¤
Gece acıktığım için sessizce kalkmış ve yemek hazırlamaya başlamıştım fakat Hyunjin için hazırladığımız odadan gelen gürültü ile ocağın altını hızla kapatıp hızla odasına koştum.
Uzun süredir tarzımızın benzerliği ile collab yapmak istediğim HwangJ çocukluk arkadaşım Hyunjin çıkmıştı ve onu uzun uğraşlar sonunda ikna edip Las Vegas'a getirmiştim fakat geldiğinden beri moralinin kötü olduğunu hissediyordum. Ama ne kadar sorsam da bana hep "iyiyim" demiş ve hiç birşey dememişti.
Kapıyı çalmadan içeriye girdiğimde yerdeki cam kırıklarının üzerinde oturmuş, ellerini de yere koyup hıçkıra hıçkıra ağlayan Hyunjin'i görünce odaya hızla dalıp yanına gittim.
