20

2.1K 238 130
                                    

Sabah dipdibe uyandılar. Minho çoktan uyanmıştı ama Jisung'u izlemeyi tercih edip yataktan kalkmamıştı.

Minho gerinerek yanındaki sevgilisine sarıldı. Kendine iyice çekip onun hayran olduğu sırtını göğsüne yasladı. Jisung ise hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Minho tişörtünün içinden onun belini okşamaya başladı. Ensesine bir öpücük kondurduktan sonra yataktan kalktı. Onu uyandırmayı istemiyordu. Dün onun sürprizini bozduğu için kendisini kötü hissediyordu. Bu yüzden ikisine güzel bir kahvaltı hazırlayabileceğini düşünerek adımlarını mutfağa yöneltti.

Dün Jisung'un hazırladığı masaya bakarak gülümsedi. Sessizce hazırladığı güzel kahvaltıyı masaya yerleştirdi. Eserine gururla gülümseyip sevgilisini uyandırmaya gitti.

Minho'nun yattığı yastığa sarılmış şekilde uyuyan Jisung'u görünce ağzı kulaklarına varana kadar gülümsedi. Yanına gidip baskıdan şişmiş yanağını okşadı ve bir öpücük kondurdu. Yastığa attığı bacağına elini yerleştirerek okşamaya başladı. Bir yandan da yüzüne minik öpücükler bırakıyordu.

"Bebeğim, bize kahvaltı hazırladım. Hadi kalk sevgilim. Beraber kahvaltı edelim."

Jisung şefkat dolu sesi duyduğunda gülümseyerek yüzünü yastığa gömdü. Sonra ise Minho'nun hevesini kırmamak için doğruldu. Gözlerini oyalayıp kollarını sevgilisinin boynuna sardı. Ensesindeki saçları okşayıp dudaklarına sevgi dolu bir öpücük kondurdu. Minho da ona karşılık verdi. Ama fazla uzatmadan geri çekildi.

"Ya Jisung, kahvaltı hazırladım diyorum. Yine geçenki gibi olmasın bak."

"Olsun. Bir şey olmaz."

"Jisung dün zaten sürprizini bozdum. Bari bugün kullanalım o güzel masayı."

Jisung'un ellerini yakalayıp iki elinin üstünü de öptü. Sonra oyalanmadan ayağa kalktı ve Jisung'u da ellerinden çekerek ayağa kaldırdı. Onu omuzlarından tutarak lavaboya sürüklerken arkasından gülümsüyordu. Lavaboya gireceği sırada kalçasına bir şaplak atıp mutfağa yöneldi.

"Acele et de soğumasın."

Gülümseyerek mutfağa girdi ve son dokunuşlarını yaptı. O sırada Jisung da hala ayılamadığını belli eden ifadesiyle mutfağa girip masaya oturdu.

"Oh, çok güzel hazırlamışsın sevgilim ellerine sağlık."

"Afiyet olsun bebeğim."

Gülüşerek ve flörtleşerek geçen birkaç dakikanın ardından Jisung izin isteyip aceleyle içeri gitti. Biraz sonra da elinde bir kadife kutuyla içeri girdi. Minho'nun önüne bırakıp yerine geri oturdu.

"Aç bakalım."

Minho merakla kutuyu açtı. İçinde bir kolye vardı. Tıpkı onun Jisung'a aldığı gibi bir kolyeydi. Altın zincirin üstünde kedi figürleri vardı. İki sarı ve bir gri kedinin kafaları belli aralıklarla yerleştirilmişti.

"Jisung bunlar..."

"Evet. Soonie, Doongie ve Dori."

"İnanamıyorum çok güzel bu. Seni çok seviyorum. Teşekkür ederim."

"Ben de seni çok seviyorum aşkım. Aslında dün verecektim ama bir anda ağlayınca unuttum gitti."

Minho kolyeyi hiç ellemeden kutuyu Jisung'un önüne itti. Kendi de ayağa kalkıp Jisung'un önünde ona sırtı dönük olacak şekilde çömeldi. Jisung onun demek istediğini anlayıp kolyeyi Minho'nun boynuna taktı.

Minho kalkarken de dönüp Jisung'un dudaklarına bir öpücük kondurdu. İkisi de bu hareketle gülümsediler. Ve yemeklerini bitirmeye koyuldular.

Yemek sonrası da birlikte etrafı toparladılar. Jisung'un yine işe gitmesi gerektiği için Minho onu merkeze bıraktı.

Serial Killer Kitty ~Minsung~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin