insanlar doğarlar ve ölürler. biri gerçekleştiyse diğerinin de gerçekleşmesi zorunludur. çünkü bütün insanlar bu dünya'da misafirdir ve vakitleri dolunca geldikleri yere dönmek zorundadırlar. bu bir döngüdür ve her insan bu döngünün bir parçasıdır. çağrıldığı suç mahallinde ölü bir bedeni incelemeye giden edogawa ranpo da...

ranpo, gelmesi istenen yere yaklaştığında etrafında göz gezdirdi. ara sokaktan gelen polis arabalarının ışıklarını gördüğünde adımlarını o tarafa yönlendirdi. iyice yaklaştığında onu çağıran polis dedektifi fukuzawa, elini sallayarak ranpo' ya yerini belli etti. '' o parlak ışıklardan önce onun elini göreceğimi mi düşünüyor cidden? '' diye mırıldandı. 

fukuzawa' nın yanına gelip durduğunda yanında başka birinin daha durduğunu hissetti. başını geriye doğru atıp kendisinden uzun adamı tersten inceledi bir süre ancak boynu ağrımış olacak ki başını geri kaldırıp arkasına döndü. bir süre daha adamı inceledikten sonra neşeli bir ses tonuyla '' hatırladım! sen poe' sin. '' dedi.

poe' nin yüzü asıldı. '' hatırlamana sevindim.'' dedi kısık bir sesle. daha sonra onu sorgulayıcı bakışlarla inceleyen fukuzawa' ya dönüp kendisini mori' nin çağırdığını belirtti.

daha fazla oyalanmamaya karar verip gri apartmanın kapısından içeri girdiler.  ranpo ''apartman merkeze yakın, haberlerin çabuk yayılacağı bir mevkide. dışarıdan şaşalı bir görünüşü olmasa da içi gayet lüks. demek ki kurbanın yeterince parası vardı ama göz önünde bulunmak istemiyordu. '' dedi. poe de ranpo' ya katkıda bulunarak fikrini dile getirdi '' belki de taşındığında başının belaya girme olasılığının farkındaydı ve bu yüzden böyle bir yeri seçti. '' . ranpo başıyla onayladı.

üçü birlikte asansöre ilerlerken birbirinden bağımsız adım sesleri sessiz holde yankılanıyordu. asansöre ilk varan fukuzawa' nın düğmeye basmasıyla zaten bulundukları katta olan asansörün kapısı açıldı. sırayla asansöre bindiler ve asansörün en üst kata ulaşmasını beklemeye başladılar. daha 2. kata yeni varmışlardı ki ranpo sessizliği bozup poe' ye '' hala kitap yazıyor musun? '' diye sordu. '' eğer yazıyorsan okumak isterim. ''

poe' nin gözleri heyecanla parladı. '' gerçekten okumak ister misin? '' diye sorup kendisiyle alay edilmediğinden emin olmak istedi. 

ranpo gülümseyerek '' elbette okumak isterim. yazdığın şeyler ilgimi çekiyor. '' dedi. ''istersen buradaki işimiz bitince bir kafede buluşup bir şeyler içeriz. sen de bana yazdığın şeyleri getirirsin. '' poe son karşılaşmalarından sonra ranpo' nun ondan haz etmediğini düşünmeye başlamıştı. bu yüzden bu teklife şaşırsa da başını sallayarak kabul etti. 





selam! bu biraz giriş bölümü gibi oldu ama diğer bölümleri daha uzun tutmayı planlıyorum. ilk birkaç bölüm daha çok polisiye odaklı olacak ve sonraki bölümlerde karakterleri daha ön planda tutmaya çalışacağım. daha önce yayınlamadığım, kendi halimde yazdığım yazılarım oldu ancak ilk defa polisiye yazıyorum. mantık hatalarım olabilir ama her türlü eleştiriye açığım. lütfen çekinmeden fikirlerinizi belirtin. 

Back To The Old House | RanpoeWhere stories live. Discover now