18. Bölüm

54 3 1
                                    

*** -> Geçişler
( ) -> Açıklamalar
••• -> Flashback

Tarih: Bilinmiyor
Saat: Gecenin Bir yarısı
Yer: Ormanlık alanda bir ev

Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey siyahlıktı. Kafam bomboştu ve hareket edemiyordum. Bana ne olduğunu anlamaya çalıştım. En son Beth'le birlikteydim. Beth okula döndüğünde Jack'le karşılaşmıştım ve ondan olabildiğince uzaklaşmaya çalışmıştım ama sonrası yoktu.

Ah harika! Kaçırıldım! Saat kaç!? Beth beni öldürmeden, ölecek miydim acaba? Neredeydim? Neredeyim ben ya!?

Bir silüet bana doğru eğildi. "Sonunda uyandın tatlım." Elini yanağımda gezdirdi ve dudaklarımda durdu. Baş parmağını dudağıma sürttü. "Uzun zaman sonra artık benimsin." diye fısıldadı. Kıpırdamaya çalıştığımda bileklerimden sıkıca tuttu. Altımda yumuşak bir şey vardı. Sanırım ya koltuk ya da yataktı. Yüzünü benimkine yakın hissettiğimde nefes alamadım. "Lütfe-" elini dudaklarımın üstüne koyup beni susturdu.

"Shh.. Sakin ol tatlım. İlk önce sakinleş. İşte böyle. Sessiz olursan canın acımayacak. Sadece birazcık ama yakında bitecek ve sonunda ikimizde birbirime kavuşacağız."

Ben ne olduğunu anlamadan boynumu bir acı kapladı. Çok önceki gibi tekrardan kanımın çekilmesini hissettim. Bunu tekrar yapıyor olamazdı. Beni öldürüyor olamazdı, değil mi?

Boğazım yanmaya başlayınca konuşmaya çalıştım. "Y-yapma.." aniden nefes alamadığımı hissettim ve konuştukta daha da boğuluyordum.

Jack kulağına doğru fısıldadı. "Sessiz olursan canın acımayacak demiştim, değil mi? Canın acımasını istemiyorum."

Bir elinin yanağımda hissettim. Karanlıkta çok fazla seçemiyordum ama yine de siyah gözlerini görebiliyordum. Acının vücuduma yayıldığını hissettim ve inanılmaz bir susuzluk vardı.

Yaklaştı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ağzımda metalimsi bir tat hissettim ve boğazımdan indiğinde acıyı biraz olsun dindirmişti.

Nefes alamadığımı hissettiğimde aniden onu ittim ve kafamı çevirip derin bir nefes aldım. Elimi ağzıma götürdüm ve öksürmeye başladım.

"Beklediğimden daha iyi." Diye mırıldandı. Üzerimden kalktı ve ben öksürmeye devam ettim.

Işıklar yanınca ellerimi yüzüme siper ettim. Bir süre böyle kaldıktan sonra ellerimi yüzümden çekip etrafıma baktım. Hava da hoş bir koku vardı ve artık hiçbir acı hissetmiyordum. Çok güzel dekore edilmiş bir odada ve güzel bir yatakta yatıyordum. Etrafta bana benzeyen bir kızın fotoğrafı vardı. Ya da o fotoğraftaki kız bendim ve bu oda benim için hazırlanmışa benziyordu. Derin bir nefes aldım ve yataktan kalkarken boynumda acı verici bir sızı oluştu ve  yatağa tekrardan oturdum.

Neden buradaydım? Neden beni kaçırmıştı? Benden ne istiyordu? Komodinin üzerindeki aynayı alıp yüzüme baktım. Yüzümde sorun yoktu. Aynayı aşağı doğru kaydırdım. Tamam, bir şey yok şimdilik ama Jack elbet bana bir şey yapmıştı. Gerçi bana ne yapabilirdi ki? En fazla öldürür! Öldürmemesi için yalvarayım mı yani!? Yok canım, daha neler!? Boynuma doğru kaydırdım. Sonuçta en çok acıyan yer boynumdu. Ve Evet, boynumda iki küçük delik var. HARİKA! Çok güzel ya. Beni ısırmış! Vampir herif ne olacak!?

TRE | Yarı Texting - BİTTİ!Where stories live. Discover now