ğ

358 38 88
                                    

Nefessiz kalsam da Chan hocanın peşinden koşmayı bırakmadım. Şu an sinir boşalması falan yaşıyor olmalıydı. Bu yüzden uzaklaşmasına izin vermiştim başta, fakat yalnız kalsın da istemiyordum.

Sonunda yanına gelebildiğimde durdurdum. Beni gördüğünde anlık şaşırsa da sonra yüz ifadesi normale dönmüş ve etrafa bakmaya başlamıştı. Hemen ilerimizdeki parkı gördüğümde o yana yönlendirdim.

"Şu parka gidelim hocam"

Bir şey dememiş ve yürümeye başlamıştık. Şu durum biraz geriyordu ama sorun değildi. Birazdan geçerdi tahminimce.

Küçük olan parka geldiğimizde Chan hoca direkt ağaçların dibindeki kaldırım tarzı olan yükseltiye oturdu. Bende yanına oturdum. Amacım konuşmak değildi o yüzden ona bakmıyordum bile. Kısa diyemeyeceğim ama çok da uzun olmayan bir sessizliğin ardından bana döndü.

"Gitsene Changbin, niye geldin ki?"

"Sizi yalnız bırakmak istemiyorum"

Ona dönüp kurduğum cümle şaşırmasını sağlamıştı.

"Neden, ne yapabilirim?"

"Kelimelerinizin ne kadar keskin, acı verici olduğunu gördüm. Düşüncelerinizle de kendinize zarar vermeyin diye burada duracağım"

Bir şey demeyip önüne dönmüştü fakat ben hâlâ ona bakıyordum. Hyunjin ile arasındaki bağ nasıl türdeyse çok kuvvetliydi. Tabi ki sevgili olduklarını düşünmüyordum fakat olsalarda umursamazdım.

Bakışlarımı ondan ayırıp telefonumu çıkarttım cebimden. Oranın ne alemde olduğunu merak ediyordum. Bir süre konuşup Chan hocanın ve Hyunjinin kardeş olması şaşkınlığını atıp telefonu geri cebime koydum.

"Ne düşünüyorsunuz?"

"Hyunjin'in nasıl olduğunu"

"Onu merak ediyorsanız neden onları aramadık ki?"

"Minhoyla olması daha iyi. Minhoya güveniyorum"

"Anladım. İyiymiş bu arada şimdi konuştuk"

İç çekip kafasını sallamıştı. Dizlerini kendine çekip sarıldığında ne yapsam bilememiştim. Kafasını da gömdüğünde gerçekten şu anda düşüncelerinde boğulduğunu anlamıştım.

Aklıma bir şeyler geliyordu fakat öğretmenim olması resmiyeti beni geriye çekiyordu. Aramızda çok yaş farkı yoktu bu yüzden çekinmezdim ama konu öğretmenim olunca ikileme düşmüştüm.

"Size destek olmam için öğretmenim oluşunuzu bir kenara atabilir miyim?"

Kafasını kaldırdığında yorgun bakışları ile göz göze geldim. Yavaşça kafasını sallamıştı. Onayı aldığım an sarıldım ona. Kollarını güçsüzce bana doladığında da daha iyi sarılabilmek için tüm vücudumu o tarafa döndürdüm.

Sağ dizim kırıktı ve bacaklarının arasına denk geliyordu. Sol bacağımı ise arkasına doğru uzatmıştım. (Bacak arası fln dedik yanlis anlamayın chan duz oturuyo changbin yan oturuyo. Chan'ın dizleri de kendine cekili ya o araya geliyo changbinssinin dizi)

"Neden onu koruyamıyorum?"

"Bu koruyamamış halin mi hyung?"

Siz diye hitap etmeyince garip hissetmiştim fakat resmiyeti atacağımı söylemiştim. Zaten normal gelmeye başlamıştı bile.

"Endişelendi bir kere, sinirlendi belki üzüldü. En başından çekip almalıydım onu. Ya da daha da dikkatli olmalıydım. Saçma sapan dedikodular ile böyle şeylere maruz kalmazdık"

fUxK bUdDy ][ hyunhoWhere stories live. Discover now