one

1.2K 88 267
                                    

Hikayeyi yazmaya başlama tarihi; 15-20 Temmuz arasıdır.
Yayınlama tarihi; 1 Ağustos.
Merhaba arkadaşlar bu benim galiba ilk Hyunlix kitabım. Umarım silmem.
Yukarıdaki videoyu izleyebilirsiniz müq.
O zaman yazar bölümünü bitirip kitaba geçiyorum. Good reading.

Felix'den:
Çok uykusuzdum ama projemi vermek için uyumamam gerekiyordu. İşte napalım son güne bırakırsam böyle olur ama bende napim böyle olmayı seviyorum. Sıkıntıdan telefonuma bakmak istedi canım çünkü yaklaşık 3 saattir bu projeyi yapmaya 'çalışıyorum' ve hala bitmedi.

Üstüne üstlük saat gecenin 3'ü. Herkes uyurken ben mal mal proje yetiştirmeye çalışıyorum. Yeter ama ya bu hocalar ne istiyor bizden bizde insanız ya! Neyse telefonuma bakıyim dedim ve telefonumu elime aldım. Ama ne güzel ki şarjım bitmiş. Bilgisayarınkine baktığımda şarjı 9'du. Hemen ayağa kalktım ve çalışma masamdan bilgisayarın şarj cihazını aldım. Hemen bilgisayara taktım ve fişe taktım şarj cihazını.

Çok yorulmuştum mola vermem gerekiyordu, mola dediğimde su içme. Oturduğum yataktan kalkıp mutfağa gittim. Aspiratörün yanındaki raftan koca bir bardak aldım ki habere mutfağa gitmek zorunda kalmayayım. Suyumu doldurup odama geçtim.

Kapıyı da kapatıp yatağıma oturdum. Bilgisayarın ekranına baktığımda şok verici bir şey gördüm. Bilgisayar kapalıydı ve açtığımda dosyamı kaydetmemiştim.
Gitti.. tüm emeklerim bir çöpe atılıyormuş gibi gitti.

'YA SEN NASIL İŞE YARAMAZ GERİZEKALI BİR BİLGİSAYARSIN DİĞER BİLGİSAYARLAR KENDİLERİ KAYDETSİN BİRDE SANA BAK! İŞE YARAMAZ ÇÖP TENEKESİNDEN BAŞKA BİRŞEY DEĞİLSİN ÇÖP SENİ!' Diye şiddetli bir şekilde bağırdım.

Ve ardından hem sinirlerimden, hemde emeklerimin çöpe gitmesinden dolayı ağlamaya başladım. Olamazdı benim hu kadar emeğim vardı ve yarın derse girdiğimde ne yapacaktım. Hocam son güne bıraktığım için boku yedim diyecek halim yoktu.

Tek başıma yaşıyordum ve bana yardım edebilecek arkadaşlarımda yoktu çünkü onlarında beyni yok. Ve bu sattede onları sırf proje için uyandırsaydım, üşenmeyip evlerinden gelip tava ile döverlerdi beni.

Şimdi baktım da, ne kadar boktan arkadaşlarım var. Tamam satmak gibi olmasın ama, sizcede öyle değil mi?
(Yazar notu: Tabikide üyelerden nefret etmiyorum, hepsinin kalbimde ayrı bir yeri var.)

Hemen odamdan çıktım ve evdeki herşeyi sinirden yıkmaya başladım. Tüm tabaklar, bardaklar, vazolar, şişeler, çatal ve kaşıklar hepsi. Hepsini yıktım ve her yer cam kırıkları ile doluydu. Olduğum yere çöktüm ve ellerimi yüzümün arasına alıp seslice ağlamaya başladım. Çok şiddetli ağlıyordum. Ya ben tam bir aptalım, herkezin dediği gibi. Neden direk öldürmedim ki kendimi?

En sonunda ayağa kalkacakken, içine bıçak saplanıyormuş gibi hissetmemle olduğum yere tekrar düştüm. Baktığımda ise bacağıma oldukça büyük bir cam kırığının sapladığını gördüm. Günüm daha berbat olamazdı.

Yarın okula gitmeyecektim o kesin. Ama bu cam kırığını nasıl alacaktım. Google 'a girip, 'nasıl büyük cam kırığı çıkarılır?" Diye arattım ve gördüğüm ilk siteye girip talimatları okudum.

Bacağımdan çıkarırken ki bağırışlarım, sanki birisi beni öldüresiye dövüyormuş gibiydi. Bağırırken aklıma geldi ki komşularım duyarsa, beni bittim sayın. Cam kırığını çıkarıp, evde sargı bezi aramaya başladım, o sırada da tek ayağımla yürüyordum ki, sen düş üstüne komidine de yık Felix.

Bıravooo. Cidden bıravo yani. Hemen ayağımın zorlamasıyla da olsa bir güçlükle kalktım ve komidini geri yerine koydum. Bıkkınlıkla komidinin en alt çekmecesini açmamla, sargı bezini gördüm ve sevinçten neredeyse zıplayacak raddeye geldim. Hemen sargı bezini bacağıma doladım hafif acıtsada sonuçta yapacak birşey yoktu. Temizlemeye devam ederken aklıma birşey geldi.

The Mafia's LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin