Ağça (GxG)

Bölüm 4- Tatmin

Merhaba. Beni okuyanlar ve sabırla bekleyen herkese çok teşekkür ederim. Bu kadar beklettiğim için üzgünüm ama bilgisayarım bozulmuştu ve yeni geldi. Bende gelir gelmez size bölüm attım. Umarım beğenirsiniz...

Aynanın karşısında durmuş kendime bakarken aklım her zaman ki gibi sevdiğim kadındaydı. Zehra hocanın dersinden sonraki konuşmamızdan beri bir daha onunla konuşamamıştım ama en azından artık beni gördüğünde tebessüm ederek selam veriyordu.

1 yıldır onun için görünmez olan ben şu an görünür hale geldiğim için içim içime sığmıyordu. O bana her gülümsediğinde öyle bir mutluluk yaşıyordum ki, gidip Zehra hocanın boynuna atlamak istiyordum.

Eğer o bizi bu ödevde eş yapmasa ben daha uzun bir müddet sadece güzelimi izlemekle kalırdım.

Derin bir nefes alıp düşüncelerimi bir kenara bırakırken yeniden kendime baktım. Bugün cumartesi olduğu içim Melisa ve ben dışarıda buluşup gezecektik. Aslında canım hiç gitmek istemiyordu ama Mel eğer gitmezsem trip atmakla tehdit etmişti.

O trip atmaya başlayınca uzun bir süre barışmadığı için bunu göze alamazdım. Neyse ki daha buluşmamıza bayağı bir vakit vardı.

Ben her sabah olduğu gibi 6 da kalkmış, eşofmanlarımı giyinip güzel bir yürüyüş yapmış ve odama dönüp ağırlıklarımla çalıştıktan sonra duşumu almıştım. Şimdi de kahvaltıya inmek için üzerime siyah eşofman ve beyaz crop giymiştim.

1.73 boyum ve 52 kilom ile vücudum tam da istediğim gibiydi. Ne fazlalığım vardı ne de aşırı zayıftım. Tüm ilkokul ve ortaokul hayatımda fazla kilolarım yüzünden akran zorbalığına uğramıştım ve liseye geçtiğim yaz tüm hayatımı değiştirmeye karar vermiştim.

Annem ile konuşup iyi bir diyetisyenle görüşmeye başlayıp önce ideal kiloma düşmüş, sonra da kilomu korumak için sağlıklı beslenmeyi hayat felsefem haline getirmiştim. Kilo almaya elverişli bir vücudum olduğu için her zaman yediklerime ve porsiyonlarıma dikkat etmek zorundaydım.

Kilo vermek için başladığım yürüyüşleri de devamlı hale getirince neyse ki bir daha kilo problemim kalmamıştı. Bu çabayı birileri beni beğensin diye değil, ben kendimi sevebilmek için vermiştim.

İnsan önce kendini sevmeliydi ve ben eskiden kendimi hiç sevmezdim. Şimdi aynada gördüğüm kadını ise seviyordum.

Omuzlarıma gelen siyah düz saçlarım, annemden aldığım mavi gözlerim ve sivri çenem ile sert bir yüz hattım vardı. Çıkık elmacık kemiklerim de eklenince istediğimde çok korkutucu olabiliyordum. Burnum ise tüm bunlara inat küçük ve kalkıktı.

Tüm bu sert görüntümü ise babamdan aldığım buğday tenim biraz kırıyordu. Eğer ten rengimi de annemden alıp, onun gibi bembeyaz bir tenim olsaydı o zaman daha da sert durabilirdim.

Çoğu kişi orantılı yüz hatlarım yüzünden estetik yaptırdığımı düşünse de hepsi Allah vergisiydi. Annemin genleri sayesinde böyleydim. Sadece yüzüme çok küçük gelen dudaklarımda ufak bir dolgu vardı.

Dolguyu da o kadar az yaptırmıştım ki doğal duruyordu. Soranlara da dudaklarımdaki dolgu dışında oynama olmadığını söylüyordum ama inanmıyorlardı. Hatta ilk başlarda Melisa da inanmamıştı. Annemle tanıştığı zaman ise doğru söylediğimi anlamıştı.

Daha fazla bedenimi incelemekle vakit kaybetmeyip aynadan kendime bir öpücük attım ve telefonum ile anahtarımı alıp odadan çıktım. Kahvaltıya indiğim için odamı kilitleme gereği duymadım.