Bölüm 10: "Acı Mektup"

592 389 373
                                    

"Bu ne cüret?" Diye fısıldadı bana.

"Krallığıma izinsiz ve gizlice girdin."

   Bunu o kadar soğuk bir şekilde söylemişti ki, bir anda bütün vücudumun titrediğini hissettim. Şu anda hiç olmadığım kadar gergin ve tedirgindim. Çünkü o hâlâ bana bakıyordu. Kıpkırmızı gözleriyle beni izliyordu. Galiba sorgulama vakti, asıl şimdi başlıyordu ve buna hiç hazırlıklı değildim.

   Birkaç dakika geçti. Benim herhangi bir cevap veremediğimi fark ettiğinde, derin bir nefes verdi. Yavaşça arkasını döndü ve bıkkın bir tavırla durdu. Sanırım bu kez, işin içinden sıyrılma ihtimalim çok düşüktü. Zira o hem sert bir yönetici, hem de çok kararlı bir kızdı. Yalnızca gerçeği bilmek istiyordu ve belli ki öğrenene dek, beni bırakmayacaktı.

"Son kez soracağım." Dedi sakince

"Sen kimsin ve amacın ne?"

   Tekrar bana döndüğünde, o korkutucu bakışları değişmemişti. Beni gözetliyordu ve sabırlı bir şekilde yanıt vermemi bekliyordu. Benden daha fazla şüphelenmesini asla istemiyordum. Bu yüzden sahte bir hikaye yaratabileceğimi düşündüm. Sustum ve kafamda bir şeyler kurmaya çalıştım. Ama biraz uzun sürdüğü için yanlışlıkla onu sinirlendirdiğimi fark edemedim.

"Yalan söylersen veya yine sessiz kalırsan, yemin ederim ki seni pişman edeceğim. Bunu sakın unutma."

Boğazımı temizledim ve konuştum.

"Ben sıradan birisiyim. Bu krallığa mülteci olarak girmeye çalışıyordum, fakat bazı büyük hatalar yaptığım için başarısızlığa uğradım ve kolumdan vuruldum. Yaralı bir şekilde kaçarken ise baygınlık geçirdim. Askerleriniz de beni yakaladılar ve hemen zindana attılar. Şimdi de buradayım."

   Kraliçe Fartalla yavaşça gözlerini kapattı ve birkaç saniyeliğine başını yere eğdi. Tam o anda sahte hikayemin işe yaradığını, hatta onun bana inanmış olabileceğini sandım. Ancak durum bu değildi. Daha da kötüsü derin bir nefes verdi ve kıpkırmızı gözlerini tekrar açtı. Bu kez çok sinirlenmişti.

"Sen beni aptal mı sanıyorsun?"

   Birdenbire üzerime yürümeye başladı. Şu an aşırı korkutucu görünüyordu ve bende telaşa kapılıp, birkaç adım geriye gittim. Lâkin bunun hiçbir faydası yoktu. Her geçen anda bana daha fazla yaklaşıyordu. Sırtım arkamdaki duvara çarptığında, kaçacak hiçbir yerimin kalmadığını anlamıştım.

"Seni pişman edeceğimi söylemiştim."

   Dibime geldi ve sinirli bir şekilde eldivenlerini ellerine geçirdi. Sonrasında birdenbire kıyafetimin yakalarını sıkıca tuttu. Sertçe iki ters tarafa çektiğinde, kumaşın yırtılma sesini bizzat duydum.

 Sertçe iki ters tarafa çektiğinde, kumaşın yırtılma sesini bizzat duydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sıradan kişilerin Wark'ı olmaz." Dedi

   Göğsümün ortasındaki parlak elması işaret etti ve ürkütücü sesiyle birlikte yavaşça konuştu "Yani sen varis..."

GECE SAVAŞLARI (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin