011

6K 509 19
                                    

"Kyungsoo, gitmek için hazır mısın?" Luhan kantinin koridorunda Kyungsoo'ya yaklaşırken sordu.

"E-Evet," Kyungsoo dedi. "Bu konuda emin misin?"

"Kyungsoo, doktora gitmek zorundasın, ve endişelenme. Junsu aileden, sana çok iyi bakacak." Luhan, Kyungsoo'ya güvence verdi.

İkili okulun arka kapısından çıktı ve otobüs durağına geldiler. Bir Çarşamba günüydü, ve Luhan doktor randevusu için Kyungsoo'yu da davet ederek kendisini kontrol ettirmesini planlamıştı.

Luhan, Sehun yerine bu sefer Kyungsoo'yu yanında getireceğini doktoruna söylememişti, eğer bugün başka bir hastası olsaydı haber verirdi.

Kyungsoo küçüklüğünden beri ailesinin izni olmadan bir şey yapmamıştı ve bu ziyarete ödeme yapmak için hiçbir yolu yoktu. Junsu, Luhan'ın kuzeniyle evlenmişti ve ailesinin bir parçası olduğundan Luhan, doktorunun buna ses çıkarmayacağına emindi, ama eğer isterse hayatını cehenneme de çevirebilirdi.

Ve eğer ihtiyacı olursa sert önlemlerden de yararlanabilirdi.

"Gergin olmana gerek yok." Luhan otobüste yanında oturan çocuğu izlerken söyledi.

Kyungsoo biraz titriyordu. Sık sık büyük gözleri ile etrafa bakarak kimsenin kendisinin kim olduğunu ve nereye gittiğini bilmediklerinden emin oluyordu.

"Doktor ziyareti hakkında korkmuyorum...Ben sadece ailemden korkuyorum," Kyungsoo söyledi.

"Gideceğini bilmiyorlar," Luhan güvence verdi.

"Ama ya öğleden sonra sınıftan kaçtığımı öğrenirlerse? Beni öldürürler." Kyungsoo oturduğu yerde geriye çökmeden önce biraz inleyerek söyledi.

"Eğer senin kılına zarar verirlerse, onları Sehun'a dövdüreceğim," Luhan bir gülümseme ile söyledi.

Kyungsoo gözlerini devirdi. "Bu beni çok daha iyi hissettirdi."

"Buna eminim, şimdi hadi, bu bizim durağımız."

İkili ayağa kalktı ve otobüsün ön tarafına ilerlediler. Sokağa çıktıklarında Luhan onu birkaç blok aşağısına götürürken Kyungsoo'da onu takip ediyordu. Temizlik malzemelerinin kokusu ve beyaz duvarlar ile kaplı bir binanın içine girdiler.

"Hey, Luhan. Randevun için mi buradasın?" Masanın arkasındaki kadın sordu.

"Evet, benim için hazır mı?" Luhan sordu.

"Evet, hemen gir." Cevapladı.

Luhan başını salladı ve başka bir beyaz koridordan kapıya doğru Kyungsoo'ya öncülük etti. Adam elinde bir dosya ile odanın içinde yürüyordu, ama iki genci gördüğünde durdu.

"Hey, Lu, bu kim?" Adam, Kyungsoo'ya bakarak sordu.

"Hey, Junsu, bu Kyungsoo" Luhan onları tanıştırırken söyledi.

"Neden Sehun seninle değil?" Junsu sordu.

"Bak, seninle arkadaşım hakkında konuşmak istiyorum," Luhan odanın içine yürüyüp bir sandalyeye oturmadan önce söyledi.

"Ne oldu?" Doktor hastasına bakarak sordu.

"Kyungsoo'da hamile." Luhan dedi.

"Oh, pekala ailesiyle bir randevu ayarlarız ve onunla iyi bir şekilde ilgileniriz-"

"Bu bir seçenek değil," Luhan araya girdi.

"Ne?"

"Ailem hamile olduğumu bilmiyor," Kyungsoo söyledi.

Junsu önündeki iki genç erkeğin arasından baktı ve iç çekti. Luhan yalvaran gözler ile ona baktığında diğeri onun kendisinden ne istediğini biliyordu.

"Bunu yapmak zorunda değilim." Junsu dedi.

"Ama yapacaksın çünkü beni seviyorsun," Luhan seri katili andıran bir gülümseme ile söyledi.

"Aşağıdaki soruları cevapla, Kyungsoo." Junsu dosyasını çıkarırken dedi.

Kyungsoo ailesinin geçmişi, sağlık geçmişi, babanın aile geçmişi ile ilgili bolca olan sorulardan dördünüde cevapladı. Luhan'a güvenmek o kadar da kötü değildi, Junsu ona hamileliği sırasında gelecekte nelerin gerçekleşeceğini söylemişti.

Junsu, Kyungsoo'ya karşı iyiydi. Sürekli pozitif olduğu sürece her şeyin yolunda gideceğini söylemiş ve işlerin nasıl olacağını detaylı bir şekilde açıklamıştı.

"Hamileliğini doğrulamak için idrar ve kan örneğine ihtiyacımız var. Erkekler için Pap-smear testine (rahimden alınan örnekmiş) ihtiyacımız yok." Junsu açıkladı.

Kyungsoo, Junsu'nun kan örneği alabilmesi için sedyeye oturdu, sonra Junsu bir kap uzatarak koridorun sonundaki küçük banyoda işeyebilmesi için Kyungsoo'ya müsaade etti.

"Pekala, ilk ziyaretin için ihtiyacım olan her şeyi aldım sanırım. Sigara, içki, uyuşturucu kullanmak yok, herhangi bir şekilde tüm bunları yapabilmek için yeterince büyük değilsin. Seninle irtibata geçebilmem için numarana ihtiyacım var ve bana ulaşabilmen için sana kendikimi vereceğim," Junsu söyledi.

Kyungsoo ona numarasını verdi ve Junsu acil durumlar için kartının üstüne kendi cep telefonu numarasınıda yazdıktan sonra kartını uzattı.

"Biliyorsun, Kyungsoo, gerçekten ailene söylemene ihtiyacın var." Junsu dedi.

"A-Ama, yapamam," Kyungsoo parmaklarına bakarak söyledi.

"Eninde sonunda öğrenecekler, bunu şimdi söylemek daha kolay olmaz mı?"

"Hayır...Belli etmeye başladıktan sonraya yada onlar anlayana kadar bekleyeceğim. Sonra bebeği benden aldıramazlar," Kyungsoo beline sarılarak söyledi.

"Babası biliyor mu?" Junsu sordu.

"Evet, o bununla tamam."

"En azından tamamen yalnız ve değilsin ve iyi bir arkadaşa sahipsin," Junsu, Luhan'a bakarak dedi. "Her ne kadar biraz deli olsada."

"Hey!" Luhan kendi adını duyduğunda dedi.

Junsu ve Kyungsoo, onlara suratını asan diğer erkeğe güldü.

"Test sonuçlarını aldığımda seni ararım. Böylece ilk ultrasonun için planlar yapmamız ve ne kadarlık olduğunu öğrenmemiz mümkün olacak." Junsu söyledi.

"Evet, efendim," Kyungsoo ayağa kalkmadan önce başını sallayarak cevap verdi.

"İlk ultrason için babasıyla birlikte gelmelisin. Bu özel bir an," Junsu iki adam için kapıyı açarken bir gülümseme ile söyledi.

"Bekle, B-bu ziyaretin masrafları konusunda ne olacak?" Kyungsoo konuştu.

"Ben hallettim," Luhan genç çocuğun sırtını okşayarak dedi.

"Luhan, yapamazsın." Kyungsoo dedi.

"Yapabilirim, ve eğer beni çocuğunun Vaftiz babası yaparsan bana bakabilirsin yada ailen öğrendiğinde bana geri ödeyebilirsin." Luhan göz kırparak söyledi.

"Sen inanılmazsın." Kyungsoo diğerine gözlerini devirerek söyledi.

"Hayır." Luhan dramatikleştirdi. "Ben Vaftiz babasıyım."

*

pregnancy pact / kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin