3.Bölüm

316 122 23
                                    

"Uyuşturuc-" dedi, nefes nefese koşmuş olmaydı. "Uyuşturucu işinde çalışıyormuş Kozra." dediğinde çok şaşırmıştım. Nasıl yani. Arkamı dönüp bizi dinleyen Pamir'e baktım. Anlamsızca bakıyordu çünkü İngilizce bilmiyordu.

Ona asla güvenemezdim.

"Ne diyor ne diyor Korza dedi?" dediğinde, anlamsızca yüzüne baktım. Söylemeli miydim patronun böyle bir şey yaptığından haberi var mıydı acaba. Ne saçma soru patronu olduğuna göre elbette biliyordur. Pislikler. "Cevap versene ne diyor bu adam". dediğinde, Jack'e dönüp bakmıştı.

"Bu kim neden Türkçe konuşuyor." dedi Jack İngilizce konuşarak. Jack'da Türkçe konuşabiliyordu.

Silah sesleri tekar gelemeye başladı. çatışma oluyordu bir sürü mermi yağıyordu. Hızlıca kendimi kapısı açık olan arabaya attım yanımada Jack oturdu. Pamir'de hızlıca şoför koltuğuna oturmuştu araba kurşun geçirmez olduğu için rahattım. Pamir hızlıca arabayı kullanıp yolla çıkarken silah sesleri azalıyordu. Derin nefes alıp arkama yaslandım.

"Arabam arabam orada kaldı. Canım arabam. Durdurun ineceğim." dedi, Jack. Hızlıca giden arabanın koluna yapışmıştı. "Durdur durdur ineceğim." dediğinde, Pamir'in anlaya bilmesi için Türkçe konuşmuştu.

"Pamir arabanın kapısını kitle yoksa bu manyak kendini aşağıya atacak." dedim ve biraz sonra kapıların kitlendiğini belli eden bir ses duyuldu. Jack kollarını bağlayıp arkasına yaslanırken 'küstüm' diyerek sessizce dudağını kımıldattı sonra beni süzmeye başladı beni süzerken gözler kolumda durdu ve göz bebekleri büyüdü. Hızlıca yanıma doğru yaklaşıp koluma dokunduğunda istemsizce inledim. Kolum sızlıyordu. Koluma baktığımda ise kurşunun kolumu sıyırdığını gördüm. Çok bir şey yoktu hafif bir kesik gibi duruyordu. Büyük ihtimalle sıyırmıştı.

"Koluna noldu? Kolun kanıyor." derken endişeli görünüyordu.

"Bir şey yok boş ver çok acımıyor. Pamir şehir merkezine sür." dedim, Jack nereden bulduğunu bilmediğim el bezi gibi bir şey koluma bağlamıştı ve şimdi sessizce arabada bekliyorduk hiç birimiz konuşmuyorduk. Şehir merkezine geldiğimizde arabadan inmeden önce Pamir tekrardan onlarla gidebileceğimi söylesede kabul etmeden Jackl'le birlikte arabadan indim Jack bir işi olduğunu söyleyip giderken bende bir taksi çevirip gideceğim yerin adresini vereckken takip edildigimi fark edince her zaman ki gittiğim AVM'nin adresini verdim. Neyseki adam hâlâ kolumdaki yarayı görmemişti. AVM'nin otoparkına girince taksiden inip daha öncden oraya park ettiğim arabaya bindim. Taksi otoparktan çıkarken onu takip eden arabada onunla birlikte çıkmıştı.

Arabamı Ethem'in yanına sürüyordum. Ethem atanamamış bir doktordu ama işinde bir çok doktordan daha iyiydi. Koluma dikiş atılması gerekiyordu. Neden dağın başında yaşadığıysa meçhuldü.

Sonunda varmıştım. Kapısını beşinci çalışımda açmıştı.

"Öldün sandım Ethem." dedim. Yaşca benden büyüktü. 29 yaşındaydı.

"Ben değil ama sen öleceksin galiba buraya geldiğinde göre." dedi, bazen korkunç bir adam olabiliyordu.

"Ben olmasam aç kalırsın bu dağın başında." dedim, tek müşterisi bendim ama zaten ona yetiyordu. Çünkü neredeyse her hatfa iki defa geliyordum. Aylık bir doktorun kazanacağının kat ve kat daha fazlasını kazanıyordu.

"Sen yaralanma ben aç da kalırım." dedi, koluma dikiş attıkdan sonra arabaya bindim neredeyse sabah olmuştu.

Pamir'e güvenemiyordum. sonuçta patronu uyuşturucu işinde çalıştığına dair söylenti vardı. Otele gelmiştim. Asansör düğmesine basıp asansörü beklerken bir adam yanıma geldi.

KenevirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin