İntizar

"Kes Sesimi."

"Kes sesini."diye gürledi ve Mete'yi sertçe ittirirken kendini duvarla bir bütün halde buldu Dağhan.

"Kes sesimi ?"dedi Mete hırstan kızarık gözleriyle.

"Mete.."diye inledi badem biçimli gözleri Mete'nin lacivertlerine dokunmadan geçen Dağhan ağır bir edayla. "Keşanlı,zorlama beni,şansını zorluyorsun."

"Zorlarsam ne olur?"dedi Mete ufak bir yumruk indirdiği omza.

Hem kendi canını yakan hem de Dağhan'ın canını yakmaktan gelen ufak pişmanlıkla lacivertleri sulanıp dalgınca kaysa da yutkundu Mete. "Gitmiyorum."diye fısıldadı. "Sen açıklayana kadar gitmeyeceğim."

"YÜZÜME BAK!"diye gürledi ve Dağhan'ın yakalarından sertçe tutup duvara yaslarken burnunu hafifçe Dağhan'ın burnuna doğru yasladı Mete. Sıcak nefesi Dağhan'ın kurumuş dudaklarına çarpıp ılık bir esinti gibi çarpıp giderken arzuyla kıvrandı. Günlerdir onun dudaklarının nemine boğulmadan geçen ızdırap dolu gecelerden sonra hala onun kokusuyla ve ondan esecek ufacık bir yelle kalbi yerinden çıkarcasına atabiliyordu. İlk gün ferahlığıyla arzularını tetikliyordu.

Dağhan'ın dudak ucuna dudaklarını bastırırken boynunu sertçe kavrayan elleriyle fısıldadı Mete. "Bana ölürsün sen.."diye fısıldadı dudaklarına dudaklarını gezdirirken. Dağhan'ın gamze çukuruna dudaklarını gömüp göğsündeki ellerini okşayarak dolaşırken yeniden fısıldadı Mete. "Bana doyamazsın."

"Keşanlı.."diye yutkundu seslice Dağhan.

"Sen bir tek Mete'ye taparsın.."diye fısıldadı Mete sertçe Dağhan'ın bedenini duvarlara çarparken. "Sen sadece benim adımı söylerken mutlusun..."

Dağhan'ın dili Mete'nin ağzının içinde konumlanırken,çıktığı ufak keşif ile yeniden titrek bir nefes verdirtmişti lacivert gözlüyle. Dizlerinin bağı çözülürken Mete tırnaklarını sertçe Dağhan'ın boynuna geçirip "Seni seviyorum.."diye inledi. "Gamzeli.."diye sayıkladı Mete ağzının içine inlediği adamın sert öpüşlerine karşılık.

"Gamzeli seni çok seviyorum.."diye fısıldadı Mete lacivertlerinden bir damla yaş süzülürken.

Mete'nin ince belinden aşağı sıyrılan eşofmanla birlikte Mete doyumsuz ve aç bir ifadeyle kapı ağzına yasladığı ve duvarlara sertçe çarptığı Dağhan'ın boynuna dolandı. Elleri,duvarlara çarpan sırta geçip tırnaklarını teninde mühürlerken Dağhan'ın soluklarını dinledi usulca.Öpüşürken bile Mete'ye doyamayan Dağhan Mete'nin içine kayarken yeniden zevk dolu bir iniltiyle ağzında yankılanmıştı.

Mete girişindeki acıyla birlikte Dağhan'ın dudaklarına daha sert öpücükler ve alt dudağına ısırıklar kondururken tırnaklarıyla yeniden sırtını  çizmeyi sürdürdü.

"Başkasına aşık değilsin.."diye fısıldadı Mete içinde sertçe gelgitlerini sürdüren adam onu duvara çarparken. "Benden başkasına asla aşık olamazsın.."Dağhan'ın dudakları bir an olsun Mete'nin öpülmekten şişip kızarmış dudaklarından ayrılmazken içinde yaptığı gelgitler daha da sert bir hızla devam etti.

