24.Bölüm

1.8K 160 54
                                    

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Sivas'a geldiğinde, heyecandan içi içine sığmıyordu Yunus'un. Bütün gece araba kullanmıştı. Saat sabah altı civarıydı. Hava henüz tam aydınlık değildi. İyice uykusunun geldiğini hissederek, arabayı sağa çekti. Bütün bedeni kemik gibi olmuştu. Sadece bir iki kez tuvalet molası vermişti. Sonra hiç durmadan yola devam etmişti.

Telefonunu alıp, yakındaki otellere baktı. Ama otele gitmek istemiyordu. Hiç tanımadığı ve bilmediği bir şehirdeydi. Rahat edemezdi. Bu yüzden Azat'ın oturduğu ilçeye doğru devam etti.

Saat yediye gelirken, ilçeye giriş yaptı. İyiden iyiye uykusu gelmişti. Yanındaki soğuk kahveden bir yudum içti ve camı açtı. Soğuk rüzgar direkt yüzüne çarpınca biraz olsun kendine gelmişti. Uykusu biraz daha açılsın diye telefonundan şarkı açtı ve sesini yükseltti. Azat'ı görmeden uyumak yoktu.

Azat'ın oturduğu sokağa girince, müziğin sesini kıstı. Azat'ın evine doğru bakınca, balkonda oturan  bedeni görünce, kalbi deli gibi atmaya başladı. Telefonunu arabadan çıkardı ve eline aldı. Hemen Azat'ı aradı. Telefon daha ilk çalışta açıldı.

"Yunus?" dedi Azat tedirgin bir sesle. Sabahın köründe arayınca kötü bir şey olduğunu düşündü.

"Naber Azat?" dedi Yunus. Arabada oturduğu yerden Azat'ı izliyordu bir yandan.

"İyi senden?" dedi Azat. Yunus, Azat'ın yüzünde beliren gülümsemeyi görünce, kendisi de gülümsedi.

"İyi benden de. Ne yapıyorsun?" diye sordu. O sırada, Azat sigara çıkarmıştı. Tam dudaklarına götürüp yakmak üzereyken, Yunus konuştu yine. "Sabahın bu saatinde sigara mı içeceksin gerçekten de?" diye sordu. Azat, elinde çakmak, dudaklarının arasında sigara, bir eli kulağında telefonla öylece kalakaldı. Kalbi heyecanla atmaya başladı.

Sigara içmek üzere olduğunu nereden biliyordu?

Sokakta gezindi gözleri. Ama Yunus'u göremedi. Yunus, sessizce izliyordu sevdiği adamı.

"Yunus..." dedi Azat fısıldar gibi ve sigarayı dudaklarının arasından aldı. "Neredesin?" diye sordu kısık çıkan sesiyle. Yunus daha cevap veremeden, Azat tekrar konuştu. "Sana, seni görmeye çok ihtiyacım var. Neredesin?" diye sorunca, Yunus sertçe yutkundu. Arabanın uzunlarını birkaç kez yakıp söndürdü.

Azat, Yunus'un olduğu arabayı farkedince, arabaya doğru baktı. Hava henüz tam aydınlık değildi. Plakayı göremiyordu ama onun Yunus olduğunu anladı. Bir şey demeden balkondan içeri girdi ve telefonu kapattı. Hemen üstüne doğru dürüst bir şeyler geçirdi ve dışarı çıktı.

Yunus, arabadan çıkmış, arabaya yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde Azat'ı bekliyordu. Evin bahçe kapısının kapanmasıyla başını kaldırıp, karşısına baktı. Ne kadar özlediğini daha iyi anladı.

Azat, Yunus'u görünce ağlayası geldi. Yunus ona gelmişti. Onun için gelmişti...

Yunus, kollarını çözdü ve karşısındaki adama bir adım attı. Daha sonra, Azat hızla yürüdü ve kolları arasına aldı Yunus'un bedenini. Yunus, böyle bir şey beklemediği için şaşırmış bir şekilde durdu birkaç saniye. Daha sonra, o da kollarını Azat'ın bedenine sardı. Birkaç dakika sarıldıktan sonra, birbirlerinin yüzüne baktılar. Azat bir elini Yunus'un yüzüne koydu. Gerçek olduğuna inanamıyordu.

"Gerçek misin? Yine rüya görmüyorum değil mi? Buradasın. Yanımda. Sana gerçekten dokunuyorum değil mi? Geldin değil mi Yunus?" dedi Azat, kısık çıkan sesiyle. Yunus, dolu gözlerle izledi Azat'ı. Onu rüyasında mı görüyordu Azat? Sağ gözünden bir damla yaşın süzülmesine izin verdi ve bir elini Azat'ın yüzüne çıkarıp, Azat'ın gözünden akan yaşı silerken, titrek sesiyle cevap verdi Azat'a.

"Geldim. Sana geldim Azat."

Hasret bitti sonunda ❤️‍🔥

Yorumlarınızı bekliyorum 🌸

REBIRTH (BxB MPREG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin