7.bölüm

477 22 6
                                    

Filmin camdaki yansımasına bakarken kulağımdaki tıkaçları düzelttim. Migrenim tutmasın diye böyle önlemler almıştık.
Gökay yanağımı sıkıştırırken Aral Gökay'ın kucağındaki patlamış mısıra uzandı.
Ben de elimi kaseye uzatıp bir avuç aldım.

Tepemde fark ettiğim gölgeyle birlikte hızla kafamı kaldırdım. Arel yanımda duruyordu.
Ne ara gelmişti?
Koltuğa baktığında hızlıca ayaklarımı kendime çektim. Elimdeki mısırlardan bir iki tanesi koltuğa dökülürken Arel koltuğa oturdu. Ayak parmaklarımın biraz üstüne oturmuştu.
Düşürdüğüm mısırları yedikten sonra kolunu bana doğru uzattı.

Yanağımdan bir şeyi sildikten sonra kulağımdaki tıkacı çekti. Uzun süredir orada olduğu için çekmesi garip geldi. Bu yüzden irkildim.

"İlaçlarını aldın mı?"
"Evet. Hepsini içtim."
Kulak tıkacımı tekrar taktı.
'Aferin.'
Dudaklarını okuduktan sonra gülümsedim.
"Teşekkür ederim."
Üstüme eğildiğinde bir şey diyeceğini sanmıştım. Mısır alarak geri çekildi. Avucundaki mısırları hızlıca yerken kafamı tekrar cama çevirdim. Sırtımı yasladığım Gökay'a dönüp ufak bir bakış attım.
Bu çocuk ne zaman uyumayı düşünüyordu? O benden daha yorgun olmalıydı.

"Uyumayacak mısın?"
Bana döndü.
"Sonunu merak ediyorum."
Kafamı sallarken Arel yanımdan kalktı.
"Balkona çıkacağım. Gelmek-"
"Şşttt..."
Aral işaret parmağını dudaklarına koyarken dikleşti. Gökay'ın kolunun altından çıkarak ayağa kalktım.

Arel'in peşinden ilerledim. Balkona çıktığımızda soğuk hava yüzüme çarptı. Olduğum yerde duraksarken Arel koltuğa oturdu. Masanın üstündeki iğrenç resimli pakete uzandı.
"Bu resim seni de kötü yapmıyor mu?"
Paketin içindeki sigaraları saydıktan sonra kafasını salladı.
"Tiksiniyorum."
Paketi yerine bıraktıktan sonra bana baktı.
"Oturmayacak mısın?"
Gözümü kaşırken yanına ilerledim.

Oturduktan sonra tıkaçlarımı çekerek masanın üstüne koydu.
Kulaklarımı ovuşturdum.
"Bu gece erken yatsan iyi olur."
Dudaklarımı birbirine bastırırken yanağımı dizime yasladım.
"Sen de. Yorgun gözüküyorsun."
Parmaklarını gözlerinin altından geçirdikten sonra kafasını gökyüzüne kaldırdı.
"Biraz yoruldum."
"Çok ders çalışıyor olmalısın."
"Sayılır."

Yerde gördüğüm şeyle birlikte burnumu kırıştırdım. 
"Böcek..."
"Nerede?"
"Bak. İlerliyor."
Parmağımla işaret ettiğimde gözlerini kıstı. Bacağını uzatarak üstüne bastığında dudaklarım aralandı.
Bir şey söylemem gerekirken dudaklarımı kapattım.
"Üzülmüş gibisin."
"Pek sayılmaz."
"..."
"Çok mu gamsız göründüm?"
Dudaklarını birbirine bastırırken kafasını iki yana salladı.
"Hayır. Mükemmel."

PressureWhere stories live. Discover now