7. KARANLIK YOKUŞ

295 24 3
                                    

Mavi bere, düşmez yere!

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.






Mavi bere, düşmez yere!



🇹🇷


Yavuz'un sözleri kulaklarıma dolar dolmaz içimde bir yangın başladı. "Ne. Dedin. Sen." Karargahda hır gür çıkmasından nefret ederim fakat bu beni etkilemiyordu şu an.

"Bu piç, benim kadınıma göz dikmiş!" diyerek ileri atılmaya çalıştığında elimle onu durdurdum. "Yanlış anadın diyoruz, bu şerefsiz hala diretiyor komutanım. Kızın yanlışlıkla omzuna çarptım, zaten ufacıcık kız göremedim. Yere düştü, yardım edeyim derken bu şerefsiz geldi hır çıkardı. Özür dileriz diyoruz yine yok!" Konuşanı tanıyordum. Sanırım adı Cenk olmalıydı.

"Kartallar! Ne oluyor lan burda?" O güçlü sesi duyar duymaz öfkem anında yok oldu. Kartallar iki yana açılıp Savaş Yüzbaşıya yol verdikelerinde onunla göz göze geldik. "Hayırdır Üsteğmen, bir sıkıntı mı var?"

"Yok komutanım arada bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım." diyerek dik bakışlarımı ona sundum. Şu an onum toprakları benim denizimde çamurlaşıyordu.

"İyi o zaman. Hır gür sevmem. Zaten iki tim arasını iyi tutsa güzel olur çünkü yakın zamanda birlikte göreve çıkıyoruz." duyduğum şey beni heyecanlandırırken çok fazla duygu geliştirdiğimi fark ettim. Bu adam benim anatomimi bozuyordu.

"Emredersiniz komutanım."

Elini ensesine attı ve gözlerimin içine baktı. "Ala sen biraz gelir misin?" Başımı salladım ve o önden geçip giderken onu takip ettim. Arkamı kontrol etmek amcayla geriye baktığımda Yavuz'un sinirli gözlerini görebiliyordum. Ser bir bakış atıp Kartalları gösterdim ve sadece ağzımı oynatarak, 'Konuşacağız' dediğimde takibi beni anlamıştı.

Tekrar önüme döndüm. Savaş Yüzbaşı koridoru döndükten sonra durdu ve bana döndü. Onun durmasıyla duraksayarak bakışlarımı çevirdim. "Bunu söyleyen ben değil, Oğuz Komutan olmalıydı fakat..." Duraksadı ve gözlerime anlayamadığım bir ifade ile baktı. "...Göreve gidiyoruz. Daha doğrusu sen ve ben." Karanlık bir heyecan bir anda bütün vücudumu sardı.

"Yazılı izin çıktı, gidip imzalamamız kaldı. Biliyorum Çelik Timi olmadan göreve çıkmak istemezsin fakat Hasan Paşa'nın özel isteği üzerine ikimizi kendi oluşturdu timinde görmek istiyor." Hayır ya!

"Tek seferlik mi peki komutanım?" Soruma karşılık başını salladı onaylarcasına. "Tek fakat riskli bir görev. Kabul etmek zorunda değilsin fakat ben ne olursa olsun kabul edeceğim."

"Komutanım," diyerek sertçe girdim araya. "Konu vatanı korumak olsun, can denen bu ruhu bedenimde saklamam. Her birimizin dediği gibi, vatan sağ olsun... Yazılı emir geldiyse gidip imzalayalım." Gözleri hayranlıkla parladı.

MAVİYE YAKIŞAN HAKİ// (VATAN AŞIKLARI SERİSİ 1) //Donde viven las historias. Descúbrelo ahora