A new love

104 10 27
                                    

Aradan geçen 5 saniyenin ardından yukarıdan yavaşça içeri yaklaşan bir ses duyuldu.

"Suga! Jimin'ler dışarı çıkacaklarmış bizide çağırıyorlar"

"Sanada hayırlı olsun ikiz"

"Anlamadım?"

"İkinizde ikizleri kapmışsınız"

"Hâlâ anlamadı- ne? Sen Taehyung'dan nefret edersin ki? Yıllardır bunun nefretini kusuyordun bana gelip"

"En büyük aşklar nefretler başlar derlermiş Yoongi o kadar quantum fiziği öğreniyorsun bunu sana kimse öğretmedi mi?"

"Hey benimle böyle konuşmaya hakkın yok!"

"Tamam şampiyon sakin ol ve gidip sevgilin için hazırlan"

Yoongi beni kafasıyla onaylayıp odasına ilerledi. Üstümde bulunan siyah kotun üstüne beyaz bir tişört giyip kapı önüne çıkmış sigara içiyordum. Yoongi'yi ilk defa bu kadar uzun hazırlanırken görüyordum sanırım.

"Hadi be kardeşim, nerdesin!?"

"Sevgiline de bu kadar kaba mısın sen?"

"Ah emin ol öyleyim, ama bu sadece sözle kalmıyor"

"Tam bir sapıksın"

"Ne var, eğleniyorum"

"Onunla oynamıyorsun değil mi? Yani vücudu için çıkmıyorsun?"

"Ne!? Beni böyle biri olarak mı görüyorsun ikizim? Onu seviyorum, evet biliyorum ondan nefret ederdim. Yıllarca. Ama, bilmiyorum bir şey oldu ve, ve ben onu gerçekten seviyorum"

"Hey, hey, hey tamam bu kadar aşk itirafı yeter bunu sevgiline sakla bay serseri ve geç kalıyoruz"

"Tamamm öyle olsun, hadi gidelim"

_____

"Jimin artık in aşağıya! Yoongi odana kadar gelip seni kucaklayıp çıkarmayacak ordan!"

"Bunu isterdim belki, Suga sana yapmıyor diye kıskanıyor musun yoksa?"

"Ne alaka? O neler neler yapıyor bana onu mu yapamayacak"

"Neler yapıyor?"

"Hasiktir!"

"Sanırım bu sıçtığının göstergesi kuzen"

Jimin tekrar bir şey soracakken korna sesiyle, ondan kurtulmak adına öne atıldım.

"Ah bizde sizi bekliyorduk"

Hızlıca ön koltuğa yerleşip, Suga'ya yaklaştım ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Hepimiz arabaya bindiğimizde, havanın güzelliğinden yararlanarak sahil kenarına bir yerlere yol almıştık. Kısa yolun ardından bir yere kurulmuş içkilerimizi yudumluyorduk. İlk içkisini bitiren Suga, şişeyi masanın ortasına yatay bir şekilde koydu ve dikkatimizi çekerek,

"Haydi doğruluk mu, cesaretlilik mi? Oynayalım"

"Hadi ama çocuk muyuz biz?"

"Korktun mu hobi?"

"Güzel fikir aslında sırlarını açığa çıkarmak için sabırsızlanıyorum sahte kaplan"

"Dikkat et iş ters gitmesin dişlek"

"Tamamm hadi oynayalım madem"

İlk çevirmede şişe cevaplayacak olan Suga'ya soracak olan Jungkook'a gelmişti.

"Doğruluk mu cesaretlilik mi?"

"Doğruluk"

"Oh pısırık"

"Sor sorunu"

"Pekâlâ, kaç sevgilin oldu?"

"Sıfır"

"Doğru ya senin gibiyle kim çıkar?"

"Sınırlarını zorlama dişlek!"

"Jungkook kelimelerine dikkat et!"

Jungkook ellerini "ben masumum" der gibi havaya kaldırdı ve şişe çevirildi. Bu sefer soran Yoongi ve cevaplayan bana gelmişti.

"Sormana hiç gerek yok doğruluk"

"Kardeşimle kendi isteğinle mi beraber olmaya başladın?"

Gözlerim Suga ile kesişti, ve gülümsedim.

"Evet, tabiki"

Kısa bir cevap olmasına rağmen doğruydu. Güzel eğleniyorduk. Şişe bir kaç kez daha döndü döndü ve bu sefer şişeyi ben çevirdim. Soran Jungkook cevaplayan Suga'nın arkadaşı Hoseok'tu.

"Herkes çok korkak. Cesaret"

"Oh bunu sevdim. Arkadaşın senden cesur Suga. Burdan birinin dudağından öpecek olsan bu kim olurdu, bunu yap"

Uzun bir sessizlik oldu herkesin gözü hoseoktayken ayağa kalktı ve tam Jungkook'un önünde durdu.

Jungkook'tan

Yapmasını istediğim şey onun kızarmasına sebep olmuştu. Uzun bir aradan sonra kendinde cesaret bulmuşçasına ayağa kalktı. Ben, yanımdaki Jimin'e gideceğini düşünürken ayakları tam önümde durdu. Kafamı ona kaldırdığımda elleri yanaklarımı sardı ve hiç duraksamadan dolgun dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. Geri çekilmeye yeltendiği sırada belinden çekip kucağıma oturmasını sağladım. Kısık bir inlemeyi bahşetmişti dudaklarımın arasına...

Twins •|Min & Park ikizleri|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin