3.8

9K 759 97
                                    

🎶 vide - everything
🎶 5 seconds of summer - lover of mine

"oğlum mal gibi davranma da lise beş konumuna sokma bizi." namjoon yoongi'ye konuştuğunda hep beraber bahçeden içeri giriyorduk. "bence sen mal gibi davranma da koymayayım bir tane." dedi yoongi ona cevap olarak. namjoon ona cevap vermek yerine kolundan hafifçe ittiğinde yoongi taehyung'un önüne doğru yalpaladı ve birbirlerine çarptılar.

"ya ne geri zekalısınız ya." diye söylendi taehyung.

jimin ve hoseok hariç hepimiz aynı üniversiteyi kazanmıştık. yani taehyung, jimin ve hoseok'a kıyasla basit bölümlerdi ama böyle olacağını biliyorduk, sonuçta kazanmıştık ya.

ben kore dili ve edebiyatı, yoongi ekonomi, namjoon ve seokjin işletme kazanmıştı. taehyung ingilizce matematik bölümündeydi. hoseok sevgilisi hyunmin'le beraber hanyang üniversitesinde hukuk kazanmıştı, jimin de yonsei tıp. bir hafta sonra ingiltere'ye gideceğini söylüyordu şimdiden profesörü ile konuştuğunu söylemişti.

daha kampüse adımımızı atalı bir hafta bile olmamıştı. hepimizde garip heyecanlar vardı, koca bir yaz atlatmıştık ve hepimiz için arkadaşlığımızın kuvvetlendiği bir yaz olmuştu açıkçası.

her gece yoongi ve jimin'in gözleriyle sessiz vedalaşmalarına şahit olmuştum. namjoon ve seokjin'in nasıl birbirine daha çok aşık olduğunu görmüştüm, hoseok sayesinde hyunmin'i daha yakından tanıma fırsatımız olmuştu ve taehyung'la ben de daha fazla kopamaz olmuştuk birbirimizden.

yazın bir süre annemle uğraşmıştık ama yine de toparlamamız hızlı olmuştu. bana babasının mezarını göstermişti, sonra birlikte daegu'ya gidip orayı gezmiş sonra da annesinin mezarına bakmıştık. yeni çiçekler ekmiştik. çok ağlamıştı. babasının mezarında bir damla gözyaşı dökmeyen taehyung annesininkinde hüngür hüngür ağlamıştı. babasını asla affetmeyecekti bunu çok net anlamıştım ama annesi açısından hala kanayan açık bir yarası vardı.

bana 'dikiş atmak istiyorum yaralarıma ama onların izlerini de görmek istemiyorum bu yüzden açık bırakıp sızlaması en iyi seçeneğim.' demişti. beni de ağlatmıştı. o ağladıkça ben de ağlamıştım çünkü çok üzülmüştüm. onu öyle görmek dayanılmaz bir şekilde acıtmıştı kalbimi, çok zordu. yaşadığı şeyler çok zordu. hiçbir çocuğu hiç kimsenin hak etmediği şeylerdi.

'neden diye soramıyorum ona, yok şimdi ama benden bu kadar neden nefret etti?' demişti. üst kattaki odasının balkonunda oturuyorduk, hava ılık esiyordu, fazla güzeldi, o da öyle. cevap veremiyordum ona. içmezdi çok ama bir bira alıp balkona çıktığımızda bazen benimkinden birkaç yudum alırdı. gökyüzünü seyrederken de hayatı için yeni bir başlangıç yapmak istediğini gözlerinden belli ederdi bana. üniversite onun için açılacak yeni bir kapı olacaktı bundan emindim. hayatı açısından çok başka konuma getirecekti onu, baştan aşağı yenilenmek ve çoğu şeyden kurtulmak istediğini biliyordum.

annemi sorardı bazen bana. onu özleyip özlemediğimi merak ederdi, babam hakkında ne düşündüğümü öğrenmek isterdi. dürüstçe cevap verirdim her defasında. sık sık öperdi beni, sıkılmama asla izin vermezdi zaten böyle bir şey de mümkün değildi onunlayken. gözlerinin içine bakmak yeterdi her şey için.

bazen de odasına kapanırdı. usulca yanına sızardım. kollarının arasına alırdı hemen beni ama öyle bir anı gelirdi ki sadece yalnız olmak isterdi. anlardım onu, darılmazdım. benim de oluyordu öyle zamanlarım, o da bana izin veriyordu. birbirimizi anlıyorduk. annemin taehyung'un evini bulup bizim canımızı sıktığı zamanlar çok zordu. o zaman hep yanımda olmuştu tabii ki ama bazen de uzak düşmüştük.

dive into youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin