günebakan'ların güneşle buluştuğu gün. (f)

456 65 29
                                    

-

ilk gördüğümde anladım, nalbur.

-

bir yıl sonra.

-

" hyunjin, burası çok güzel! "  küçük olan, güneşin tepelerinde aynı saçları gibi sapsarı parladığı o günde, rüzgarın hafif hafif saçlarının arasında dolaşmasını seyreden sevgilisinin elini tutup aynı altılarındaki bir çocuğun şeker gördüğü halind...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

" hyunjin, burası çok güzel! "  küçük olan, güneşin tepelerinde aynı saçları gibi sapsarı parladığı o günde, rüzgarın hafif hafif saçlarının arasında dolaşmasını seyreden sevgilisinin elini tutup aynı altılarındaki bir çocuğun şeker gördüğü halindeki heyecanla beraber koşuşturuyordu kocaman ay çiçeği tarlasında. 

" bebeğim, yavaş ol, düşme sakın. " uzun boylu olan, ne kadar sakin dursa da içindeki heyecan onu adeta patlayacak bir bomba gibi hissetmesine sebep oluyor, güzel sevgilisini gülümserken gördüğünde ise bu küçük his ikiye katlanıyordu. aylardır bu anı bekliyordu hwang hyunjin. sevgilisini en çok seveceği yere getirmeyi, onun mutluluğunu izlemeyi, beraber mutlu olmayı, anılarına yansıyan görüntüleri asla unutmamak için küçüğünün dudaklarıyla damgalamayı.

hyunjin sevgilisinin kıkırtılarını dinlerken başını tepedeki güneşe çevirdi, tam istediği anda yetişebildiği için kendini bir miktar hafiflemiş hissetti, sadece doğru anı yakalaması lazımdı.

" sevgilim, beni buraya getirdiğin için, çok, çok teşekkür ederim. " bir anda koşup kolları arasına atlayan bedenle afallayan genç, onun bu haline gülümsedi. parıldayan bir yıldızı anımsatan gözlerine doya doya baktı, onları gök yüzüne sonsuza kadar resmetti. kalın dudaklarını kolları arasındaki alnına bastırmadan da bir tebessüm bıraktı.

" sen böyle mutlusun ya, asıl ben teşekkür ederim bir tanem. "

" sen yanımdayken mutsuz olma ihtimalim var mı sence? " sarışın olan cilveli cilveli konuştuğunda hyunjin, doğru zamanın geldiğini düşündü nihayetinde. içindeki heyecanı sevgisiyle bastırıp bir kaç adım geriledi ve sevgilisi önünde tek dizi üzerine çöktü. sevgilisi ne olduğunu idrak etmeye çalışırken iki elini tuttu, okşadı.

" jeongin, her zaman mutlu olmanı istiyorum. her sabah uyandığımda bana taptığım gülüşünü göstermeni, kollarım arasındaki hissiyatını, ikimizi saran sevgimizi hücrelerimde hissetmek istiyorum. mutsuz olduğunda yanında durmak, seni iyi hissettirmek, her şeyden korumak istiyorum sevgilim. her günümü, her saatimi, hatta ömrümü senle doldurmak istiyorum, beraber her şeyi aşalım istiyorum sevgilim. "

gözleri dolan sarışın, yüzüne vuran güneşin sıcacık ışığı ve tatlı bir hissiyatla gününün, belki de hayatının en duygulu dakikalarını yaşıyordu. karşısındaki aşık olduğu beden, ona sevgisini en içten şekilde, hissettiriyordu.

ve jeongin bu hissi sonuna kadar yaşamak istiyordu.

" sen, benim güzel çiçeğim; gün ışığım, neşem.. vasıfsız hayatımı çiçeklerinle öyle güzel süsledin ki sensiz bir hayat düşünemez oldum ben artık. " hyunjin tek elini jeongin'in elinden ayırıp cebindeki yüzüğü çıkardı ve ona doğrulttu. 

" şimdi ise bu ay çiçeği tarlasında benimle beraber yollarımızı sonsuzluğa dek bir edebilecek misin? "

o andan sonra hyunjin ve jeongin, zaten birbirine bağlı olan kalplerini, belgelerle beraber kalıcı hale getirdiler. ikisi de, kendilerini birbirlerinde buldular, beraber büyüdüler belki de; en zor zamanlarında hep beraber ayakta kaldılar. onlar böyleydi, jeongin bir güneşse hyunjin bir günebakandı. güneşe tapardı, onu ömrünün sonuna kadar ne olursa olsun beklerdi. onun sayesinde hayatta kalırdı. jeongin ise, hyunjin'le beraber mutlu olduğunu sandığı hayatından kopmuş, gerçek mutluluğu tatmıştı. ikisi de birbirine aşıktı, sadece bir bakışa sığan hisleri artık yaşadıkları süre boyunca tadacaklardı.

 onların sonsuza kadar sürecek olan sevgisi, bir ay çiçeği tarlaları kadar büyük ve bir beyaz gül kadar masum, duru ve değerliydi. tanrı da, bu tarlada başlayan hikayenin ikinci kısmını,  en saf mutlulukla beraber kadere işlemişti.

-

bitti...
suan bunu yazmak oldukca garip geliyor olsa da, elbette bu son degil ve bir iki ozel bolum var.

kitap hakkinda konusacak olursam; bu kitap yazdigim en ozel kitaptir. ithaf ettigim kisi olsun, yazdigim seyler olsun en sevdigim buydu.

kitapta vermek istedigim seyleri yansitabildigimi dusunuyorum, hayatimizdaki her sonun veya baslangic olarak nitelendirebilecegimiz seylerin zit seyler dogurabildigini baz alarak yazdim. bu zitlik iyi veya kotu farketmeksizin olaylari kapsiyordu. ayni zamanda ev ve aile iliskilerine de degindim bir kac bolum boyunca.

bu bolumu inanin ne zaman yazdim hatirlamiyorum, kitabi yazmayi yaklasik 2 haftada bitirdim ama cok duzenleme yaptim tabii.

umarim severek okumussunuzdur, umarim bir gun jeongin gibi gunebakaninizi bulabilirsiniz,,

-l.

SON.
[ 050922. ]

foxy's garden, hyunin. ✓Where stories live. Discover now