MEDUSA ( GÜÇLÜ KADINLAR -3)

4

 Selim Elvanı merak etmişti. Şimdiye kadar gelmiş olmaliydi. Annesi ve Suna'yı eve biraktıktan sonra Elvanı aradı. Elvan aramayı görünce gülümsedi. Kensini önemseyen tek kişi arıyordu. Asker olmasa onunla daha çok zaman geçirebilirdi.

   " Efendim abi"

 " Elvan geldin mi ? "

 " Geldim. Akşam eve geleceğim"

 " Neredesin gelip alayım mı seni."

 " Hayır gelme bir arkadaşımdayım. "

  " Tamam akşam dügünü konuşmak için Sunanın nişanlısı ve ailesi gelecek. Gec kalma"

 " Çok kalabalik olacak mı?"

 " Hem de çok. Sunanın nişanlısı Ahmetin beş ablası iki abisi bir erkek kardeşi var. Kardeşi hariç hepsi evli. Yengeler eltiler çocukları da sen düşün yani"

 " Abi ben gelemsem mi? Sen söylerken bunaldım . "

  " Merak etme sen gel bir görün sonra beraber kaçarız"

  Elvan telefonu kapattığında hala gülümsüyordu. Selim abisinin desteği onu mutlu etmeye yetmişti. Partiye süslenerek mi gitmeliydi yoksa eski haliyle mi bilmiyordu.
  Hazirlanıp aşağı indiğinde Hakan içtiği kahveyi püskürttü.

 " Elvan bu ne "

 " Dikkat çekmeyeyim Hakan. Üstelik bir süre daha böyle takılmak istiyorum. Ben buyum. Beni böyle kabul etmelerini istiyorum"

 " Yani ablanı sinir etmeyeceksin"

 Elvan kahkaha attı.

 " Bir de o var tabi"
 
  Elvan Geniş bir pantolonun üstüne geniş ve uzun bir gömlek giyinmiş saçlarını örmüştü. Bu haliyle hala kilolu görünüyordu . Değisimi tamamen saklayamazdı ama bir anda belli etmek istemiyordu. Üstelik gömleği melek teyzenindi. Demode ve Cıvık sarı. Pantolonu da Bordo renkteydi. Geniş gozlükleri numaralı olmasa da oldukça çirkindi.

 " Gözlerim kanadı Elvan. Düşünsene magazine böyle yakalandığını ünlü iş kadını Anka Keskin bu halde"

  " Deme öyle deme. Bu halde bir katile  de benzemiyorum zaten"

  " Benziyorsun. Moda katili" dedi Hakan . Gülmeye devam etti.

 " Hakan , Selim mafya oldugumu öğrenirse ağzıma sıcar . Bende senin"

 " Büyüksün patronicem"

Elvan taksi ile eve geldiğinde misafirler çoktan gelmişti. Kapıda dinlenmek için çıkan Selimle karşılaştı.

 " Abi"

 Koşup ona sarıldı . Selim küçük kardeşini yıllar sonra goruyordu. Sanki biraz hafiflemişti.
 
 " Elvan ne oldu sana böyle. Bir güzelleşmişsin"

 " Annemlere yetmez ama yaptım bir şeyler. "

 " Boşver sen onları. Sen her halinle güzelsin"

   Elvan iceri geldiğinde henuz kimse ile karsilasmamısti. Sunanın odasına girdiğinde Yeliz ve annesi oradaydı. Annesi kısa çaplı bir şoktan sonra annesi Bade kızını baştan aşağı inceleyip yüzünü buruşturdu.

 " Elvan bu halin ne ?"

 " Hoşbuldum anne. Iyiyim sağol sen nasılsın"

  " Yeliz ,ablana giyecek bir şeyler ver"

  " Benim ve suna ablanın kıyafetleri Elavna olmaz" dedi Yeliz.

  " Sunaya abla bana yok mu ?"

 " Bu halde gelme sakın içeri" dedi Bade hanim ve gitti.

  Elvan bir kez daha kırılmıştı. Güzel haliyle herkes onu severdi. O olduğu haliyle sevilmek istiyordu. Annesi ona bir kez bile sarılmamıştı. Elvan onu umursamadı . Odadan çıkacakken Yeliz önüne geçti.

 " Bu halde gidemezsin. Bizi rezil edeceksin"

 " Yeliz bir daha bana saygısılık yaparsan babama tüm sevgililerini anlatirım. Rezillik neymiş görürsün"

 Yeliz şaşırıp kalmıştı. Ablası bunu nasıl öğrenmişti ki ? Yıllardır yokken üstelik. Zengin çocuklarla sevgili olmak için özellikle uğraşıyordu. Ileride zengin bir adamla evlenip rahat yaşmak varken neden çalışacaktı ki ? Işini de sevdiği söylenemezdi.

Elvan salona girer girmez tüm gözler ona döndü. Ozellikle eleştiren gözler. Elvan önce ablasına gidip sarıldı. Sonra eniştesine elini uzattı .

 " Enişte merhaba ben Elvan"

 Salondakilerle tek tek tanışırken neredeyse tüm kadınlar onu inceliyordu. Elvanın babası bile sadece hoşgeldin demişrin. Bu kadar mı istenmiyordu. Annesi onu mutfakta yalniz yakaladığında hemen kapıuı kapatti.

 " sana ortalarda görünme demedim mi ?"

" Annecim bir kez bile sarılmadın bana fark ettin mi"

  " Konuyu değistirme. Şimdi hakkında neler söyleyecekler. "

 " Onları susturmak senin elinde ama sen oturup neden güzel olmadığımı açıklamaya çalısıyorsun"

  " Elvan şu haline bak. Çok paspalsın neden biraz dikkat etmedin ki kendine"

 " Neden olacak kıskanıyor. "
 Elvan iceri girip kapiyı kapatan Sunaya baktı.

 " seni mi ? Neden"

 " Ben doktor oldum sen kasiyer. Ustelik bu halinle evlenemeyeceksin de"

 " Diploma seni okumuş yapar ama eşek yine esek iste"

 " Ne ? Benimle nasıl böyle konuşursun"

 " Böyle dümduz konuşuyorum işte. Ne olmus yani kasiyersem. Guzel olsam ne olacak"

 " Ablanla düzgün konuş " dedi Bade
Sunanin onca soylediğine rağmen susmuşrtu ama Sunaya laf söyletmiyordu.

 " Ben hariç herkesi koru zaten anne"
 
 Elvan salona döndüğünde Selimin yanına oturdu. Sunanın kayinvalidesi merakla soru yagmuruna tutuyordu onu.

 " ee Elvan seni hiç görmedik. Neler yapıyorsun"

" Istanbulda çalısıyorum . Kasiyerim"

  " Kasiyer mi ? "

" Evet neden şaşırdınız."

 " Yok ondan değil. Kardeşlerin mimar  doktor asker veteriner ya ondan"

 " Yok efendim ben iş bulamadım."

 " Baba evine dönsene kizım o zaman"

 " Ben Istanbulda mutluyum. Üatelik kendimi geliştirmek için çalışmaya devam ediyirum"

 " Geliştirmek mi ? Sanırsın önemli biri. "

 Son konuşan Murattı. Elvan ona ayrıca sinir oluyordu. Fazla kibirliydi. Sunadan daha kibirliydi. Her birine ayrı ayrı dersini verip öyle gidecekti.

 " Ya neler yapıyorsun peki ? Bak oğlum Emrah üç dil biliyor . Hala da öğreniyor. Öğretmen"

 " Benimde bildiğim şeyler var efendim. Bir kac dil biliyirum elbet"

 " Eminim biliyorsundur " bu kez Murat fransızca konuştu.

 " Bildiğime emin olabilirsin"

 Murat şaşkınca kardeşine baktı. Fransızcayı ne ara öğrenmişti ki .

 " Fransızcayı artık çoğu kişi biliyor" dedi Murat bu kez ispanyolca konuştu

  " Belki ama ispanyolcada oldukça popüler"

Ellvan bu kez ispanyolca konuştu.

 " Başka neler biliyorsun acaba " dedi Murat bu kez türkce konuştu . Herkes merakla tartışmayı izliyordu. Elvandan beklenmeye hareketlerdi bunlar.

  " Zamanla öğrenirsiniz artık "

 Elvan gülünce odadakiler de gülümsedi. Murat hala çatık kaşlarla kardeşine bakıyordu. Onda bir değisim vardi ve bu sadece fiziksel değildi. Tanıdığı elvan şimdiye koşarak odadan çıkmış olmalıydı. Telefonu çalınca odadan çıkıp bahceye gitti.