Issız gölgelerin hakimiyetini kapladığı gecede terk edilen bir kadın.
Ruhunu, zihnini, ona ait olan her bir yansımayı babasının öldürüldüğü patlamada kaybeden bir adam.
Kendinden geçip birbirlerinden geçemeyenlerin hikayesi.
Kendinden geçip yolun so...
Bölüm şarkılarımız: Şekersiz-En Güzel Yaşımdı. Mavi gri-O ben olamam. Banners-Ghosts.
Keyifli okumalar dilerim!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bir insana güvenmek karşınızdakinin avucuna son nefesinizi kesecek bıçağı avucuna bırakmak kadar büyük bir aptallıktı.
Bir insana güvenmek göğüs kafesinizdeki yuvanın kapısında birikmiş duyguları hiçe harcamak gibiydi, avucunuza güller bata bata topladığınız duyguları bir kişiye güvenmek adına öldürmeniz ve kendinize büyük bir haksız etmeniz demekti. Bu hatayı yapmıştım. On yedi yaşıma kadar büyüttüğüm kimsesizliğe sırf bir adam şefkatini değdirdi diye kendimi harcamıştım. Ona güvenmiştim ve şiddetle parçalanmış sırtımı ona yaslamıştım. O ise sırtımı yasladığım heybetini benden iki yıl boyunca uzaklara taşımış, üstüne de çok önemli bir sırrı saklayarak kırgınlıklarımdan daha büyük bir hayal kırıklığına sürüklenmeme sebep olmuştu.
İki gündür nefes dahi alamıyordum.
Bana bunu nasıl yapabilmişti?
Oysaki iki gün önce ona tekrardan güvenmeye fazlasıyla yakındım, kelimelerini saklamıştım avuçlarımda ve cümlelerine saplamıştım kalbimi: Çıkamamıştım o cendereden, manyetik alanına saplanmıştı ruhum. Ne de yakındım onu affetmeye, ne de yakındım beni terk ettiği gerçeğini ardımızda bırakmaya. Canımı yakıyordu ardı ardına yaptığı hatalar. Onu üzmemeye çalıştıkça, kırgınlıklarımı ayaklarımın altına alıp ezerken canımın yanmasına rağmen ona kırgın kırgın bakmamaya çalıştıkça ne de kendime büyük bir haksızlık yapmışım; yeni fark ediyordum.
Ruhumu, kalbimi, gururumu çiğnemiştim sırf o suçlu hissetmesin diye. O ne yaptı? Dağıttı her yeri. Ne bana dair bir iz bıraktı ortalıkta, ne de kendine ait bir iz bıraktı. Her şeyi darmadağın etti.
Yine, yeniden.
Önümdeki kadehi kaldırıp karşımda bana uzanan kadehlere vurdum ve Sezen Aksu'nun muhteşem sesinin eşliğinde kadehi hızla ağzıma götürdüm. Anason tadı yüzümün buruşmasına sebep olsa bile durmadım. Yarıya gelmiş kadehi göğüs kafesimdeki yangını söndürmesi adına diktim. ''Bu erkeklerin sonu gelmeli,'' dedi Nil hafif kısılmış gözleriyle. Boş kadehini masaya bıraktığında hiç beklemediği bir sertlikle karşılaşmış, şaşırmıştı. ''Dünyada sadece kadınlar olmalı, keyfimize bakarız. Bu erkekler haritadan hemen silinsin. Çabuk.''
Aysu kaşlarını kaldırıp gülerken, ''Dünya sona erer ki o zaman. Nesil nasıl devam edecek?'' diye sordu.
''Biz kadınlar onun da çaresini buluruz, Aysucuğum.''
''Ona ne şüphe,'' dedi Aysu usulca. Ardından, yeşilleri anında acı kahvelerime saplandı ve orada öylece kaldı. ''Daha iyi hissediyor musun, Erva?''
