4-Oyun

226 43 42
                                    

"Imm.. sanırım hayır."

Dedi yandan bir gülümseme bırakarak.

"İstesen de yapamazdın zaten."

"Nedenmiş o?"

"İzin vermezdim. Seninle bunu bu halde konuşmamız bile saçmalık."

"İyi! Ben bıyık sevmiyorum zaten."

"Umrum dışı."

"Hayattan biraz zevk almaya çalışamaz mısın?"

"Zevk alınacak bir hayatım olduğunu düşünmüyorum."

Biraz sustuktan sonra devam etti kaldığı yerden.

"Sen zevk alıyor musun?"

"Tabiiki. Şu an daha çok zevkliyim."

"Neden?"

"Çünkü şarkı bitti ve biz hala dans ediyoruz."

"Ne?"

Taehyung yavaş yavaş kendine geldi, etrafına baktığında cidden herkes kendi masasında içkisini yudumlarken onları izliyordu.
Hızlı bi şekilde ellerini Seokjin'in belinden çekti

"Daha önce söyleyebilirdin."

"Canım istemedi"

Binbaşı derin bir nefes alarak gözleriyle Namjoon'u aramaya başladı. Kenarda durmuş birisiyle konuşuyordu.

"Tanıdık birileri mi geldi acaba"

Daha fazla düşünmeden yanına gitti. Namjoon'un sinirli konuşması Binbaşının gelmesiyle durmuştu

"Namjoon?"

"Git."

Konuştuğu adam kaçarak kaybolmuştu ortadan.

"O kim? Neler oluyor?"

"Bak."

Elindeki küçük not kağıdını Taehyung'a verdi ve okumasını bekledi.
Notta
"Bu sefer yaşamayı başardınız, Binbaşı. Bir dahaki sefere daha dikkatli olun. Canınız kıymetli..."

"Bu.."

Etrafına bakınmaya başlamıştı Binbaşı. Böyle bir şeyi yazmaya kim cüret edebilirdi?

"Kim yazmış bunu?"

"Kesinlikle baloyu organize eden adamın işi olmalı. Silah kaçakçıları falan da yokmuş. Neler dönüyor hiç anlamış değilim.."

"Oyun.. Tanrım! oyuna geldik Namjoon!"

Maskesini sinirle çıkardı yüzünden. Öyle sıkıyordu ki parçalanmasına az kalmıştı
Namjoon'un telefonu çalınca dikkati dağılmıştı

"Siktir.."

"Ne? Kim aradı? Konuşsana Namjoon"

"Çoktan kaçmışlar Taehyung."

"O çocuk yüzünden.."

"A aa! yine ne yapmışım ben?"

Arkadaki ses yüzünden siniri daha da artmıştı Binbaşının

"Bizi mi dinliyorsun sen?! Kurtulamayacak mıyım senden?"

"Hayır sizi dinlemiyordum, şimdi geldim. Ayrıca soruma cevap bekliyorum. Yine ne yaptım da sinirlenip çocuk diyorsun? "

"Sen dansın bittiğini daha önce söyleseydin.."

Namjoon araya girmek zorunda kaldığını hissetti

"Taehyung, gitmeliyiz"

"Hadi ama! Daha cevabımı almadım!"

Sinirli ve dudağını büzüp konuşan çocuğa karşı derin bir nefes aldı Taehyung.

"Gidelim."

Diyerek önden yürümeye başladı. Namjoon Seokjin'e ufak bir selam vererek arkasından koşarak gittiğinde arkada sadece şaşkın bir çocuk kalmıştı.

Telefonu çaldığında bir köşeye çekildi. Arayanı gördüğünde hiç açmak istememişti ama mecburdu.

"Buyrun efendim."

"Adamlarım o adamı senden önce bulup bana rüşvet bile teklif ediyor ama sen hala aynı yerinde sayıyorsun?!"

"Ama efendi-"

"Kes sesini. Bu adamlardan önce onun yaşadığı yeri bulup, bana getiremezsen her şey biter. Her şeyin ne olduğunu çok iyi biliyorsun, değil mi Seok?"

Derin bir nefes alarak cevap verdi Seokjin. Durum ciddiydi

"Evet efendim."

"Umarım."

Yine yüzüne kapanmıştı telefon. Bu baloda işi bitmiş gibi duruyordu. Maskeyi çıkarıp hızla çıktı saraydan.

Taehyung arabaya bindiği gibi hızla sürmeye başladı.

"Taehyung, yavaş sür şunu."

"Beni nasıl kandırabilirler?"

"Taehyung kendine gelir misin? Bizim bir suçumuz yok."

Araba yavaşlayınca devam etti Joon.

"Bir düşünelim. Ben ve o çocuktan başkasıyla iletişime geçmedin. Maskeni zaten çıkarmadın.. nasıl tanıyabilirler?"

"Nereden bileyim ben? İçinden düşünmeye devam et."

"Taehyung! Bıyıklarından tanımış olmasınlar?"

Namjoon aydınlanmış gibi ona bakarken yüzünü kırıştırdı Taehyung.

"Sanki çok absürt bıyıklarım varmış gibi konuşmayı keser misin?"

"Kusura bakma Taehyung ama şu zamana hiç uymuyor. Çağa ayak uydur biraz"

"Ben bıyıklarımdan memnunum Namjoon. Kimseye ayak uydurmaya ihtiyacım yok"

"Pekala nasıl istiyorsan öyle olsun. Yine de sen bi düşün derim. Yakışır"

"Namjoon."

Uyarıcı bir ses tonuyla karşılık alınca susmaya karar verdi. Bu genç yaşında ölmek istemiyordu.

"Önce eve uğrayalım da üzerimizi değiştirelim."

"Olur."

Namjoon'un evine gidip üniformalarını giydikleri gibi çıkmışlardı evden. Binbaşının hızına yetişemiyordu Namjoon

"Taehyung biraz daha hızlı ol da koşarak git istersen?"

"Ben albaya ne cevap vereceğimi düşünüyorum Namjoon. Senin gibi rahat olamıyorum kusura bakma."

Namjoon cevap vermeden uzaklaştılar evden.

SeokJin evine girip kendini koltuğuna bıraktı.

"Bu adami biraz daha bulamazsam intihar edeceğim.. cidden kafayı yemek üzereyim o kadar da dikkatliydim."

Tavana bakarak düşünüp durduğunu fark edince silkelenip kendine geldi.

"Kim Taehyung... Ne garip bir adam. Aklımdan çıkaramıyorum ama düşündükçe sinirlerim de bozuluyor. 2 günde dengemi bozdu."

Kendi kendine gülmeye başladı SeokJin.

"Aptal.."

Aşırı boş aşırı kısa ve aşırı taejinsiz bir bölüm olduğu için kınıyorum kendimi.. Ama sonraki bölümde telafi edeceğim. Sizi taejine boğacağım ;)

SodusWhere stories live. Discover now