BÖLÜM ON DÖRT: "DALGAKIRANLARIMA YAKALANDIN"

271 22 40
                                    

Uzun bir aranın ardından hepinize merhaba :):):):)

Umuyorum keyfiniz yerindedir.

Bölüm şarkılarımız:
Billie Eilish-no time to die
Lana Del Rey-hope is a dangerous thing for a woman like me to have-but I have it.

Keyifli okumalar dilerim!

Karanlığın içinden çıkmak için kendi denizimi kendi dalgakıranlarımla örmeye başladığımda on yedi yaşındaydım

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.


Karanlığın içinden çıkmak için kendi denizimi kendi dalgakıranlarımla örmeye başladığımda on yedi yaşındaydım.

Aptal bir aşıktım, yörüngemin kilidi yalnızca aşık olduğum adamın elindeydi.

Mutlu olmayı becerememiş küçük bir kız çocuğu ilk önce değer görmeyi öğrenmişti, sonra da değer vermeyi. Kendi üzerimde en ufak bir ilgi gördüğümde fark etmiştim ilerlemek için kendi denizime ihtiyacım olduğunu. Deniz deryaydı, deniz koca bir devasallıktı ve o denizi örmem yıllarımı alırdı ama pes etmemiştim. Çok aşıktım. Kendi adamdan çıkabilmek için, yağmuru eksilmeyen adamdan başka bir adaya sürüklenmem için deniz yaratmaya ihtiyacım vardı ve yapmıştım.

Kendi denizimi yaratmıştım.

Hissizlikten aşka sürüklenmek için, gözyaşlarından tebessümlere yol almak için.

Kendi denizimi yaratmıştım tüm dalgakıranlarımla. Pes etmemiştim. Her gün daha çok tuzlu su dökmüştüm yıllardır göremediğim ama önümde yer alan koca alana. Acı eksilmemişti tenimden. Teknem birkaç kez devrilmişti darbelerle ama düşmemiştim denize, düşmemek için dikilmiştim ayakta korkusuzca. Doğruyu söylemek gerekirse ilk başta kendi denizimi yaratacak kadar kararlı oluşum beni korkutmuştu ama düşünememiştim bile, hipnoz olmuş gibiydim; bir an önce karşımdaki adaya, karşımdaki adama ulaşmak istemiştim.

Şimdi, arkamdaydı on yedi yılımın geçtiği ada ama ben hâla karşımdaki adaya ulaşamamıştım.

Yarım kalmıştı yolculuğum.

Kirpiklerimin ardından onu izlemeye devam ederken kendimi yarım kalmış hissediyordum. Ona ulaşamamış, ona uzak hissediyordum ve bu his içimi ürpertiyordu. Karşımdaydı. Dönme dolabın kabininde, karşımda oturuyordu. Ben ise ona ulaşamamış hissetmenin hırsıyla elimdeki çatalı sıkıyordum.

Kirpikleri yükseldiğinde bakışları anında acı kahvelerimi yakaladı. "Ne düşünüyorsun?" dedi kısık gözleriyle. Ne düşündüğümü soruşu öylesine değildi, gerçekten de merak ediyordu. Masanın üzerinde ritim tutan parmakları sabırsızdı.

İç çektim. Bu gece istediği kadar anlam çıkartabilirdi kendine, fazlasıyla gerçekçiydim: "Sana ulaşamayışımı."

"Ne anlamda?"

"Çok uzaksın," dediğimde öylece gözlerimi izliyordu; daralan göğüs kafesimi görebilseydi yalnızca mecazi anlamın değil, gerçek ve yan anlamların da canımı yaktığını görebilirdi. "Beni terk etmeden önce de sana ulaşmış hissedemiyordum, şimdi daha da uzak hissediyorum. Biz ne kadar yakınlaşırsak yakınlaşalım hiçbir zaman sana ulaşamayacağım gibi hissediyorum."

To już koniec opublikowanych części.

⏰ Ostatnio Aktualizowane: Mar 09 ⏰

Dodaj to dzieło do Biblioteki, aby dostawać powiadomienia o nowych częściach!

SERMEST 2Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz