aynı kalp tekrar kırılmayacak

625 104 75
                                    

still in me - IF

Haru ve Soobin sevgiliydi.

Haru'nun hiçbir zaman bahsetmediği, bütün aşk şarkılarını adadığı ve 'kalbimi parçalara ayırmasına izin verdim çünkü ona aşıktım' dediği kişi Soobin'di, yabancı.

İnanmak istemiyordum. Doğru gelmiyordu. Haru'yla olan ilişkisini düşünürken sevgili olabilecekleri aklımın ucundan dahi geçmemişti ama öylelerdi işte. Birbirlerine deli gibi aşıklar mıydı? Haru öyleydi.

Düşündükçe nefes alamadığımı hissettim. Göğüs kafesimin içinde kalbim parçalara ayrıldı, karnımdaki kramplara engel olamadım. Bacaklarım, ellerim tir tir titrerken tuvalete koştum. Arkama bakmadan kabinlerden birisine girip kapıyı kilitledim.

Fotoğraf gözümün önünden gitmiyordu. İncelememiştim çünkü o kadarına cesaretim yoktu. Gördüğüm gibi gözlerim yaşarmış, ağlamaya meyilli gözlerim hemen yanaklarımı ıslatmıştı.

Soobin onun hakkında ne biliyordu? Ne kadar birlikte olmuşlardı? Haru bana önemsiz deyip anlatmadıklarını ona mı anlatıyordu? Tek düşündüklerim buydu. Hıçkırdım. Onu tanımamış olmama, onunla ama onsuz geçen zamanlara ağladım. Haru'nun yanındaydım ama aklında her zaman Soobin vardı.

Hıçkırıklarımın ardı arkası kesilmezken kolumu ağzıma yaslayıp kendimi susturmaya çalıştım. Olan olmuştu işte. Artık Haru'da yoktu onun aşkı da. Bitmişti her şey. Bunları biliyordum kendime söylüyordum ama kabullenmesi çok zordu.

Tuvalette hıçkırıklarla içim dışıma çıkana kadar ağladıktan sonra kapıyı açtım. Karşıdaki aynadan yansıyan görüntüme baktım. Kızarmış gözlerime, alnıma yapışmış saçlarıma, al al olmuş yanaklarıma ve burnumun ucuna...

Yavaş adımlarla ilerleyip musluğu açtım. Soğuk suyla ellerimi yüzümü yıkayıp saçlarımı ıslattım. Gözlerimin kırmızılığı hemen geçmezdi, bekleyemezdim. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Biraz da evde ağlayacaktım.

Kapıya döndüğüm sırada onun bedeniyle karşılaştım. Soobin kollarını göğsünde bağlamış, arkasındaki duvara yaslanmış bir şekilde beni izliyordu. Peşimden gelmişti.

"Bilseydim bu kadar ağlayacağını göstermezdim."

Hepsini duymuştu işte. Umursamamaya çalıştım. Yanından geçip gidecekken kolumdan yakalayıp önüne çekti.

"Artık kaçamazsın Yeonjun." derken ciddiydi. "Benimle yüzleşmen lazım."

Gözlerimi devirdim. Kolumu ondan kurtarmaya çalıştım ama öyle sıkı tutuyordu ki bırakmadı. Aksine bu hareketime güldü.

"Bırak." Tekrar ağlayacak gibi hissettiğim için diyebildiğim tek şey buydu.

"Haru gibi mi olmaya çalışıyormuşum Yeonjun yoksa Haru mu ben gibi davranıyordu?"

Kafamı çevirip yüzüne baktım. Gerçekten bunu soruyordu. "Seni tanımıyorum." diye kestirip atmak isterken, "Tanı o zaman." diye meydan okudu.

"Tanı beni Yeonjun, sonra bir karar ver."

Kolumu tekrardan çekmeye çalıştım.

"Haru gibi mi olmaya çalışıyorum yoksa Haru mu ben gibi davranıyordu karar ver." Beni kendisine çekti. Nefesimi tuttum. "İstiyor musun?"

Dik bakışlarım onun eğlendiğini belli eden ifadesinde gezindi. "İstemiyorum." dedim.

"Zoru oynuyorsun Yeonjun. Yoksa çaldığın tüm o şarkıların kime yazıldığını bilmek istemiyor musun?"

Şimdi biliyordum işte. Haru'nun hiçbir zaman anlatmadığı aşkı Soobin'e yazılmıştı hepsi. Bütün şarkılar. Belki de birlikte yazdığımız şarkı bile.

Sen sustun,
Ben sustum.
Gözlerimiz ayna oldu,
içindeki burukluğu söyledin.

Sözleri hatırladım. Ben Haru için yanıp tutuşurken o bir başkası için kül olmuştu bile.

Kolumu elinden çekip kurtardım. Bu sefer bıraktı ama hala karşımdaydı ve gitmeme izin vermiyordu.

"İstiyor musun?" diye tekrarladı. "Haru'yu tanıyamadın çünkü bunu yapmana asla izin vermedi. Sana hiçbir şeyini anlatmadı, sana beni bile anlatmadı ama ne vardı biliyor musun Yeonjun? Seni bana anlatmıştı."

Gözlerim büyüdü. Beni Soobin'e mi anlatmıştı gerçekten? Kafam karıştı. Onun için değerli olup olmadığımı anlamak gittikçe zorlaşıyordu.

"Şimdi ben sana izin veriyorum Yeonjun. Beni tanı. Benimle birlikte Haru'yu da tanı. Ama sana dediğim gibi beni tanırken ondan nefret etme Yeonjun."

Yaklaştı, aramızda mesafe kalmayacak kadar dibime girdi ve bir elini aniden belime atıp kendisine çekti. Neye uğradığımı şaşırdım. Öne doğru çekilirken kafam omzunun üzerinde durdu. İstemsizce bir elim omzuna tutundu. Sıkı sıkıya tuttu belimi, geri çekilemedim.

"Benim kopyamdan hoşlanabilirsin Yeonjun ama aşık olmana izin veremem."

merhaba!

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

merhaba!

ben valjie.

yukarıdaki fotoğrafı kendimi tutamayıp ben yaptım.

okuduğunuz için teşekkürler.

ayaktakımı | yeonbinDonde viven las historias. Descúbrelo ahora