Bölüm 61 - Hayırlı Olsun Gülüm

473 41 35
                                    

Merhabalar biricik Butimar'larım... Biraz geç kalmış olsam da yeni bölümle geldim. İş yoğunluğundan hazır bölümü bile gönderemedim sizlere. Ancak düzenlemeleri yapıp geldim yanınıza. Çayı, kahveyi neyi nasıl isterseniz hazırlayın haydi oturalım bölümün başına. Çok çok özledim sizleri... 

Bazen teklediğim, bazen ağladığım, bazen Irmak olup, ara sıra Dağhan'a sıkıca sarılıp, Pera'nın sırtını sıvazlamak istediğim yollardan geldim. Hepsine sizin yerinize çok sarıldım, onlar da sizlere sarıldı farz edin. Butimar'da bir aşk hikayesi işlemedik, Butimar'ın bir başlık altında toplayacağımız ana metni de olmadı fakat biz Butimar'da tüm kadınları bir arada gördük. En azından ben elimden geldiğince görmeye çabaladım. Bu hikayede sadece Pera baş rol değildi, tüm kadınlar dimdik kendilerini olduğu gibi gösterdi, o yüzden sizin hikayenizde de siz baş rol olursunuz umarım....

Sizleri instagrama beklediğim gerçeğini atlamayalım lütfen...

Instagram: BiCeruVar

-----------------------------------------------

Dinlenmek isterdi kadın. Gerçekten dinlenmek, anlanmak, ciddiye alınmak isterdi. Saçı okşansın, yüzüne gülünsün, iyi şeylerin varlığına inandırılsın isterdi. Tek istemediği detay ise kendisine ve çocuğuna zarar verilmesi olurdu. Fakat sevilmek nedir görmemiş bir kadın, yanlış adamları sevebilirdi. Tüm seçimler arasında yok olmak, kendini dahi kaybetmek, gerçeklikten uzaklaşıp zihninde canlandırdığı karakteri sevmek tek başına kalmış bir kadın için olabilecek en güzel eylem olurdu.

'Güzelce kafa dinle şimdilik, hafta sonu da hep bir arada bir şeyler yapalım.' Dağhan'ın mırıldanmasıyla Irmak bakışlarını etrafta gezdirdiğinde derin bir nefes alarak döndü tekrar.

'Dağhan, bu çok zor.' Kadını anlamak istese de mümkün değildi, daha doğrusu hissettiklerini hesap edemiyordu. Başını anlayışla salladığında onun yalancı tebessümüyle adım atması bir olduğunda anında kolundan yakaladı zarif bedeni. Irmak'ın rengarenk ama dipsiz bir kara kuyu gibi bakan hareleri kendi elalarıyla yeniden çakıştığında sıkıntıyla alt dudağını ısırıp derince soluklandı.

'Bu saatten sonra tüm zorlukları beraber aşmak zorundayız Irmak. Yalnızlığa alıştığına göre çok güçlü bir kadınsın, o yüzden bir arada olmaya daha kolay adapte olursun. Sana baskı uygulamak istemiyorum, öyle bir tip değilim-' kadının kaşları alay edercesine havalanırken Dağhan gülerek başını sallayıp devam etti konuşmaya.

'Pekala... Israrcı bir tipim ama sana bunu yapmayacağım. Sen istesen de istemesen de aileniz. Abinim senin, bu sırt çeviremeyeceğimiz kadar gerçek. En azından Deniz için yapmalısın bunu.' Anladığını tastiklemesini ister gibi baksa da Irmak kollarını göğsünde bağlayıp tek kaşını havalandırarak gülümsedi.

'Ve şu an hiç ısrarcı davranmıyorsun öyle değil mi?'

'Baskıcı halimi çok iyi biliyorsun.' karşısındaki kadın gibi tek kaşını kaldırsa da Irmak usulca başını sallayıp evine tekrar bakarak derince soluklandı. Doğru ve yanlış kafasında ayrılmazken o mezarlıkta Dağhan'ın kendine sahip çıkması, kendinden koruması hiç alışık olmadığı durumdu. Onu birileri korumaz, sadece kendi kendisine sahip çıkardı. Eğer ki sarıp sarmalanması gerekirse kendi kollarıyla kendine sımsıkı sarılırdı. Kaldı ki bir kadın belki de en çok kendine sarıldığında yanıp yıkılabileceği bir nokta kalmıyordu. İşte Irmak'ta tıpkı böyle bir durumda, ayakları üzerinde sapa sağlam durup kendi gözyaşlarını elinin tersiyle temizlemek zorunda bırakılmış kadınlardandı.

'Senin baskıcı haline alışırım da, Deha tam bir umutsuz vaka.' Belki konuyu değiştirmek, belki de işin umursamaz tarafına odaklanmak adına konuştuğunda Dağhan göz devirerek ufak bir kahkaha attı. Hayatında tanıdığı en güçlü adamlardan biriydi kardeşi ve yine hayatında gördüğü en güçlü kadınlardan biriydi diğer kardeşi. Onların böyle kendilerini koruma mekanizmasına hayran dahi olabilirdi hatta.

BUTİMARDonde viven las historias. Descúbrelo ahora