"Ah!"diye gürledi bacaklarını Dağhan'ın beline daha sıkı kenetlerken Mete. Tırnaklarıyla ensesinde deşikler açarken bacaklarını daha da sıkıca doladı.Dağhan'ın boğuk iniltisi Mete'nin ağzının içinde ıslak ve kaygan dillerinin dansıyla gezinirken Mete içindeki zevkli sızıyla birlikte yeniden fısıldadı "Çok aşığım..." Mete ,Dağhan'ın elleri tarafından hoş bir hızda çekiştirilirken yanaklarına dolan kırmızılıkla birlikte sulu gözlerini dikti.

"Sana çok aşığım Gamzeli.."diye inledi Mete dudakları titrerken zevkle gözlerini yumup.Dağhan'ın içine akıttığı sıvıyla birlikte Mete zevkten gözleri yaşara yaşara inlemekten kısılı sesiyle çığırmıştı Dağhan'ın adını.

Savruk adımlarla bacakları titrerken "Dağhan.."diye hıçkırdı ve boynuna gömüldü Mete acıyla. "Söyle artık,cevabı bildiğimi biliyorsun. Sana aşık olduğumu da biliyorsun."

"Biliyorum bebeğim."diye fısıldadı Dağhan.

Mete'nin orgazm sonrası yalpalayan bacaklarını ve kuru girişlerden kaynaklı sızısını gidermek için hafifçe kucaklayıp dağılmış kumral tutamlara sulu bir öpücük kondurdu.Dağhan orgazm sonrası gözleri koyulaşmış ve dudakları yarım aralık oğlanın alnına bir öpücük kondururken Mete sertçe kavradı oğlanın el bileklerinden.

"Sana aşığım."diye fısıldadı Mete gözlerinin içine baktığı adama.

"Biliyorum."

"O zaman sikik ağzını aç ve söyle bana.."diye hıçkırdı Mete. "Ege'ye aşık değilsin!"

"Mete."dedi Dağhan burun çekip. "Sana bir ağrı kesici ve su getireceğim."

Mete yorgunlukla kapanan gözlerini yumarken mutfağa doğru adımlayan Dağhan'a hıçkırarak sayıkladı "Söyle,hiç mi güven vermiyorum sana benden ayrılmak istiyorsun! Söyle amına koyayım! Söyle ...Hiç mi vermedim sana güven. Aldıklarım verdiklerime yenik mi geldi!"

"Siktiğimin hava limanında gittiğim gibi gitmemi nasıl beklersin ulan benden.."diye gürledi Mete acıyla yanan gözlerini sımsıkı kapatırken.

"Gitmeliydin."dedi Dağhan yutkunup. 

Dış kapı sertçe çarpılırken yerinde sıçradı Mete.Dağhan kapıyı iki tur sertçe kilitleyip çıkmıştı. Teras katta,camdan bile atlanılmayacak kadar yüksek olan daireye kilitleyip gitmişti Mete'yi. Demir kapı Mete tarafından sertçe tekmelenmeye başladığında "ALLAH'IN BELASI BUNU BİZE NEDEN YAPIYORSUN!"diye gürledi Mete sinirle. " GÖZLERİNİN RENGİ SOLDU DAĞHAN NEDEN YAPIYORSUN AÇ KİLİDİMİ!"

"Gözlerinin rengi solmasın diye." dedi Dağhan kapının arkasında ayakkabılarını ayağına geçirirken. "Yoluna git,Keşanlı."

"CAMDAN ATLARIM YİNE DE ÇIKACAĞIMI BİLİYORSUN SİKİP ATAMAZSIN ULAN!"

"Nereye gideceğimi bilmiyorsun."dedi Dağhan sessizce.

Demir kapı yumruklanırken Mete gür bir sesle yankılattı daireyi.

 "Neredeysen,orada olacağım. Ecelin gibi!"