KONRULUN KAFESİ

20.7K 1.2K 1.5K
                                    





KONRULUN KAFESİ

ASLANLAR SERİSİ'nden,

KONRULUN KAFESİ ve DUZAH bağlantılı kurgular. DUZAH'daki yan karakter bu kurgunun baş karakteri ama DUZAH okumadan da bu kurguya başlayabilirsiniz.

Nothing But Thieves, Holding Out for a Hero

🫀

"Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi."
-William Shakespeare


Şeytana ikinci bir şans versen, seçer mi iyiliği yoksa yakmaya devam mı eder günahları ile beraber cehennemi?

Ben şeytanı tanıyorum.

O benim en yakın arkadaşım. Müttefiğim. İş ortağım. Sırdaşım. Patronum. Emir verenim.

Cehennemi o boşalttı ve kötülükleri dünyaya saldı. Ve sonra... On altı yaşındayken beni kötü adamların elinden kurtarıp kendini kahraman ilan edebileceğini sandı.

Ama o şeytan.

Ve ben onu herkesten iyi tanıyorum.

"Güzel Veronika..." Fısıltısı kulağıma dolduğunda her zamanki gibi tepkisizdim. "Adımını attığın her yerde, herkesin ilgisini çekmek nasıl bir his? Anlatsana bana."

Gerçek ismimi bile kullanamıyordu bana karşı. Büyük bir hayal kırıklığıydı benim için ve zaman geçtikçe daha da büyümüştü. Ama artık o küçük kız değildim ben de. Aldırış etmiyordum.

Kafamı yavaşça geriye attığımda gözlerim onun cehennemden firar etmiş mavi gözlerini buldu. Benden bir şey isteyeceğini biliyordum, benden ne zaman bir şey isteyecek olsa bana bu kadar yakın davranırdı; sonrasında ise hiçbir şey olmamış gibi beni bir kenara fırlatırdı.

"Bana olan takıntın yalnızca..." dedim gülümseyerek. "Senin gözünde öyle görünmemi sağlıyor."

"Takıntı mı?" diye sordu yanağını yanağıma yasladığında. "Güzel Veronika'm benim... O kadar basit bir şey mi sence bu?"

Teni her zamanki gibi buz gibiydi. Elleri gibi. Her zaman öyle olurdu. İçinde yatan cesedi biliyordum. Seneler içinde defalarca görmüştüm onu. Bazı anlarda onun haberi bile olmadan dışına vuruyordu.

"Aşık mısın bana?" diye sordum alaycı bir sesle, önümdeki kokteyl bardağını masadan aldığımda. "Çok yazık o zaman sana. Aşık olduğun kadını her gece başka erkekleri ağına düşürmek için kullanmak için, epey ezik bir adam olmak gerekir."

Yanağını yanağıma daha sert yaslayarak bir kolunu omzuma attığında, oturduğum koltuğun hemen arkasında duruyordu ve bulunduğumuz locadan aşağıdaki kulüpte eğlenen insanları izliyorduk. Her gece yaptığımız gibi yani. Neticesinde ben onun biricik şahiniydim, sadece izlerdim.

Burnuma dudaklarından dökülen alkol kokusu burnuma ulaştığında. Keskindi. Her zamanki gibi votka içmişti.

"Bu acıttı bak," dedi alaycı bir sesle. "Ezik bir adam olmadığımı biliyorsun ama. Aksine, çok ama çok güçlü bir adamım ben. Bu durumda... Şeytan mı oluyorum senin gözünde yoksa ben?"

"Her zaman öyleydin," diye fısıldadım gülümseyerek. Gözleri kırmızı ruj sürdüğüm dudaklarıma kaymıştı. "Bunu biliyorsun. Bu kadar şaşırmana gerek yok. Bu gece epey bir dramatiksin."

KONRULUN KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin