slave [chaelisa]

15-seni nasıl unutacağımı bilmiyorum

baraj kalkti bos verin tyt'yi ayt taktigi veriyorum size ilk 60 soruyu a yapiyorsunuz

kalan 20'de napsinlar bro

BOS BIRAKIN SOK OLSUNLAR

dunya barisini anlatan bir konusma yapmis biri olarak bu hal ve hareketlerini hic begenmedim murat'cigim.

bro senin turkce niye boyle anlamiyom ben seni amk

**********************************

gözlerimi kapatacağım an odamın kapısının açılmasıyla kıpkırmızı olmuş gözlerimle kapıdaki çalışanıma dönmüştüm. çoktan gitmiş olması gerekiyordu, annem tembihlemiş olacak ki burada benimleydi ve neden gecenin bu saatinde yanıma geliyordu hiçbir fikrim yoktu.

"sorun ne?" sert sesimden sonra zaten konuşmaya çekinen çalışan kafasını eğmiş ve zorla birkaç şey söylemişti bana. "daha yüksek sesli konuşacak mısın yoksa annemin sana verdiği emirleri nasıl bozduğumu görmek ister misin? seni saniyeler içinde buradan kovmamı yani."

"bayan park geldi. sizi görmek istiyor." en sonunda anlayabileceğim bir desibelde konuştuğunda derin bir nefes almış ve yeniden uzanmıştım yatağıma. dudaklarım arasından "gelsin." kelimesinden başka hiçbir şeyin çıkamamasından sonra da ağlamak istiyordum. chaeyoung yüzünden her saniye ağlamak istiyordum, bana kim olduğumu hatırlatması yüzünden ağlamak istiyordum ve ondan nefret edemiyordum. bu rolü de oynayabilirdim, onu unuttuğumu oynayabilirdim, ona ondan nefret ettiğimi, ona onu sevmediğimi söyleyebilirdim.

ama onu unutamadığım gerçeği her saniye benim canımı yakardı. çekimlerdeki birkaç yakınlaşma dışında onu hissetmeyeli aylar oluyordu, chaeyoung'ın vücudu da en az onun kadar unutulması zor bir detaydı.

onunla yapamazdım. sevgilim olamazdı. hayat arkadaşım olamazdı. chaeyoung'dan uzak durmak, onu unutmak zorundaydım. aklına koyduğu her şeyi yapan biri olarak şu an düşünmem gereken tek şey buydu ancak başaramıyordum. onu düşünemiyordum, sadece kendimi düşünüyordum. ne olduğumu düşünüyordum, kim olduğumu düşünüyordum.

kapının yeniden açılmasından sonra bu sefer gelenin o olduğunu bildiğim için hiçbir hareketlilik olmamıştı bende. uzandığım yatakta tavana bakmaya devam etmiştim sadece ve sanırım o da konuşmaya çekiniyordu ki sadece durup bana bakıyordu.

"saçlarını kesmişsin."

en sonunda konuştuğunda gözlerimi kapatmıştım. onu istiyordum, onu hissetmek istiyordum. bana onu nasıl unutmam gerektiğini göstermesini istiyordum. "kafa dağıtabiliriz. beraber filmde oynayacağımızı öğrendiğimiz geceki gibi, ay ışığı altında." ben bir cevap vermezken devam ediyordu konuşmaya. yanıma gelmiyordu, odamda dolaşmıyordu, dolaşmasına da gerek yoktu zaten. en az benim kadar iyi biliyordu odamın içini. kaç kere burada sevişmiştik sonuçta.

"haplardan mı istiyorsun?" sorumdan sonra bu sefer susup kalan oydu. susması yüzünden gülümseyip yataktan kalktığımda chaeyoung ona gülümsediğim gibi bana gülümsemiş ve ben ona yaklaştığımda bana biraz bile karşı koymamıştı. aksine kendini daha da açarak karşılık vermişti bana. "seni kullanıp atmamı mı istiyorsun?" fısıldamamdan sonra dudaklarımı boynuna bastırdığımda bir elimi de göğüs kafesine koymuş ve duvara doğru itmeye başlamıştım onu. geriye doğru adımlarken duvara ne zaman çarpacağını hesaplayamamış olacak ki duvara çarptığı an sıçramıştı chaeyoung. umurumda değildi, istediğimi almak o an tek odaklandığım şeydi.

"beni kullansan bile bir kenara atamıyorsun."

"göster bana." fısıldamamdan sonra dudaklarına çıktığımda öpmüyordum onu, nefeslerimi ona hissediyor ve ardından kaçıyordum. "dün yaptığımız tüm hataları yeniden yapalım." öpüşmeyi başlatan o olduğunda saniyesinde ona karşılık vermiş ve sert hareketlerine uyum sağlamıştım. belimdeki elleri kalçalarıma indikten sonra vücudumu kucağına aldığında bu sefer duvarla arasında olan bendim. vücutlarımızı çevirmiş ve geceliğimin sırt dekoltesi yüzünden çıplak sırtımın buz gibi duvarla buluşmasını sağlamıştı. hareketiyle dudakları üstüne birkaç mırıldanma bırakmamdan sonra chaeyoung alt dudağımı sertçe dudakları arasına aldığında dudaklarımızı ayırmış ve kafamı duvara yaslamıştım.