14

2.8K 316 356
                                    

Jisung iş yerindeki işlerini bitirip evine gitti. Soğuk bir duş alarak üstüne rahat ancak çok da sade olmayan kıyafetler giyip saçlarını yapıp aksesuarlarını da takıp çıktı. Minho'nun attığı konuma bakarak arabasını sürmeye başladı. Yaklaşık yarım saatlik yoldan sonra tam konumdaki yerin önünde durdu. Çok büyük sayılmayan villaya baktı. Arabasını park edip indi. Derin bir nefes aldı ve kapıya doğru yürüdü.

Kapıyı çaldı ve kısa süre sonra kapı açıldı. Minho gülümseyerek önünde duruyordu. Onun gülümsediğini görünce Jisung az da olsa rahatladı ve kendi yüzüne de bir gülümseme yerleştirdi. Minho ona doğru bir adım attı kollarını beline sardı. Jisung da ne yapacağını bilemeyerek kollarını onun boynuna sardı. Kısa bir selamlaşmadan sonra içeri geçtiler.

Salon olduğu belli olan yerin ortasında büyük bir masa ve birkaç çeşit yemek vardı. Karşılıklı oturdular ve sessizce yemeklerini yemeye başladılar.

"İşlerin nasıl?"

Her ne kadar Minho bunu yalandan sormuş olsa da merak ediyordu. Kendisiyle ilgili olayları elbette merak etmeliydi. Yanlışlıkla açık ettiği bir hatası varsa düzeltmeliydi.

"Fena değil. Lee Know'a yaklaşmaya devam ediyoruz."

"Hm. Nasıl kanaat getirdin buna?"

"Neden sürekli işlerim hakkında soru soruyorsun ki? Senin yanında kafam dağılıyor diye seviniyorum, sen inadına işim hakkında soru soruyorsun."

Minho yutkunarak yemeğine döndü. Önüne düşen saçlarının arkasından gözlerini devirdi. O sırada Jisung'un derin bir nefes aldığını gördü.

Jisung yemeğiyle oynarken kafasını kaldırmadan konuştu. "Özür dilerim. Terslemek istememiştim." Kaşığı bırakıp kafasını kaldırdı ve henüz ona bakmaya başlamış olan Minho'yla birleştirdi bakışlarını. "Sadece bu dava beni çok geriyor."

Minho da kafasını sallayarak onu onayladı ve yemeğine geri döndü. "Asıl ben seni bunlarla rahatsız ettiğim için üzgünüm. Kusura bakma." Jisung onu suçlu hissettirdiği için pişman oldu bu yüzden Minho'nun masada duran elini tuttu.

"Benim yanımda çok kasıntı davranıyorsun. Eğer sana karşı hissediklerimden dolayıysa-"

Çalan telefonuyla sözü yarıda kaldı. Cebinden telefonu çıkartıp zorla açtı. Changbin arıyordu. Hiç olmayacak zamanda...

"Alo."

"Efendin Changbin."

"Eniştemle olan randevunu bozmak istemezdim ama merkeze gelmen gerek."

"Ne için?"

"Araştırmamı istediğin konu hakkında bir şeyler buldum."

"Telefondan söyleyemez misin?"

"Ne yazık ki."

"Tamam. Birazdan geliyorum."

Telefonu kapatıp masanın üstüne koydu. Burnunu ovuşturup ensesini kaşıdı ve çekinerek ona meraklı gözlerle bakan çocuğa döndü.

"Merkeze gitmem gerekiyor. Çok üzgünüm. Bunu telafi edeceğim."

"Sorun değil. İşin daha önemli..." Devam edecekmiş gibi duraksayıp derin bir nefes aldı. Ardından çekinerek sözüne devam etti. "Gitmeden önce, duygularımdan emin olduğumu söylemek istedim."

Jisung ona şaşkın bakışlarını yollayarak bakıyordu. Cevabının olumlu olmasını çok istiyordu çünkü Minho'dan çok hoşlanıyordu.

"Erkek arkadaşım olur musun Jisung?" Jisung utanarak kafasını eğdi. Dudaklarını birbirine bastırarak gülümsedi ve kafasını olumlu anlamda salladı. Bunun üstüne Minho Jisung'un elini tuttu. Baş parmağıyla onun elini okşadı

Serial Killer Kitty ~Minsung~Where stories live. Discover now