2. DÜŞMANIN ZAYIFLIĞI

11.3K 1.1K 1.9K
                                    







Konrulun Kafesi ile Duzah aynı zaman dilimlerinde geçiyor. Kafanız karışmasın diye söyleyeyim, bu bölümün zamanlaması ile Duzah 8. bölümün zamanlaması aynı. Yani, Perva ve Bengi'nin Moskova'da olduğu ilk gece bunlar oluyor.

İyi okumalar. Bölüme yorum bırakmayı ve bana tepkilerinizi atmayı unutmayın. Bir de oy atmayı. Öpüldünüz.

Instagram hesabım: deathlessniks

Gelen herkesi sinir hastası ettiğim Twitter hesabım: sabahayolculuk



2. DÜŞMANIN ZAYIFLIĞI


Isabel LaRosa, HELP

Demi Lovato, Dancing With The Devil


"Orada birisi var mı?!" Sesim kendi kulağıma zor geliyor, orada birisi varsa bile beni duyabileceğini düşünmüyorum. Yine de soruyorum. O kadar çaresizim ki sormaktan başka bir şey elimden gelmiyor. "Birisi bana yardım edebilir mi?! Lütfen!" Kapı yumruklama sesleri ve kanayan avuç içleri. "Beni buradan çıkarın! Lütfen! Kurtarın beni!"

Orada biri olup olmadığını bile bilmiyorum. Herkes gitti. Sadece ben kaldım. Her zaman böyle olur. Herkes gider. Ben kalırım.

Bir gıcırtı sesi geliyor. Kalbim kulaklarımda atmaya başlıyor. Nefes almakta zorlanıyorum. Kapının açılma sesi ve günlerdir ilk kez şahit olabildiğim güneş ışığının gözümü alışı... Dengemi kaybettiğimi hissediyorum, tahta kapıya fazla abanmış olmalıyım ve birinin o kapıyı açmasını da hiç beklemiyorum. Kurtarılmayı beklemiyorum.

Çünkü hiçbir zaman kurtarılmadım.

Ama kapı açılıyor. Mucizelere inanmayı bir çocukken bırakmamama rağmen bir mucize gerçekleşiyor. Düşmemek için rutubetli duvara tutunuyorum. Ellerim titriyor. İçimden dua ediyorum. Tanrım... Bunu çok uzun zamandır yapmıyordum. Biliyorum. Ve şimdi yine çaresizlikle huzuruna geliyorum.

Lütfen, diyorum içimden. Lütfen onlar olmasın. Lütfen bir kez olsun mucize gerçekleşsin ve biri beni kurtarmaya gelmiş olsun. Lütfen.

Kafamı kaldırdığımda görüş açıma giren tek şey siyah tişörtü oluyor çünkü boyu benden çok uzun. Onu görmek istiyorum. O olmadığını bilmeye ihtiyacım var. Ama yüzüne bakacak hâli kendimde bulamıyorum. Terden yüzüme yapışmış siyah saçlarımı çekiyorum ve ona bakmaya çalışıyorum ama sadece koyu siyah saçlarını görebiliyorum çünkü birine bağırarak yanımdan geçip gidiyor. Rusça konuşuyor. Ana dilim.

"Odkan!" diye bağırıyor bir erkek sesi. "Bir şey bulabildin mi? Burası çok karışık."

"İçeride ondan onlarca olduğuna yemin edebilirim!" diye bağırıyor az önce yanımdan geçip giden adam. "Ama hepsini kaçırmışlar. Pencere açık. Siktiğimin piçi..."

Ondan onlarca derken beni kast ettiğini anlıyorum. Ama ağzımı açacak gücü bulamıyorum. İki gündür yemek yemediğimi hatırlıyorum. Ayakta durmam bile bir mucize. Ama başarıyorum. Her zaman başarırım.

"Sen saklanmayı nasıl başardın, pamuk prenses?" diye bir ses geliyor birden arkamdan. Kapıyı açan adam. "Herkesi alıp götürmüşler. Seni nasıl gözden kaçırdılar?"

KONRULUN KAFESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin