ONUNCU BÖLÜM

2.7K 186 140
                                    

"Sanık Mehmet Çimen'in altı ay hapsine karar verilmiştir."

Kulaklarım uğuldadı. Sadece sekiz ay yatıp çıkacak mıydı? Doğduğum günden beri bana, evlendikleri günden beri anneme eziyet eden adam sadece sekiz ay yatıp çıkacak mıydı? Takım elbise giydiği için iyi hal indirimi almıştı. Sadece bir kıyafetten. Bir kıyafet.

Hakim giderken elim ayağım titriyordu. Kafamı kaldırdığım gibi babamla göz göze geldik. Gözlerindeki ateşi gördüm. Altı ay sonra gelip bizi öldürecekti. Bizi hayattan koparacaktı. Ve biz buna engel olamayacaktık. Kimse olamayacaktı.

Kalbim dayanmıyordu. Kabul etmek istemiyordum. Kararı veren hakimin yanına gidip bağırmak istiyordum. 'Bizi öldürecek bu adam." demek istiyordum.

Anneme baktım. Yere bakıyordu sadece. O da biliyordu. Bu adam bizi öldürürdü.
"Menekşe Hanım içinizi ferah tutun. Biz yine davalar açmaya devam edeceğiz bu adam buradan altı ay yatıp çıkamaz."

Annem ruhsuzca başını sallıyordu. Hiçbir şey yapamayacaktık. Evimizde belki silahla belki dayaktan o adam tarafından öldürülecektik. Annem bana baktı ben ona. Başımı okşadı. Gözlerim yandı ama ağlamadım. Sarıldım ona. Beraberdik en azından. Çabalıyorduk yeterdi. Ölsek bile direnmiştik.

Mahkeme salonundan çıkarken Cihangir de yanımıza geldi. O olaydan sonra küfür edip babama saldırmaya çalışınca onu salona sokmamışlardı.
"Ne oldu?"

Arkadaşı morali düşmüş bir şekilde "Altı ay ceza aldı iyi hâl indirimiyle ama devam edeceğiz. Bu burada kalmaz." dedi.

Cihangir dişlerini sıktı. Burnundan sık sık nefesler alırken annemle bize baktı.
"Sakın size bir şey yapacağını düşünmeyin. O şerefsiz it çıksa bile onun ensesinde olacağım. Değil mahalleye burnunu sokmak bu şehre bile giremez o."

Annem kolunun birini sıvazlarken "Sağ ol Cihangir'im başımızdan ayrılmadın hiç. Hayırlısı böyleymiş." dedi.

Yutkunamadım. Annem kabullenmişti babamın elinden olacak ölümü. Ben kabullenemiyordum.

Yavaş yavaş arkadan ilerlerken annemle avukatımız bir şeyler konuşuyordu.

"Bir şey yapamaz."

Yanımdaki Cihangir'e usul usul kafamı kaldırdım. Biraz yakınıma girmişti. Yine gözlerindeki acır gibi ifadeyle bakıyordu.

"Yapar. Daha önce de yaptı."

Cihangir kaşlarını çattı. Ağzını açtı açtı kapadı. O zaman yalnızdınız diyecekti ama bu kez de hep yanınızdaydık dediği anlar boşa çıkacaktı. En sonunda pes etti. Ama bana biraz daha yaklaştı. Aramızdaki mesafe bir hayli azalmıştı.

"Ben buradayım."

Gözlerine bakarken gözlerim parmağındaki yüzüğe takıldı. Hızlıca uzaklaştım. "Sağ ol her şey için Cihangir Abi."

Afalladı, beklemiyordu. Kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Dudaklarımda yarım bir gülüş belirdi. Ne sanıyordu bilmiyordum. Ama ben asla ona göz koymamıştım, bir gün ayrılır da bana gelir diye ummamıştım. Ben onu hep yalnızca sevmiştim. Bir şey beklememiştim.

Annemlerin yanına giderken onu arkada bırakmıştım. Eve gidene kadar aramızda başka bir konuşma geçmedi. Sadece tekrar uyumak istiyordum. Bir şey düşünmeden uyumak istiyordum.

Eve geldiğimizde annem Cihangir'i yemeğe davet etse de işi olduğunu söyleyip gitti. Giderken gözlerimiz kısa bir an birleşti. Bomboş bir bakıştı. İçinde herhangi bir duygu yoktu.

LeylaWhere stories live. Discover now