e

763 70 36
                                    


Chanın öğrencisinin dediği şeyler yüzünden kafası karışmıştı. Belki gerçekten gece uyanmışımdır diye düşünüp hafızasını zorlasa da öyle bir anı yoktu, gerçekten de tüm gece kesintisz uyumuştu.

Hyunjin'in arabaya binmesiyle arabayı çalıştırmış ve okula doğru sürmeye başlamıştı. Belki kardeşi ne olduğunu biliyordur diye ona sorma kararı alarak konuşmaya başladı.

"Hyunjin gece uyandın mı hiç?"

"Evet hyung neden?"

"Minho yazmış da özür diledi ne olduğunu da anlayamadım. Uyanmadım ben hiç gece ama o emin baya gece konuştuğumuzdan"

Kıkırdamasını duyarken saniyelik ona baktı. Gülümsemesini görmeyeli uzun zaman olmuştu, Chan en sevdiği bu görüntüden uzun bir süre mahrum kalmıştı ama neyse ki tekrar kavuşmuştu. Ayrıca gülmesi bir şey bildiği anlamına da geliyordu Chan için.

"Sınıf grubuna mesaj atmış. Bende yanlışıkla senin telefonundan cevap verdim onun için yazmıştır sana"

"Özür dileyecek ne yazmış olabilir ki?"

"Boşver hyung. Ben sert yanıt verdim ondan korkmuştur normalde sen kesin güler geçerdin"

"Hâlâ ne olduğunu merak ediyorum"

"Bana söylettirme hyung"

Hyunjin gülerken Chan ise gözlerini devirmişti. Somurturken kardeşi yanağından makas almıştı. Sanki küçük olan Chan da büyük olan Hyunjin gibiydi. Yaşlarına rağmen çok zıt karakterleri vardı fakat ikisi de memnundu hallerinden.

Çok kısa bir süre sonra ise okula varmışlardı. Chan Hyunjin'e biraz beklerse beraber gidebileceklerini söylemişti fakat kardeşi onu reddetmiş ve merdivenleri çıkmaya başlamıştı.

Minho ise o sırada arkasında oturan Changbini seyrediyordu. Bir iki saat sonra büyük ihtimalle açılırdı arkadaşı, çok uykusu var gibi duruyordu. Changbin kafasını sıraya gömmüşken Minho sınıftan giren arkadaşına baktı.

"Günaydın"

"Günaydın hoca geliyo"

Gözlerim bizi satan Seungmine kaydı. O da bana bakıyordu. O sırada sınıfa giren öğrencilerden birinin öğretmen geliyo diyişini duymuştu şimdi yüzünde yer alan bir sırıtış vardı. Minho göz devirirken sınıfın kapısı açılmıştı. Herkes hocayı beklerken içeri uzun boylu uzun sarı saçları olan bir çocuk girmişti.

Çocuk gidip öğretmen masasına yaslanıp nereye oturabileceğini düşünürken abisine en yakın yere oturmak istediğine kanaat getirdi. Şansına öğretmen masasının önündeki sıra boştu. Orda oturan diğer kişiye oturup oturamayacağını soracakken içeri öğretmeni girmişti.

Okul sınırları içinde sadece öğretmeniydi, öyle karar vermişti. Zaten soyadları da farklıydı ve Hyunjin buradaki kişilerin kendileri hakkında en ufak bir şeyi bile bilmesini istemiyordu. Chan öğrencilere gülümseyip onları selamlarken Hyunjin de o çocuğun önüne geçmiş ve oturup oturamayacağını sormuştu.

"Şey.. tabi, tabi oturabilirsin gel"

Minho kendi çantasını ve Seungminin çantası alıp cama yasladıktan sonra sırıtarak arka tarafta kurtadam Jungwon ile oturan arkadaşına baktı. Onu satmayacaktı, yoksa satılırdı.

Arkasında oturan arkadaşlarına bakıp sırıttıktan sonra önüne döndü. Yanında oturan kişiyi de tanımak istiyordu. Gruba eklendiğinde öğretmenleri ismini söylemişti sadece. Şimdi kendisini daha detaylı anlatmasını umuyordu.

"Çocuklar zaten Hyunjini tanıyorsunuz gruba eklemiştik. O yüzden tanışma faslı gibi bir şeye gerek yok direkt derse başlıyoruz"

Pekala, demek ki bugün şanslı gününde değildi fakat gene de şansını denemek istiyordu Minho. Bu yüzden kitabına bakan hocaya doğru sırasının üstünden eğilerek yaklaştı ve konuşmaya başladı.

"Hocam belki vardır arkadaşın diyeceği bir şeyler. Sorsa mıydık ona?"

"Bu onun kararıydı zaten Minho. Eğer o sizinle daha yakından tanışmak isterse tanışırsınız şimdi ders işlicez"

Oflayarak geri çekildi ve yanındakine baktı. Sanki ondan bahsetmiyorlarmış gibiydi, ilgilenmiyordu dedikleriyle. Sırayı izliyor ve elindeki kalemi döndürüyordu. Yüzündeki maskeyi de çıkartmak yerine bir de şapkasını kapatmıştı.

Minho onun asosyal birisi olduğunu düşünüyordu, belki de sosyal anksiyetesi vardı? Bu yüzden onu zorlamama kararı aldı. Bu yüzden kolunu sıraya, eline de kafasını yaslayarak öğretmenine dönmüştü. Chanın yanındakine baktığını gördü, bir saniye sonra çocuk kafasındaki şapkayı yavaşça geriye doğru itmişti. Böylelikle uzun sarı saçları tamamen gözüküyordu artık.

Sonra ise derse başlamıştı. Minho uykusunun geldiğini hissettiğinde -ki gelmemişti sadece dersin bir etkisiydi- kafasını sıraya gömmüştü. Hyunjin ise zor olsa da dersi pür dikkat dinliyordu.

Sınıfları cidden kalabalıktı ama ne kadar soğuk durursa kimse ona yaklaşmazdı. Bu yüzden bir kere bile ağzını açmamıştı ve açmayı da düşünmüyordu. Fakat diğer derslerde de böyle olmayacağını biliyordu. Chan uyarmıştı onu, öğretmenler biraz cıvıktır sana göre diye. Hyunjin abisi için hepsine katlanabileceğini düşündüğü için sorun olmayacağını söylemişti ve cidden de sorun olmamasını umuyordu.

fUxK bUdDy ][ hyunhoWhere stories live. Discover now