5| kazablanka gecesi

166 19 42
                                    

Jeno hayatın akışına tamamen hayrandı, o hızlı, anneannesinin tabiriyle paldır küldür ilerleyen, sonuca bağlanan veya daha da kördüğüm hâline gelen hayattan oldukça memnundu. Özellikle işlerin çözüme kavuşma anına bayılırdı, her ne kadar o çıkışa varmak için karın ağrıları çekse de! Sadece bir pencerenin önüne geçip başını cama yasladığında olayları bir film gibi mantık sırasına koyarak sonuçlandığını fark ettiğinde keyfi yerine gelirdi, bu onun her şeyin elbet bir gün yoluna koyulacağına veya nihayete ereceğine dair umutla dolmasını sağlardı.

Ancak bunu, Jaemin'in bu denli çabuk kalbini doldurmasını ve başının kendisine doğru sokulmasını hayal dahi etmemişti henüz, nasıl edebilirdi ki?

Kabul, bu karmakarışık düşünce silsilesiyle dolu bir giriş olmuştu, çünkü aklı bunu seçebilecek kadar yerinde değildi. Baştan, maçın başından almak gerekirse her şey Jeno'nun bakış açısından mükemmel, Jaemin içinse zorlayıcıydı. Jeno için herhangi bir sorun yoktu, Jaemin ile yan yana oturuyor, onun çoşkusuna şahit oluyor ve Chittaphon'la can sıkıcı bir durum ortaya çıkmıyordu. Jaemin ise hiç olmadığı kadar asabiydi. Öncelikle abisi, en uca geçip, kendisini tribünlerde Chittaphon ve mavi çocuğun arasına oturtmuştu, Jaemin'in ise eli veya dirseği tamamen kazara onlara çarpıyordu. İkinci olarak abisi, maça, bu önemli final maçına bir türlü odaklanamıyor ve diz dize oturduğu Chittaphon ile ilgilenip duruyordu. Üçüncüsü ise takımı her an kaybedebilirdi, çünkü final maçı olmanın hakkını veriyor ve basketbolcular kıran kırana mücadele ediyordu. Tanrı'ya şükür yanlarında Dejun ve Yukhei de vardı, ne zaman karşı takım sayı alsa yuhalamaya önderlik eden Yukhei sayesinde moral buluyor, onun komik yorumlarıyla kıkırdamaya fırsatı oluyordu. Dejunnie ise gerçekten onu güldürmüştü, Jaemin yalnızca takımın yeşil ve pembe renklerinden bahsederek uyumlu giyinmesini tembihlemişti, o ise yanlış tonlarda yeşil bir keten şort ve pembe taşlı kelebek şeklinde bir korse giymişti, yanaklarındaki aynı renklerden oluşan savaş boyalarından bahsetmiyordu bile! Tribünlerde yanlarına gelirken onu fark edenler gülmeden edemiyordu, eğer Dejunnie onlardan rahatsız olsaydı hepsinin ağzının payını verip çenelerini kapatmasını bilirdi ancak o da sadece gülüp geçmiş ve kendisini kıskandıklarını savunmuştu.

Jeno'nun düşüncelerine göre bu, maçın en güzel kısmıydı, onun gerçek gülümsemesine en yakından şahit olmak. İlk anda yan yana koltuklara yerleştiklerinde yüzündeki gülümseme karşı tribünlerden gözüküyordu ve buna engel olmak için çaba göstermiyordu bile. Sonrasında heyecanını bastırıp Jaemin ile konuşma çabasına girmişti, "Çok güzel görünüyorsun." diyebilmişti onunla göz göze geldiği an, pekâlâ sarışının yüz ifadesine bakılırsa ilk girişimi eline yüzüne bulaştırmış gibiydi. Ama ne söyleyebilirdi ki, pembe onun rengiydi! Ayrıca parlak göz makyajı, koyu renk şortundan açıkta kalan ince bacakları ve topuklu, beyaz klasiklerden bir kovboy çizmesiyle çok şıktı.

Jaemin ise yüzündeki samimiyetsiz gülüşle "Teşekkürler, sen de araba tamircisi gibi görünüyorsun." diye mırıldanmıştı. Jeno buna kıkır kırkır gülmeden edememişti, sık sık giyim kuşamı nedeniyle eleştiri veya benzetme duyardı, fakat bu şimdiye kadarki en tatlı alaydı.

Spotlar sahaya döndüğünde ve tek tek oyuncuların isimleri okunarak alana çıktıklarında Jaemin'in yüzündeki heyecana dalıp gitmişti ve maçın kalan tüm kısımlarında göz ucuyla onun tatlı yüzünü izlemişti. Geç kalan arkadaşları hakemin başlama düdüğünden beş dakika önce yanlarına varmıştı, tribünlerin birinci bölümünde, sağa daha yakın bir yerde oturuyorlardı, önlerinden birkaç defa geçen kamera, görüşünü engellediğinden ötürü Jaemin'in huysuz yakınmalarına sebep olmuştu. Fakat Kazablanka, yani sarışının tutkulu takımı çok iyi gidiyordu, Jeno basketboldan pek anlamasa da üçlükleri her defasında sayı panosunda kırmızı ışıkla işlendiğinden çıkarım yapabiliyordu, seyirci oldukça çoşkuluydu, her top çalma esnasında hop oturup hop kalkıyorlardı. Beyaz formalarındaki pembe ve yeşil çizgiler, omuzlarına işlenmiş sponsor marka, bir süre sonra rahatsızlık vermeyi bırakan spor ayakkabıların zemindeki gıcırtıları ve oyuncuların yüzündeki özgüven çok, ama çok özeldi Jeno için.

na jaemin ve gündelilik işleri⋅nominحيث تعيش القصص. اكتشف الآن