21. Bölüm

55 3 0
                                    

*** -> Geçişler
( ) -> Açıklamalar
••• -> Flashback

Bölüm Şarkısı: İt's Different Ft. Miss Mary - Shadows

Tarih: 9 Eylül 2016, Pazartesi (Jack 16, Jessica 14 yaşında oluyor.)
Saat: 08.17
Yer: Miller Koleji (Jessica'nın babasının yerlerinden birisi.)

Not: Geçmişteki bazı olayların sahnelerinde sadece konuşmalar olacaktır. Bilginize..

Jack'ten

Merhabalar, ben Jack Water. 16 yaşındayım ve evet... Ben bir vampirim. Bu sezonda birlikte olacağız ve size Jessica'yla nasıl tanıştığımı ve ona nasıl takıntılı olduğumu anlatacağım.

Hazırsanız başlayalım!

Yine aynı gün, aynı yer ve tabi ki sıkıcı insanlar... Annem her ne kadar insan kanı içmeme izin vermese bile, karşı konulamaz geliyordu ama kendimi bastırmam lazımdı. Her ne kadar vampir olsam bile insanların arasında kaynaşmak istemiyordum ama bu vampir çocuklar için önemliymiş. Yani insan kanını bastırmak için..

Şu zamana kadar insanların kanını neredeyse bastırmayı başarmıştım ama sanırım birisinde bunu başaramayacaktım..

Sırt çantamı omzumdan indirmeden sıkıca tutarak insan kalabalığın arasından geçmek epey zordu. Başımdaki şapkamı öne doğru çektim. İnsanların bu kadar beyaz tenli birisine bakması garip değildi ama yine de benim için garipti. İnsanlar buğday tenli de olabilirdi ama vampirlerin hepsi beyaz tenliydi.

Olabildiğince insan kalabalığının içinden hızla geçmeye çalıştım ve sakin bir yere geçebilmek uğruna etrafıma baktım.

İnsanların arasında benim gibi beyaz tenli bir kız gözüme takılınca fazla umursamadım ama o da insanların arasından geçmeye çalışıyordu. Sarı saçları diğer insanlardan daha canlıydı ve mavi gözleri korkakça etrafa bakıyordu. O kadar narin ve zayıftı ki, birisi dokunsa korkudan ölecekmiş gibiydi. Üzerinde okul kıyafeti vardı ve sanırım 13-14 yaşlarındaydı. Etrafındaki insanları geçmeye çalışırken o kadar güç sarfediyordu ki vazgeçmek bilmiyordu.

Şu an hiçbir şeyi umursamıyordum ve hatta bu okula istemeyerek gelmiştim. Gözlerimi devirerek insanların arasından geçtim ve sonunda bir açık alan buldum.

Telefonumu çıkararak saate baktım. 08.20. İç çekerek gökyüzüne baktım. Dersin başlamasına 10 dakika vardı.

"Burada durmaktansa evde olsaydım daha iyiydi." Diye homurdandım. İnsanların içinde durmak bana ağır geliyordu.

Az önce gördüğüm kızda kalabalıktan çıkarken ayağı takılıp yere düştü. Defterleri yere saçıldığında titreyerek etrafına baktı ve eliyle dizini ovuşturdu. Kan kokusu burnuma kadar gelirken kız defterlerini toplayarak ayağa kalktı ve dizinden kan aktığını gördüm. Bu kalabalıkta kendime engel olmam lazımdı ve bu hiç iyi olmamıştı. Arkamı dönüp oradan uzaklaştım ve kulaklıklarımı takıp yoluma baktım.

İt's Different'in şarkılarından biri olan Shadows kulaklarımda yankılanıyordu.

***

(Özgürce koş ve gökyüzüne dal)
Run free and dive into the sky

(Duasını haykıran rüzgarı duy)
Hear the wind crying out it's prayer

TRE | Yarı Texting - BİTTİ!Where stories live. Discover now