3🌌 Ne Olursa Olsun!

3.3K 329 168
                                    


*****

İşittiğimiz teklif ile ilk önce ne yapacağımızı şaşırmış olsakta Sevim teyzenin ısrarları ile cümbür cemaat kapının önüne çıkmıştık. Kısa olmayan bir vedalaşmanın hemen ardından tam önümde duran araba ile gözlerim irice açıldı.

Simsiyah, jilet kadar parlak bir mercedes ile tam ayaklarımın dibinde durmuştu. İçimde yükselen küfürleri zor bela bastırıp beğeni dolu bakışlarımı parlak arabanın üzerinden çektim. Bu şerefsiz tam olarak ne iş yapıyordu da böyle bir arabaya binebiliyordu?

"Hadi yavrum geçin."

Bizim yalı kazığı gibi durduğumuzu gören Sevim teyzenin yönlendirmesi ile arka kapıya uzandım. Ama yanımdaki beden ön kapıyı açıp beni içeri doğru ittirdi ve ben daha ne olduğunu anlamadan kendimi arabanın ön koltuğunda buldum.

"Ay sen buraya geç kızım, hem arkada sıkışmayın."

Saçma bir hâlde oturduğum koltukta duruşumu düzeltip utançla başımı önüme eğdim. Bu kadın kesinlikle normal değildi. Şu an, şu dakika yerin yedi kat dibine girmek istiyordum ki bunda yanımdaki bedenin üzerime diktiği gözlerinin de büyük bir etkisi vardı.

"Bir daha gelin yavrum. Hadi sağlıcakla."

Arka koltuğa yerleşen kızlar cevap verirken ben aralanan dudaklarımı hızla kapattım. Bir anlık dalgınlıkla neredeyse yanıt verecektim. Bu ani farkındalığa eş araba ufak bir gürültü ile çalıştı ve biz sonunda o kalabalığın içinden sıyrıldık.

"Size de zahmet oluyor..."

Zişan'ın sessizliği dağıtmak için konuştuğunu anlamıştım ama yanımdaki adam dikiz aynasından Zişan'a düz bir ifade ile bakıp başını 'önemli değil' dermiş gibi sallamak dışında hiçbir şey yapmamıştı.

Tek eliyle kavradığı direksiyonu seri bir hareketle sola kırıp sert bakışları ile yola devam etti ama ben sadece keskin yüz hatlarına dikkat kesilmiştim. Kesinlikle ben de bu kadar keskin hatlara sahip olmak isterdim. En azından böylece "kız gibi..." diye başlayan alaylara maruz kalmamış olurdum. Tabii ölüp yeniden doğmadığım sürece bu pekte mümkün görünmüyordu.

"Fırından sonra ilk sokağa döneceksiniz..."

Yasemin'in sesi ile ne zamandır izlediğimi bilmediğim yüzden mavilerimi çekip hızla önüme döndüm. Adam beni yanlış anlasa yeri vardı! Aptal gibi yüzüne baka kalmıştım.

"Bacım... Arkadaşınız-"

Dakikalar sonra ilk kez konuştuğunda arkada sessizce muhabbet eden kızlar bile susmuş ve ona odaklanmıştı. Aynı benim sanki az önce ona bakmama kararı almama rağmen sesi ile gözlerimin onu bulup pür dikkat cümlesinin devamını beklediğim gibi.

"... Yani arkadaşınızı da mı sizinle aynı yere gidecek? Annem ailesinin evine bırak diye tembihledi."

İlk seslenişine nazaran sonlara doğru sesi eski haline dönüp sert bir şekilde cümlesini bitirmişti. Belli ki yabancı üç kızla aynı arabada olmak onun için zordu. Ülkücüler genelde kızlar ve erkekler ayrı ayrı toplanıyordu. Kızların başında asena varken erkekler de reis denilen başkanları vardı. Zaten reisleri ne derse sürü gibi onu yapıyorlardı. Süre de it sürüsüydü işte!

"Evet, Derin de bizimle gelecek. Şimdi ailesi tanımadıkları bir adamla Derin'i görürse sıkıntı olabilir."

Araba Yasemin'in cümlesi ile hatrı sayılır şekilde yavaşladı. Yanımdaki adamın direksiyonu tutan eli biraz daha sıklaştı. Hoşuna gitmeyen bir şeyin olduğu fazlası ile açıktı. Konuşmamak o kadar zor bir durumdu ki şu an içim içimi yiyordu.

Faşist Yemini (b×b)Where stories live. Discover now