istedikleri kata ulaştıklarını belirten ding  sesini duyduktan sonra asansörden inip görevli kişilerin girip çıktığı kapıya ilerlediler. 

kapıda bekleyen adam mavi, naylondan yapılmışa benzeyen bir tulum giyiyordu ve  giymeleri için aynısından onlara da uzattı.  ranpo, ona verilen tulumu hızlıca giyip içeri ilerledi. gözlüklerini taktıktan sonra cesedi farklı açılardan incelemeye başladı.

fukuzawa cesedin elindeki silaha işaret ederek '' intihara benziyor. '' dedi. ranpo ona onaylamayan bir bakış atıp incelemeye devam etti. poe '' silah cesedin sağ elinde ama evdeki eşyalar solak birinin kullanımına uygun düzenlenmiş. bu yüzden cinayet olmalı. '' dedi.

ranpo incelemeyi bıraktı ve '' ciddi olamazsınız. '' dedi. '' masadaki resmi görüyor musunuz? kalem sağ tarafa bırakılmış. ayrıca cesedin sağ elinde kalem izleri var. adam büyük ihtimalle intihar etmiş ama kafamızı karıştırmak istemiş. evdeki eşyaların yerini önceden değiştirmiş çünkü intihar etmeyi önceden planlıyordu ancak resmi sonradan çizip hesaba katmamış. dikkatli bakarsanız resmin yarım kaldığını ve aceleyle bırakıldığını görebilirsiniz. resmi yarıda bırakmasına neden olacak bir şey olmuş. bu bir intihar ancak basit bir intihar değil. ''

poe' nin yüzünde bir tebessüm belirdi. '' Hiç değişmemişsin. '' ranpo da ona gülümsedi ve cebinden bir lolipop çıkarıp  yemeye başladı. odada gözlerini gezdirirken gözleri bir noktada durdu ve adımlarını oraya yönlendirdi. 

odadaki polislerden biri ranpo' ya yemek yememesini söyleyecekti ki fukuzawa tarafından durduruldu. '' bırak, o böyle çalışıyor. '' 

ranpo ise onlara aldırmadan önündeki tabloyu inceliyordu. parmak ucunda yükselip tablonun üstüne bakmaya çalıştı. tam daha iyi görebilmek için sandalye almaya gideceği sırada poe yanına geldi ve sağ elinin işaret parmağını tablonun üstünde gezdirdi. ardından sol elinin işaret parmağını da yan taraftaki tablonun üstünde gezdirdi ve ikisini birlikte ranpo' ya gösterdi.  ranpo, teşekkür ettikten sonra eğilip poe' nin parmaklarına baktı. aşağıdaki tabloyu işaret ederek '' bu tablo en fazla 2 gün önce asılmış. diğerine kıyasla üstünde daha az toz var. '' dedi. 

poe '' peki tablonun intiharla ne alakası var? '' diye sordu. ranpo biraz kenara kayıp poe' ye yer açtı. '' biraz daha dikkatli bakarsan anlayabileceğine eminim. '' 

poe tablonun karşısına geçip resme daha dikkatli baktı. uzaktan renkli ve pozitif bir resme benzese de inceleyince yerde farklı pozisyonlarda yatan çöp adamların aslında ölü bedenler olduğu anlaşılıyordu. poe birden '' dans eden adamlar! '' diye bağırdı. 

fukuzawa yanlarına gelip '' dans eden adamlar da neyin nesi? '' diye sordu. ranpo gözlerini kısıp ona baktı. '' hiç kitap okumaz mısın sen? ''

poe, ranpo yerine açıkladı '' dans eden adamlar, sherlock holmes hikayelerinden biridir. bu hikayede dans eden adam kodlarıyla mesajlar bırakılıyordu. bu resimdeki çöp adamlarla da dans eden adam kodları oluşturulmuş. '' 

içeri daha yeni girmiş olan mori '' peki ya bu kodlarla ne yazılmış? '' diye sordu. yanında her yere peşinden gelen kızı elise vardı. artık küçük sarışın kızı dışarı çıkarmanın bir manası yoktu. çoktan suç mahallini ilgiyle incelemeye başlamıştı. 

elise, dört adamın başında durduğu tabloya doğru ilerledi. bir süre tabloyu inceleyip '' sıra sende. '' dedi. fukuzawa küçük kıza baktı. '' sıra kimde? ''

ranpo kıkırdadı ve elise' nin saçını okşadı. '' senin çözemediğin şeyi küçücük kız çözdü. resimdeki koddan bahsediyor. '' 

elise sinirle ranpo' ya baktı. '' hey, ben küçük değilim! hem hangi küçük kız babasıyla suç mahalline gelip gizli kodları çözer ki? '' 

poe '' haklısın, ranpo ağabeyin hiç anlamıyor bu işlerden.'' diyerek elise' yi kucağına aldı. normalde mori' den başkasının kucağına gitmeyen elise tabloyu yakından inceleme şansı bulduğu için inmeye çalışmamıştı. 

ranpo '' resmin üzerindeki fırça izleriyle paralel giden çizgileri görüyor musunuz? onlar tırnak izleri. ancak uzun tırnaklar böyle izler bırakabilir ama düzenli olarak resim çizen biri tırnaklarını bu kadar uzun tutmaz. çizmesine engel olur. aynı zamanda resim bir amatörün elinden çıkmış gibi de durmuyor. demek ki daha öncesinde resimle uğraştı ama profesyonel değil. '' dedi.

poe '' o zaman ölüm tehdidi için özel olarak çizilen bir resim bu. '' dedi kucağındaki elise' yi yere indirirken.

'' diyeceklerim daha bitmedi. resimde bir sürü farklı renk kullanılmış ancak bu renkler boyalar karıştırılarak oluşturulmamış. öyle olsa pütürlü olurdu ve renk geçişleri olurdu. düzenli olarak resim yapmayan birinin evinde bu kadar çok boya bulundurması anlamsız olur. demek ki bir atölyede çalışmış. bu katil gerçekten zekiyse dikkat çekmemek için kalabalık bir atölye tercih etmiştir. yani elimizde üç seçenek kalıyor. hepsine sırayla gitmemiz lazım. kamera kayıtlarına bakabilmemiz için ne gerekiyorsa yapın.ayrıca herhalde ölüm tehdidi için çizilmiş bir resim, yoksa neden içine gizli kodlar koyulsun. bu resmi her kim çizdiyse bu adam onu tanıyordu ve ondan ölesiye korkuyordu. '' 

poe hariç odadaki herkes ranpo' ya şaşkınlıkla bakıyordu. ranpo evden çıkıp üstündeki mavi tulumu kapının yanına bıraktı. diğerleri işleri halledene kadar merdivenlerde oturmaya karar verdi. bir süre sonra poe de evden çıktı ve ranpo' nun yanına oturdu. birkaç dakika sessiz sessiz oturduktan sonra ranpo '' görüşmeyeli kendini geliştirmişsin. '' dedi. poe sessizce teşekkür ederken koyu renk perçemleri kızarmış yüzünü saklıyordu.



biraz okuduğum polisiye kitaplardan ilham alarak biraz da kendi hayal gücümü kullanarak böyle bir şey yazdım. umarım hoşunuza gider. fikirlerinizi belirtmekten çekinmeyin !

Back To The Old House | RanpoeWhere stories live. Discover now