37. BÖLÜM: "GÜNAHIN KENDİSİ"

4.5K 248 187
                                    

Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤

Arkadaşlarınıza da silah zoruyla okutmayı unutmayın (el sıkışma emojisi)

Beyniniz yanmasın diye yanınıza bir bardak soğuk su koymayı unutmayın ❤
Bir de normalde çarşamba ve pazar bölüm geliyordu ve hala o günlerde bölüm bekleyenler var ama sınır koydum. Artık sınır geçildikçe bölüm gelecek.

85 OY 115 YORUM SINIRINIZ. HAYIRLI OLSUN YAVRULAR.

İyi okumalar... <3

🌙
37. GÜNAHIN KENDİSİ

Güldüm. Kahkahalarım ve gözyaşlarımla bir aradaydım. Giderek yitirdiğim akıl sağlığımla baş başa kalırken her şeyin boyumu aştığını fark ettiğim o andaydım.

Başlarken her şey güzeldir. İşin içine duygularınız girdiğinde yavaşça katlarınız üzerinize çökmeye başlar.

Kendi üstüme çöküyordum lakin bir bina gibi değil bir yıldız gibi.

''Babam?'' dedim içerlercesine. Karnım o kadar kasıldı ki bir an nefes alamadım. ''Babam!'' güldüm. Ellerimle yüzümdeki saçları geriye iterken bağırdım. ''Babam! Benim babam öldü Zenbar! Tıpkı senin baban gibi! Bizim babalarımız öldü!''

Babam öldü.

Dünya üzerinde zamanda ve mekanda yer değiştirmeyi mümkün kılacak o makineyi yapan adam... Öldü.

Uçağı patladı.

Öldürüldü.

''Benim annem de öldü Zenbar,'' dedim. Sesim bu sefer bir fısıltıydı ve acı barındırıyordu. ''Benim annem de babam da öldü. Hem de aynı gün, aynı kazada...'' dudaklarımı yaladığımda düzelttim. ''Öldürüldü. Ben artık buna eminim.''

Islak gözlerimle ona baktım, göğsümde bir baskı vardı ve aldığım nefesleri benden çalıyordu. ''Senin de öldü Zenbar,'' dedim iç çekişle. ''Bizim ailelerimiz neden öldü?''

Sessiz kaldı, başı ve sonu bilinmeyen bir halatın üzerinde sessizlikle birbirimize cevaplar vermek için yürüdük. Yetersizdik.

Benim yalanlarım ve onun yalanları.

İkimiz, birbirimiz için doğruları ararken yalanlarımıza sığınmıştık.

''Cevap ver,'' diye fısıldadım gözlerinin içine acı çekiyormuşçasına bakarken. ''Susma! Neden susuyorsun!''

''Vasmina,'' dilini yaladı, aldığı uzun nefes omuzlarını havaya kaldırırken ''Onların tercihi buydu.''

''Her şeyin olduğu gibi olabilmesi için bazı şeyler feda edilmeli, evet. Uzhan Elendes böyle yazmış çekmecesine kilitlediği kağıda.'' Kafamı aşağı yukarı salladım. ''Bırakalım, ben artık gerçek olup olmadığını bilmediğim bir şeyin peşinden gidemem.''

Pes ediş, iç çekiş ve kıvranış.

''Babam ve annem deli gibi bunu araştırdı,'' elini bana uzattı. Bileğimi kavrayan parmaklarıyla beni kendisine çekerken dizlerimin üzerine yükseldim. Diğer elini belime sarıp beni tamamen kendisine çektiği anda kucağına doğru eğilmiştim. ''Zaman, ışık, frekanslar...''

Beni döndürüp kucağına iyice yerleştirdiğinde ellerini ellerime sararak karnıma doladı. Çenesini başımın üstüne koyduğunda bir yap-bozun tamamlanmış parçalarından farksız olmuştuk.

''Beş yaşındaydım, annem öldü. Babam her şeye ara verdi. O kadar kötü oldu ki ben yaş aldıkça o çöktü.'' Arabanın buğulanan ön camında bizim yansımamız vardı. Gözlerim kızarıktı, Zenbar ise ölü gibi bakıyordu. ''Babamı bekledim, bana gelmesini, acısını almayı bekledim ama o benden uzaklaştı ve fizik onu hapsetti. Babam kafayı yiyecek kadar çalıştı, araştırdı...''

CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18Où les histoires vivent. Découvrez maintenant