"Yeterince ayrı kaldık"

29 5 22
                                    

Havalimanı önünde uçuşumun olduğu uçağın hazırlanmasını bekliyordum. Babam dışında tüm aile vardı. Bir de onun dışında. Annem önümde durmuş, avuçlarının arasına aldığı elimi okşuyordu. Bense ona gülümsüyordum. Onlara gülümsemekten başka ne yapabilirdim ki?

"Ah yapmayın ama! Sanki dağ başına gidiyorum. İstediğiniz zaman geleceğiniz bir yere gidiyorum ya."
"Yine de gidiyorsun."

Seokjin hyungun dediğine sırıtıp tek kaşımı kaldırdım.

"Görende sevinmedin sanacak."
"Ne münasebet. İyiki gidiyorsun. Az kaldı zil takıp oynayacağım."

Güldüm.

"Hala özel uçak istemediğine emin misin? Yani hala şansın var?"

Abimin dediğine sırıttım.

"Sağ ol, ben böyle iyiyim. Ekonomik sınıfı hor görmeyin lütfen."

Dediğime gülseler de ne kadar üzgün olduklarını görüyordum. Sonuçta bir daha gelmemek üzere gidiyordum. Zaten gitmesem büyük ihtimalle o cehennem kılıklı yere tıkılmak zorunda kalırım. Saçlarımı karıştırdım sıkıntıyla.

"Üzülmeyin be artık. Hepimiz biliyoruz, iki saat sonra 'iyiki gitmiş bu göt lalesi' diyeceğinizi. O yüzden bana numara yapmayın."

Annem çok üzgündü. Onu neşelendirmek için şarkı bile söylemiştim ama hala neredeyse ağlayacakmış gibi bakıyordu yüzüme. Eh, en sonunda ben de pes edip uçak kalkışı için beklemeye koyuldum.

•••••••#••••••#•••••••#••••••••#•••••••#••••

-Jimin'in bakış açısı

Abim eve geldiğinde ben daha yeni uyanıyordum. Bu gün cumartesi olduğu için öğlene kadar uyumuştum.

Gözlerimi ovuştura ovuştura mutfağa giderken salona gözüm çarptı. Abim yanında bir kaç kişi de getirmişti anlaşılan. Sinirle içeriye daldım.

"Abi sana tatil günümde kimseyi evde istemediğimi sö....." gördüğüm kişilerle cümlemi uzatmış fakat bitirmeden susmuştum.

Hyunjoon, Namjoon hyung ve Seo teyze salonun ortasındalardı. Hepsinin yüzü sirke satıyordu. Kaşlarımı çatıp ne olduğunu anlamak ister gibi onlara bakmıştım.

Hyunjoon nefes verip Namjoon hyunga baktı. Namjoon hyung da abime. Abim de Namjoon'a. Ama onlardan önce Seo teyze söze girmişti.

"Jimin, artık ondan kaçmana gerek yok."

Dedikleriyle yutkundum. Elbette Seo teyze zeki bir kadındı. Olanları biliyordu ve neden kaçtığımı da biliyordu.

"Çünkü o bir daha Seul'e ayak dahi basamayacak."

Anlamıyordum. Ne demeye çalıştıklarını anlayamıyordum. Gülümsedim.

"Pardon?"
"Annemin demeye çalıştığı şey Taehyung gitti. Gelmemek üzere gitti."
"Ama...neden?"
"Herne nedenle olursa olsun."

Namjoon hyungun da dediği şeyle bağırmak istedim. 'O beni bırakmaz!' diye bağırmak istedim. Titrekçe nefes verdim.

"Nereye?.."
"Deagu."
"Çok mantıksız.. aşırı."

Oturma ihtiyacı hissettim. Üçlü koltuklara geçip oturdum.

"Anlayamıyorum Seo teyze. Neden gitti? Ortada bir...bir sebep yokken?"

Onu hala önemsiyorum? Hayır, ben sadece fazla meraklıyım. Gereksiz bir çok şeyi merak ederim. Bu da onlardan sadece biriydi. Sadece biri.

Seok teyze üçlüye bakınca, sessiz sedasız çıktılar salondan. Ellerimi elleri arasında alınca, ellerinin ne kadar da büyük ve narin olduğunu düşündüm. Tıpkı onunki gibi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 26, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Anti romantik |vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin