15| DÜN YARINLARI

17.1K 1.2K 2.3K
                                    



Merhaba!
Bu bölüm, aslında uzuuuuun bir bölümdü ancak ben okuyucuyu sıkmamak adına bölümü ikiye ayırdım. Kendim çok çabuk sıkılan bir insan olduğumdan ve de sizlerin de gözlerine yazık etmemek adına ikiye ayırdım bölümü. Sonraki bölümle birdi esasında, bu nedenle şu an okuyacağınız kısım duygusal ve ikili ilişkiler açısından size yetersiz gelecek olabilir. Resmen bütün duygu ve eğlence 16.bölüme kaymış arkadaşlar... Neyse, olsun. O da gelir yakında.

Karakterlerin çokça genç ve toy olduklarını unutmayın lütfen. Yaşadıkları duygudurum bozuklukları, üzgün oldukları meseleler, yaptığı seçimler onlara sinirlenmenize neden olabilir fakat hepsi hata yapmaya müsait, kendilerini bu şekilde müdafaa edebileceklerini düşünüyorlar. Bu bölüm için özellikle bunu yazıyorum.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz! 🤍

🥀

Orhan Gencebay-Dil Yarası
Cem Karaca-Kendim Ettim Kendim Buldum
Funda-Çaresizim

***

***

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

***

Kendimi ilk defa gerçekten sevilen biri gibi hissettiğim ilk gündü.

Ama aynı zamanda kendimi ilk defa tamamen hiçbir şeymiş gibi hissettiğim ilk gündü.

Bütün gerçekleri aynı anda öğrenmiştim bugün ben. O gün öyle bir gündü ki, önce göğsümün içindeki varlığını evvelinde hiç hissetmediğim bir kuş Akın'ın sözleriyle canlanmış, çırpınmaya başlamış ve o kuş Akın'ın dudaklarıma kondurduğu öpücükle göğüs kafesimi çığlıklarıyla inletmeye başlamıştı.

Heyecandan sabaha kadar gözüme uyku girmemişti ama utandığımdan da asla pencerelere yaklaşamamıştım. Sanki perdeyi aralayıp bakarsam onun yeşil gözlerinin tuzağına düşecektim bir ömür boyu. Göğsümdeki kuş ise bu tuzağa düşmeye çoktan meyilliydi ya, neyse...

Peki ben tuzağa düşmeyi istiyor muydum?

Kalp her zaman isterdi.
Ya akıl?

Bunu ona yapamazsın, Ayten.

Hıçkırıklarımın arasından titrek bir nefes çektim ciğerlerime. Ellerimin arasında duran kağıttan gri gökyüzüne kaldırdım buğulu bakışlarımı. Yağmur yüklü bulutlar kadar ağırdı gözlerimdeki sıcak yaşlar, bulutlar gibi taşmak için an kolluyordu. Gökyüzünün grisi bana çatallı doğum masasının demirlerinin soğukluğunu hatırlattı. Demir rengi kurşuni bulutlar, tıpkı o demirler gibi acımasızca bakıyordu yüzüne sanki.

Koyu yeşil sedye örtüsü... Onun gözlerinin rengini düşünme Ayten.

Beyaz paravan... Yüzündeki süt beyazı izleri düşünme Ayten.

KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLARTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang