twenty five

937 109 233
                                    

Keyifli okumalar🍻

Aradan iki gün geçmişti ve bu iki günde taze grup arkadaşları zamanının çoğunu klüp odasında geçirmişti. Her şey sorunsuz ilerliyor denilebilirdi ama bir eksik vardı. Wooyoung okula gelmiyordu, dolayısıyla onu görmek de mümkün değildi.

Birkaç kez konusu açıldığında Hoongjoong üşüttüğünü söyleyerek geçiştirmişti. Üstelik diğer arkadaşları da bu konu üzerine pek düşünmek istemiyor gibiydi. Basit bir soğuk algınlı da zaten üzerine pek kritik yapılacak şey değildi.

Üçüncü gün sabahı olmuştu ve öğle yemeğinden sonra klüp odasında toplanan herkes sakince zaman geçiriyordu. Seonghwa Hongjoong'a anlamadığı bir konuyu anlatıyordu. Bu yüzden diğerleri de dikkatlerini dağıtmamak için elinden geldiğince sessiz oluyordu. Yunho ve Mingi telefonlarını elinden düşürmeden oyun oynuyordu. San kulaklıklarını takmış mandala boyuyor ve Jongo ne olduğu belli olmayan kağıtlar içinde boğuşuyordu. Yeosang ise dizine koyduğu kağıtları katlayrak ortaya değişik figürler çıkarıyordu.

Minik haribo büyük bir ciddiyet ile uğraştığı işinden telefonunun sesini duyması ile ayrıldı. Ekranda gördüğü Yeosang'dan gelen mesaj bildirimi ile kafasını kaldırıp sarışın gence baktı. Yeosang kaşları ile küçüğünün elindeki telefonu işaret ediyordu.

Jongho sakince sohbeti açtı;

Yeosang-shi
Ne tür mekanlar seversin?

Bu anlamsız mesaj ne içindi? Tanrı aşkına bu Kang Yeosang bir gün yerinde duramaz mıydı?

Ballı haribo🍯
Anlamadım Sunbae
Neyden bahsediyorsun?


Yeosang-shi
Diyelim ki dışarı çıkacaksın
Nasıl bir yere gitmek istersin?

Jongho düz bir ifade ile gözlerini Yeosang'a dikti. Bu hareket Yeosang'ın hoşuna gitmemişti. Küçük olanın neyden rahatsız olduğunu bilmiyordu ama daha anlaşılır olması gerektiğini hissetmişti.

Yeosang-shi
Tamam şöyle söyleyeyim
eminim daha açık olur

Bay Park'dan spor salonunun anahtarlarını alabilirsin

Yani sana ait olan yeni anahtarları
demek istedim

Jongho şaşkınlıkla ekrandaki mesajı tekrar okudu. Bu nasıl mümkün oluyordu? Kang Yeosang dediği gibi ikna edebilmiş miydi hocaları? Şaşkınlıktan ne yapacağını bilmezken cevap yazmayı da unutmuştu. Hemen telefonu alıp klavyenin tuşlarına basmaya başladı.


Ballı haribo🍯
beni kandırmıyorsun değil mi?
Bak eğer gerçek değilse bu hoş olmayacak

Yeosang hahlayarak göz devirdi. 'Aptal mısın' yazmamak için kendini tutuyordu.

Yeosang-shi
İyi
O zaman git al anahtarını
öyle cevap ver soruma
mekan demiştim?

Jongho aklına gelen ayrıntı ile duraksadı. Bu saçma bir şaka değilse randevuya çıkması gerekiyordu. Hem de Kang Yeosanag ile... Yüzünün kızardığını hissetti.

Ballı haribo 🍯
Kontrol edip geleceğim


Aklına daha iyi bir şey gelmemişti yazacak.Telefonunu cebine atıp hızla kapıya yöneldi. Elini kapı koluna attığı anda karşısından gelen Wooyoung ile çarpıştı. Yine de buna aldırmadı ve kendisini koridora attı.

pitcher and batter  ● woosan ✔Место, где живут истории. Откройте их для себя