Bu kurgu ve içeriği tamamen bana aittir.
Sizler için hazırladığım Korkunç Mesajlaşma'nın 4. serisine hoşgeldiniz.
Gizem dolu olaylar, sırrı çözülmemiş cinayetler ve çok daha fazlasını içeriyor...
Tüylerinizin ürpermesine,
HAZIR MISINIZ?
SERA: Melih mi? Onu en son Işık'ın olduğu hastanede gördüm.
ATLAS: Kahretsin!
SERA: Bir sorun mu var?
ATLAS: Katil, bana saldırdı! Ve ben şu an yeni kendime geldim.
SERA: Ne! İyi misin?
ATLAS: Evet şu an iyiyim, ama sana net birşey söyleyeyim. Katil Murat!
SERA: Onun olduğunu nereden biliyorsun?
ATLAS: Adam bir görünüp diğer gün ortaya çıkıyor. Ve katilin bana saldırdığı gece onunla konuşup onu suçluyordum. Net bir şekilde katil Murat!
SERA: Peki, ben arabama atlayıp Melih ve Işık'ın olduğu hastaneye doğru yola çıkıyorum.
ATLAS: Tamam, orada görüşürüz.
SERA: Görüşeceğiz...
Yarım Saat Sonra...
ATLAS: Sera, ben geldim sen neredesin?
SERA: Pfff, şu lanet olası trafik yolundayım. Gelmem biraz zaman alacak.
ATLAS: Peki, hastane sanki çok karanlık. Bir lambası bile yanmıyor.
SERA: Kaybedecek bir zamanımız bile yok Atlas. İçeri gir, Melih ve Işık'ın iyi olduğunu kontrol etmen gerek. Ben polislere haber veriyorum.
ATLAS: Tamam. İçeri giriyorum.
Atlas, hastane girişinden içeriye girdiği an etrafa bakar. Sanki hastane terkedilmiş gibidir. Ama Melih ve Işık'ın iyi olduğunu bilmesi gerektiği için yukarı kata çıkar. Yukarı kata çıktığı an aşağı kattan bir kapı kapanma sesi gelir. Ve o an ise telefonuna bir bildirim gelir. Korkuyla gelen bildirime tıklar.
BİLİNMEYEN: Merhaba, Atlas.
ATLAS: Merhaba?
BİLİNMEYEN: Ouuu evet benimle ilk defa mesajlaşıyorsun. Gerçekten de bu hastaneye girdiğin için pişman mısın?
ATLAS: Sen... Katilsin!
BİLİNMEYEN: Ahahah nereden bildin? Üstün zeka dedikleri bu olsa gerek.
ATLAS: Melih ve Işık nerede?
BİLİNMEYEN: Ouuu sanırım bunun cevabını almak için bir üst kata daha gelmen gerekecek. Çünkü çıkış kapısını az önce kilitledim ve kaçacak bir yerin yok!
ATLAS: Sen çok... Kaşınıyorsun.
BİLİNMEYEN: Ouuuu sert erkeksin.
ATLAS: Şu lanet olası ouuu lafını demeyi kes!
BİLİNMEYEN: Peki, bende senin kafanı keserim.
ATLAS: Ne!?
Atlas bu mesajı atar atmaz katil üst kattan inerek Atlas'ın olduğu kata varır. Ve o an Atlas katili koridorun ucunda görür görmez hemen arkasındaki asansöre doğru koşmaya başlar. Katil ise son sürat hızlı bir şekilde ona doğru koşarken Atlas, asansörün düğmelerine hızlı bir şekilde gelmesi için basıyordu.
- Hadi, gel artık!
Dediği an asansörün kapısı açılır. Katil ise o an asansörün kapısının önüne geldiğinde Atlas düğmelere o kadar hızlı bastığı için kapı aniden kapanır ve asansör üçüncü kata doğru hızla varır. Asansörün kapısı üçüncü katta açıldığında Atlas şok içinde yerde yatan güvenlikleri görür. Kusacak gibi hissederek asansörden çıkar. Ve o an bir güvenliğin kemerinde bir silah görür. Mide bulantısıyla bağırsakları deşilmiş güvenliğin yanına gider ve titrek elleriyle güvenliğin kemerindeki silahı alır. Ve o an ileri koridorda yerde kanlar içerisinde birisinin daha olduğunu görür. Bu kişi Melih'tir...
- Melih!
Diyerek oraya doğru koştuğunda sağ taraftan önünde çıkan katil bir anda Atlas'ın üzerine atlar.
- Melih'i görmeyeceğin için üzgünüm.
Dediği an bıçağı sıkı bir şekilde tutarak Atlas'ın alınının tam ortasına saplayacakken Atlas, elindeki silahla katilin omuzuna ateş eder. Katil acı içinde çığlık atarak kendini yerde bulur.
- Ne oldu pislik! Şimdi kendi ellerinle aç o maskeni!
Dedi katilin üzerine silahı doğrultarak. Katil ise acı içinde ellerini yukarı kaldırıp maskesine götürdü. Ve öylece durdu.
- Sana aç dedim yoksa kafana mermiyi yersin!
Yine sert bir şekilde katili uyardığında katil başını sallayarak maskesini başından yukarı kaldırdı ve maskesini açtı...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
'9. Bölüm Sonu' ~Büyük Finale Son 1 Bölüm!~
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
