1.9

24 1 0
                                    

Rahatlarım sanıyordum. İçim huzurla dolar, rahat bir nefes alırım, başımı yastığıma koyduğumda düşündüğüm tek şey aşkım olur sanıyordum. Tıpkı o adamı öldürdüğüm zamanki gibi hissederim sanıyordum. Aptaldım.

Ellerim titrerken ciğerlerime çektiğim nefes bana yetmiyordu. Yaptığım şey neden beni memnun etmiyordu?

İçime bir şey oturmuş gibi hissediyordum. Bir ağırlığı vardı ve ben onun altında eziliyordum. Kendimi sıkmaktan kemiklerim kırılacakmış gibi hissediyordum.

Bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı ve olduğum yere çöktüm. Ellerim köprünün demirlerini sımsıkı tutarken aşağı baktım. Gözlerimin önü buğuluydu. Net göremiyordum.

Bir süre durdum orada. Yaptığım şeyin yükünü azaltmaya çalıştım. Başarılı olduğumu düşündüğümde kalktım çöktüğüm yerden. Son bir kez nehre baktım. Hissettiğim ağırlık tamamen yok olmuş gibiydi.

Rahat bir nefes aldım. Ondan kurtulmuştum.

Benim sevgilimi sevmeyen, onu aldatan, haketmeyen bu kızdan kurtulmuştum. Taehyung ve ben kurtulmuştuk.

Dudaklarım kıvrıldığında kapüşonumu başıma geçirdim, evime gidecektim.

...

"Jeongguk," kapıyı açan sevgilim beni tutup kendine çektiğinde sıkıca sarıldım ona. Boynumdaki başını kendime daha çok bastırdım ve ben de onun gibi soludum kokusunu.

Zar zor ayrıldığımızda içeri geçtik.

"Telefonlarımı açmadığında çok endişelendim. İyisin, değil mi?" Meraklı bakışları altında koltuğa oturduk.

"Çok iyiyim, neden iyi olmayayım ki? Sen yanımdasın, ait olman gereken yerdesin." Sözlerime gülümsediğinde yatar pozisyona gelip başını bacağımın üzerine koydu.

"Hm.. demek ait olmam gereken yerdeyim?" Dediğinde onu onaylayıp gülümseyen dudaklarına bir öpücük bıraktım.

"Sevdim bunu." dediğinde güldüm.

Koltuğun yaslanma kısmına başımı yasladım ve onu izlemeye başladım. Ellerim uzun saçlarının arasında dolanırken gözleri kapalıydı. Huzurlu görünüyordu, benim gibi. Acaba hissetmiş miydi kelepçelerinden kurtulduğunu?

Biz, ikimizde damarlarında trajediyle doğmuş çocuklardık. Hayatlarımız sıradan değildi. Hareketliydi, olaylıydı. Mutlu veya huzurlu olmamıza izin yoktu. Buna kim karar veriyordu? İnsan, seçtiği hayatı yaşar derlerdi. Bu hayatı gerçekten biz mi seçmiştik, böyle olmasını biz mi istemiştik? Eğer sonunda o ve ben varsak gerçekten biz seçmiş olmalıydık. Çünkü ben onsuz bir dünya düşünemiyordum.

Meğer ondan önce hiç yaşamamışım, diye düşünüyordum.

Gözlerim şimdi huzurlu yüzünde gezinirken diyordum kendime, o sadece senin yanında böyle. Çünkü o da sensiz yaşayamaz.

...

Onun yatağında birbine geçmiş bedenlerimizle uyurken Taehyung'un çalan telefonu bizi uyandırdı. Belimdeki kolları çekildiğinde kısık bakışlarıyla telefon ekranına bakıyordu.

"Kim arıyor?" Bakışları bana döndüğünde yattığı yerde dikleşti.

"Namjoon," telefonu bekletmeden açtığında ne dediğini anlamaya çalışıyordum. Şüpheli bakışlarım üzerinde gezinirken onun kehribarları yavaşça bana döndü. Sesli yutkunuşu kulaklarımı doldurduğunda öğrendiğini anladım. Yubin'i öğrenmişti.

"Hayır, bugün yanıma gelmedi. Arkadaşlarını bir ara istersen. Onlar nerede olduğunu bilir." Telefonu kapattığında sıkıntılı nefesi odayı doldurdu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: 4 days ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Consider It Done | TaekookWhere stories live. Discover now